AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Mısır'daki siyasi krizle ilgili açıklamalarda bulundu.

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Mısır'daki siyasi krizle ilgili, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin halkın desteği ile seçilmiş, demokratik bir lider olarak bütün dünyanın desteğini hak ettiğini belirterek, "Hepimiz Sayın Mursi'nin, özellikle bu darbe çığırtkanlıklarına karşı dik duruşunu takdirle karşılıyoruz" dedi.

Bağış, Mısır'da yaşanan siyasi kriz ve ordunun, Mısır Cumhurbaşkanı Mursi'ye 48 saat süre tanımasına ilişkin yaptığı açıklamada, her şeyden önce demokrasinin en kötü halinin bile darbelerin en iyi halinden daha yaşanabilir, daha kabul edilebilir bir süreç olduğunun bilinmesi gerektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Mursi'nin, Hüsnü Mübarek gibi 50 yıl boyunca Mısır halkını inleten, eli kanlı bir diktatörden sonra halkın üçte ikisinin çoğunluğu ile seçilmiş demokratik bir lider olduğuna işaret eden Bağış, şunları kaydetti:
'Sayın Mursi, daha göreve geleli kısa bir süre olmasına rağmen Mısır'da çok önemli reforamlar yapmaya çalıştı ve o kadar çok sorunun üst üste bindiği bir ülkede, reformun bu kadar zor olduğu bir ülkede bu çabası takdir edilmelidir' diye konuştu.

DÜNYAYA DESTEK ÇAĞRISI


Egemen Bağış, Türkiye'nin üyesi olmaya çalıştığı AB'nin en önemli değerlerinden birinin de demokrasi ve hukukun üstünlüğü olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

'Sayın Mursi halkının desteği ile seçilmiş demokratik bir lider olarak bütün dünyanın desteğini hak etmektedir. Hepimiz Sayın Mursi'nin, özellikle bu darbe çığırtkanlıklarına karşı dik duruşunu takdirle karşılıyoruz, karşılamalıyız. Darbeleri ülkemizde nasıl tasvip etmiyorsak, dünyanın hiçbir yerinde tasvip etmemeliyiz. Darbenin her türlüsüne her yerde hep beraber karşı çıkmalıyız. Ülkemizin içerisinde de o darbeci zihniyetlerin yavaş yavaş tedavülden kalkmakta olduğu bugünlerde, dünyanın her yerinde demokrasiden, insan haklarından, ifade özgürlüğünden yana bir tavır almak hepimizin ortak görevidir.' ,

MISIR'DAKİ KRİZ İLE İLGLİ AB TEMASLAR


Bu çerçevede konuyla ilgili AB yetkilileriyle de temaslarda bulunduklarını belirten Egemen Bağış, şunları söyledi:

'Avrupa Birliği yetkilileriyle de temaslarımızda hem genişlemeden sorumlu komisyon üyesi (Stefan) Füle'nin hem İsveç Dışişleri Bakanı (Karl) Bildt hem Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı'nı üstlenen Litvanya'nın Dışişleri Bakanı'nın hem Yunanistan'ın daha bir hafta büre öncesine kadar dışişleri bakanı olan şu anda savunma bakanı olan Sayın (Dimitris) Avramopulos'un, Avrupa Parlamentosu Başkanı Sayın (Martin) Schulz'un bu konuda bizimle aynı görüşü paylaştıklarını yaptığım temaslarda ben de gözlemledim. AB'nin de bu konuda açık net mesajları var ve olmaya devam edecek. Ümit ediyoruz ki Mısır'da gerçekten arzu edilmeyen gelişmeler olmaz, ümit ediyoruz ki demokrasi güçlenir ve Mısır'ın içerisinde yaşanan sorunlar da demokratik yolarla çözüme kavuşur.'

Prof. Dr. İsmail Kara: 'Bu sürtüşmeler Türkiye'yi de etkileyecek'

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Kara, Mısır'daki darbeye ilişkin çarpıcı anımsatmalar yaptı ve 'Bu sürtüşmeler Türkiye'yi de bir şekilde etkileyecek' dedi.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Kara, Mısır'daki darbeye ilişkin çarpıcı anımsatmalar yaptı ve 'Bu sürtüşmeler Müslüman Kardeşler için de Mısır için de kısa vadede iyi neticeler vermeyecek. Bunlar Türkiye'yi de bir şekilde etkileyecek' dedi.

Söz Sende Özel programına konuk olan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Kara, Mısır'daki darbeyi değerlendirdi.

'Mısır'da olup bitenleri tek çizgi üzerinden ve tek kademede anlayamayız' diyen Kara, 'Fakat bir kaç hususun altını çizebiliriz. Bunlardan birincisi Mısır hadisesi sadece Mısır hadisesi değil. Bildiğiniz gibi Mısır Arap dünyasının bir numaralı ülkesidir. İslam dünyasının dört büyük ülkesinden birirdir. Türkiye, İran, Pakistan ve Mısır. Ayrıca Mısır'ın son yıllarda geçirdiği tecrübeleri de Ortadoğu hadisesiyle birlikte ele almak lazım' şeklinde konuştu. İsmail Kara şöyle devam etti:

'Hiç şüphesiz yakın konu olarak da İsrail ve İran meselesiyle doğrudan alakalı. Bütün bunlar aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası ilişkiler, dış politikası çerçevesinde birinci düzeyde ilgilenmesi gereken konular. Bu işin bir tarafı. İşin ikinci tarafı; Müslüman Kardeşler üzerinde bizim İslamcılık dediğimiz hareketlerin aktüel politik hadiselerle ilişkisi. İş buraya intikal ettiği zaman ben geriyle ilgili bir hatırlatma yapmak istiyorum, o da şu: Bugün Mısır'da olup biten şeyler aslında en yakın olaya bakacak olursak; Arap Baharı, İslam dünyasının soğuk savaş sonrası döneme uyarlanma süreçlerinin bir parçasıdır. Bugünden geriye doğru biraz daha uzak bir hatırlatma yaparsak; Türkiye'de 12 Eylül darbesi 1980 yılında oldu. Hüsnü Mübarek 1981 yılında Mısır'da iktidara geldi. İran Devrimi 1979'da oldu. Pakistan'da ihtilal 1978'de oldu.

Bu aslında İslam dünyasının Türkiye de dahil olmak üzere büyük coğrafyalarının soğuk savaş sonrası döneme hazırlanmasının birinci etabıydı ve burada çok ciddi değişiklikler oldu. Burada da askeri teşebbüsler öndeydi, İran hariç. İran'daki hadise bir ulema hareketi gibi daha sivil hareket gibiydi. Diğer üçü askeri darbeyle olmuş büyük değişikliklerdi. Bu tarih yakınlığına dikkat çekmek isterim.


Daha önemli bir şey oldu. İran'a dıştan bakıldığı zaman'Şeriatçı bir idare geldi'denildi, Pakistan'da da keza. Fakat 12 Eylül idaresinin bütün bu adını saydığım yönetimlerle münasebetleri çok yiyidi.'

'MÜSLÜMAN KARDEŞLERLE AK PARTİ MUKAYESE EDİLEMEZ'

Kara, Mısır'daki Müslüman Kardeşler'in Ak Parti ile karşılaştırılmasına ilişkin de, 'Müslüman Kardeşler ile AK Parti mukayese edilemez. Müslüman Kardeşler'in Mısır'da çok uzun bir tarihi var, Müslüman Kardeşler çok köklü bir hareket. Müslüman Kardeşler artık sistemle entegre olmuş durumda' ifadelerini kullandı.

Arap Baharı öncesinde Müslüman Kardeşler'in uyum çizgisine intikal etmiş bir durumdaydı olduğunu da söyleyen İsmail Kara, 'Bu 1980'den beri devam eden bir şeydir. Onun için bu sürtüşme Müslüman Kardeşler için de Mısır için de en azından kısa vadede çok iyi neticeler vermeyecek. Tabi bunun Ortadoğu'da ciddi uzantıları olacak ve bunlar türkiye'yi de bir şekilde etkileyecek' dedi. BEYAZ GAZETE
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile