Ahmet Özal, babası 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili fotoğraflı bir basın toplantısı düzenledi. Babasının hastaneye gelmeden öldüğü iddialarına cevap veren Ahmet Özal, bir fotoğraf paylaşarak ' Eğer ölü bir hali varsa siz söyleyin. Ayağı basıyor başı dik duruyor' dedi.
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal, babasının ölümü ile ilgili Adli Tıp Kurumu raporunun güvenilir olmadığını belirterek,'Adli Tıp Kurumu'nun teknik bulguları sadece ihtisas kurumunun elinde olmamalı.Yurtiçi yurtdışında teknik uzmalara da inceletilmeli. Bir teknik bilgi nasıl olur da oylanabilir' dedi.
Babasının hastaneye getirildiğinde ölü olduğu iddialarını fotoğraflarla yalanlayan Özal,'Bu fotoğrafta rahmetlinin ölü bir hali var mı. Ayağı yere basıyor ve dik duruyor. Ben bunun açıklamasını istiyorum' ifadelerini kullandı. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal, babasının zehirlenme iddiaları ile ilgili basın toplantısı düzenledi.
Babasının ölümünün araştırılması için yıllardır mücadele verdiğini belirten Ahmet Özal., “Ben 1993 yılından beri mücadele ediyorum. 1997 yılında sesimi duyurabildim ve söyledikleri basında yer aldı. Sadece babamla ilgili değil Türkiye'nin en karanlık yııl olarak gördüğüm 1993 yılı ile ilgili konuştum. O zamandan beri söylediğim tek bir şey vardı. Kamuoyu vicdanın rahatlatmak için bu konunun incelenmesi lazım. 1999'da milletvekili olduğum zaman meclise önerge verdim. Benim önergem rafa kalktı” dedi.
Zaman zaman şov yapmakla suçlandığını söyleyen Özal, “Gerçekten üzülüyorum. Ben babamın vefatından 6 yıl sonra Malatya'dan milletvekili seçildim. 10 sene boyunca başbakanlık köşkünü de, cumhurbaşkanlığı köşkünü de gördüm. Benim şov yapmaya ihtiaycım yok” ifadelerini kullandı.
Ahmet Özal, Türkiye'deki önemli faili meçhul davalarının zamanaşımına uğramak üzere olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye'nin gerçek karanlık yılı 93 ile başlamıştır. Şu an Özal'ın dosyası rafa kaldırılıyor. 2013 yılında Uğur Mumcu, Eşref Bitlis'in suikastlerinin davaları zaman aşımına uğrayacak. Buradan meclise sesleniyorum. Faili meçhullerde kesinlikle ve kesinlikle zaman aşımı olmaması gerekir. Zaman aşımının kaldırılması gerekir” diye konuştu.
Sağ-Sol ayrımı yapmadan Türkiye'deki tüm faili meçhuller ve idamlar için mücadele ettiğini söyleyen Özal, “Toplumlar kalkınmalarını zıt fikirler tartışıldığı zaman ileri gider. Maalesef Türkiye'de bu kültüre bazı insanlar hala gelemediler. Ben Türkiye'nin kara tarihinden örnekler verdim. Rahmetli Adnan Menderes'in asılması ne kadar acı ise, aynı şekilde deniz gezmiş ve arkadaşlarının asılmasının da yanlış olduğunu söyledim. Bugün rahmetli Adnan Menderes için iade-i itibar, idam kararın yok sayılması konuşuluyor. Aynı şeyin Deniz Gezmiş için de yapılması gerekir. Cebinde çay parası olmayan 22 yaşındaki 3 çocuk, anayasayı zorla değiştirme suçundan idam edildiler” şeklinde konuştu.
Devlet Denetleme Kurulu'nun Özal'ın ölümüne ilişkin raporundan bazı bölümler okuyan Ahmet Özal, “Raporda merhum cumhurbaşkanının kan örneklerinin özelliğini kaybettiği ve atıldığı ifade edilmekte. 1993 yılında ölen bir insanın kan örneği var. Biz ailesi olarak talep ettiğimizde dipfiriz bozuluyor ve kan örnekler çöpe gidiyor. Ölüm nedeni ile ilgili tartışmalar var. Normal şartlarda Doktorlar anlaşamaz ise savcı olay yerine gelir ve kimseye sormaksızın şüpheli bir durum varsa otopsi kararı verir” şeklinde konuştu.
Konuşmasında Adli Tıp raporuna da değinen Ahmet Özal, “Adli Tıp raporunda 4 zehir tespit edildi. Bu zehirlerden 2 tanesi savcıya verilen raporda maalesef yok. Adli tıp bilimsel bir kurumdur. Adli tıpın teknik bulguları sadece İhtisas kurumun elinde olmamalı. Yurtiçi ve yurtdışından teknik uzmanlara da verilmeli ve incelenebilmeli. Bir teknik bilgi nasıl olur da oylanabilir. Oylandığı zaman ne faktörler girer. Ancak bunların hepsi birgün açıklanacak merak etmeyin. Türkiye'de artık yeni bir idare var. Sadece hükümetten değil devletten bahsediyorum. Türkiye'de devlet anlayışı değişiyor” Türkiye'de derin bir yapının var olduğunu ve Ergenekon davası sürecini önemsediğini kaydeden Ahmet Özal, bu derin yapının ancak demokratikleşme ile yok olabileceğini savundu.
Babası Turgut Özal'ın vefat ettiği günü de anlatan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Rahmetli vefat ettiği gün ambulans yoktu. Hasta taşıma aracı bulundu 1970 model 3. vitese geçmeyen, doktoru olmayan bir araba getirildi. Nereden çıktığını bilmiyorum birden geldi oraya. 70 model bir araba. İçerisinde ayağa kalkılmıyor. Bu arabayla cumhurbaşkanı hastaneye götürülmeye çalışıldı. GATA'ya başhekime haber verilmesine ve oradaki Doktorlar ekipmanları ile kapıda beklerken nedense araba bir anda Hacettepe hastanesine döndürülüyor. Hacettepe'de kimsenin haberi yok çocuk bölümüne götürüyorlar. Çocuktan büyük acile götürüyorlar. Korumalar doktor diye bağırıyor. Bazı ifadelere göre orada yarım saat bekletiliyor. Hacattepe hastanesindeki doktor Ayşe hanım ifadesinde,'Benim kanaatim hastaneye ölü olarak geldiği ve geri döndürülemediği yönündeydi. Nabzı ve tansiyonu alınamıyordu. El ve ayaklarda morarma başlamıştı. Hastaneye getirilmeden muhtemelen 20 dakika önce ölmüştür.” diyor. Yani orada vardığından 20 dakika önce ölmüş. O zaman ben bir fotoğraf göstereceğim. Rahmetli hastaneye girerken. Eğer ölü bir hali varsa siz söyleyin. Ayağı basıyor başı dik duruyor. Bu hastane girişi ile ifadelerdeki hastane giriş benziyor mu birbirine. Ben bunun açıklamasını istiyorum”
Ahmet Özal, Adli Tıp Kurumu raporunun halka açılması gerektiğini ifade ederek, ailesi olarak raporu almak için başvuruda bulunduklarını da sözlerine ekledi.
Ahmet Özal Adli Tıp Kurumu Raporunu Değerlendirdi-1
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ' ın oğlu Ahmet Özal, babasının zehirlenme iddiaları ile ilgili basın toplantısı düzenledi.
Babasının ölümünün araştırılması için yıllardır mücadele verdiğini belirten Ahmet Özal., “Ben 1993 yılından beri mücadele ediyorum. 1997 yılında sesimi duyurabildim ve söyledikleri basında yer aldı. Sadece babamla ilgili değil Türkiye ' nin en karanlık yııl olarak gördüğüm 1993 yılı ile ilgili konuştum. O zamandan beri söylediğim tek bir şey vardı. Kamuoyu vicdanın rahatlatmak için bu konunun incelenmesi lazım. 1999 ' da milletvekili olduğum zaman meclise önerge verdim. Benim önergem rafa kalktı” dedi.
Zaman zaman şov yapmakla suçlandığını söyleyen Özal, “Gerçekten üzülüyorum. Ben babamın vefatından 6 yıl sonra Malatya ' dan milletvekili seçildim. 10 sene boyunca başbakanlık köşkünü de, cumhurbaşkanlığı köşkünü de gördüm. Benim şov yapmaya ihtiaycım yok” ifadelerini kullandı.
Ahmet Özal, Türkiye ' deki önemli faili meçhul davalarının zamanaşımına uğramak üzere olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye ' nin gerçek karanlık yılı 93 ile başlamıştır. Şu an Özal ' ın dosyası rafa kaldırılıyor. 2013 yılında Uğur Mumcu, Eşref Bitlis ' in suikastlerinin davaları zaman aşımına uğrayacak. Buradan meclise sesleniyorum. Faili meçhullerde kesinlikle ve kesinlikle zaman aşımı olmaması gerekir. Zaman aşımının kaldırılması gerekir” diye konuştu.
Sağ-Sol ayrımı yapmadan Türkiye ' deki tüm faili meçhuller ve idamlar için mücadele ettiğini söyleyen Özal, “Toplumlar kalkınmalarını zıt fikirler tartışıldığı zaman ileri gider. Maalesef Türkiye ' de bu kültüre bazı insanlar hala gelemediler. Ben Türkiye ' nin kara tarihinden örnekler verdim. Rahmetli Adnan Menderes ' in asılması ne kadar acı ise, aynı şekilde deniz gezmiş ve arkadaşlarının asılmasının da yanlış olduğunu söyledim. Bugün rahmetli Adnan Menderes için iade-i itibar, idam kararın yok sayılması konuşuluyor. Aynı şeyin Deniz Gezmiş için de yapılması gerekir. Cebinde çay parası olmayan 22 yaşındaki 3 çocuk, anayasayı zorla değiştirme suçundan idam edildiler” şeklinde konuştu.
Devlet Denetleme Kurulu ' nun Özal ' ın ölümüne ilişkin raporundan bazı bölümler okuyan Ahmet Özal, “Raporda merhum cumhurbaşkanının kan örneklerinin özelliğini kaybettiği ve atıldığı ifade edilmekte. 1993 yılında ölen bir insanın kan örneği var. Biz ailesi olarak talep ettiğimizde dipfiriz bozuluyor ve kan örnekler çöpe gidiyor. Ölüm nedeni ile ilgili tartışmalar var. Normal şartlarda doktorlar anlaşamaz ise savcı olay yerine gelir ve kimseye sormaksızın şüpheli bir durum varsa otopsi kararı verir” şeklinde konuştu.
Konuşmasında Adli Tıp raporuna da değinen Ahmet Özal, “Adli Tıp raporunda 4 zehir tespit edildi. Bu zehirlerden 2 tanesi savcıya verilen raporda maalesef yok. Adli tıp bilimsel bir kurumdur. Adli tıpın teknik bulguları sadece İhtisas kurumun elinde olmamalı. Yurtiçi ve yurtdışından teknik uzmanlara da verilmeli ve incelenebilmeli. Bir teknik bilgi nasıl olur da oylanabilir. Oylandığı zaman ne faktörler girer. Ancak bunların hepsi birgün açıklanacak merak etmeyin. Türkiye ' de artık yeni bir idare var. Sadece hükümetten değil devletten bahsediyorum. Türkiye ' de devlet anlayışı değişiyor”
Türkiye ' de derin bir yapının var olduğunu ve Ergenekon davası sürecini önemsediğini kaydeden Ahmet Özal, bu derin yapının ancak demokratikleşme ile yok olabileceğini savundu.
Babası Turgut Özal ' ın vefat ettiği günü de anlatan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Rahmetli vefat ettiği gün ambulans yoktu. Hasta taşıma aracı bulundu 1970 model 3. vitese geçmeyen, doktoru olmayan bir araba getirildi. Nereden çıktığını bilmiyorum birden geldi oraya. 70 model bir araba. İçerisinde ayağa kalkılmıyor. Bu arabayla cumhurbaşkanı hastaneye götürülmeye çalışıldı. GATA ' ya başhekime haber verilmesine ve oradaki doktorlar ekipmanları ile kapıda beklerken nedense araba bir anda Hacettepe hastanesine döndürülüyor. Hacettepe ' de kimsenin haberi yok çocuk bölümüne götürüyorlar. Çocuktan büyük acile götürüyorlar. Korumalar doktor diye bağırıyor. Bazı ifadelere göre orada yarım saat bekletiliyor. Hacattepe hastanesindeki doktor Ayşe hanım ifadesinde, ' Benim kanaatim hastaneye ölü olarak geldiği ve geri döndürülemediği yönündeydi. Nabzı ve tansiyonu alınamıyordu. El ve ayaklarda morarma başlamıştı. Hastaneye getirilmeden muhtemelen 20 dakika önce ölmüştür.” diyor. Yani orada vardığından 20 dakika önce ölmüş. O zaman ben bir fotoğraf göstereceğim. Rahmetli hastaneye girerken. Eğer ölü bir hali varsa siz söyleyin. Ayağı basıyor başı dik duruyor. Bu hastane girişi ile ifadelerdeki hastane giriş benziyor mu birbirine. Ben bunun açıklamasını istiyorum”
Ahmet Özal, Adli Tıp Kurumu raporunun halka açılması gerektiğini ifade ederek, ailesi olarak raporu almak için başvuruda bulunduklarını da sözlerine ekledi.
İLGİLİ DİĞER VİDEOLAR
''Fotoğraftaki kişi babam''
30 Aralık 2012 Pazar
Sedyeyi içeri taşıyan korumaya aitmiş
28 Aralık 2012 Cuma
'Fotoğraftaki Özal değil'
28 Aralık 2012 Cuma
Özal değil koruma polisi
28 Aralık 2012 Cuma
'O fotoğraftaki Özal değil'
28 Aralık 2012 Cuma
Şoke eden fotoğraf Haberi
27 Aralık 2012 Perşembe
Ahmet Özal'dan açıklama Haberi
27 Aralık 2012 Perşembe
Ahmet Özal'dan açıklama Haberi
27 Aralık 2012 Perşembe
''Babam hastaneye yürüyerek gitti'' Haberi
27 Aralık 2012 Perşembe
19 yıllık sır aydınlanmadı Haberi
27 Aralık 2012 Perşembe
Adli Tıp'ın Özal raporu Haberi
27 Aralık 2012 Perşembe
Özal'ın şüpheli ölümü Haberi
27 Aralık 2012 Perşembe
Ahmet Özal'dan şok iddia Haberi
27 Aralık 2012 Perşembe
Ahmet Özal sessizliğini bozdu Haberi
27 Aralık 2012 Perşembe
Turgut Özal'ın ölümü Haberi
27 Aralık 2012 Perşembe
İLGİLİ VİDEOLAR
Bayrağı gören dalgalandırmak için denize atladı
30 Ağustos 2021 Pazartesi
İş yerinde kafasına demir düşen genç 3 ay sonra öldü
28 Ağustos 2021 Cumartesi
- Cumhurbaşkanı Erdoğan Bosna Hersek'te
27 Ağustos 2021 Cuma
Babasının öldüğü silahlı saldırıda ağır yaralanan çocuk da hayatını kaybetti
26 Ağustos 2021 Perşembe
Ev arkadaşını öldürüp kendi başına sıktı
25 Ağustos 2021 Çarşamba
Dünya Motokros Şampiyonası marka tanıtımı yapıldı
24 Ağustos 2021 Salı
Dikey Rüzgar Tüneli, test uçuşlarını başarıyla gerçekleştirdi
24 Ağustos 2021 Salı