MHP lideri, Diyarbakır’da Türk bayrağının gönderden indirilmesi olayıyla ilgili oldukça sert konuştu. Hedefte Başbakan, Genelkurmay ve PKK vardı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.

Konuşmasıın büyük bölümünü çözüm süreci ve Diyarbakır 2. Hava Kuvveti Komutanlığı'nda Türk bayrağının indirilmesine ayıran Bahçeli, sert ifadeler kullandı.

'Sancak düşerse vatan düşer' diyen Bahçeli, 'Şayet devlet yaşayacaksa, şayet millet var olacaksa, bayrak direğine tırmanacak kadar cüretkar olan bir sefilin tam alnı çatından devrilmesi de haktır, helaldir, hukuktur, mahşeri vicdanın şaşmaz adaletidir' ifadesini kullandı.

Bahçeli, 'Diyarbakır'da görev yapan 2. Hava Kuvvet Komutanı ile Genelkurmay Başkanı istifa edecek kadar erdemli ve onurlu olmayı deneyecekler midir?' dediği grup konuşmasında şunları söyledi:

'Türkiye'nin kapkaranlık bir çıkmazın tam göbeğinde olduğunu ve vatanın can çekiştiğini söyleyen Bahçeli, 'Türk milleti sonu ve sonucu ağır maliyetli olacak bir döneme mahkum haldedir. Hükümetin tutumu PKK'yı yüreklendirmektedir. Bölücü örgüt eylem sahasını genişletmekte, ihanet süreci PKK'yı silahlandırmaktadır. Hükümetin yanlış tercih ve teşhisleri vahim neticeler doğurdu. Başbakan Erdoğan çözüm dedikçe PKK, Türkiyi'yi çözmeye niyetlenmiştir.

Bu millet çözüm süreci ile aldatılmıştır. Başbakan geçen yılın 27 Nisan günü terörün bittiğini utanmadan açıklamış; daha da ileri giderek, Cudi Dağı'nda çiçek toplamaktan, Süphan ve Ağrı dağlarında piknik yapmaktan, Dicle ve Fırat'ın sularında özgürce serinlemekten bahsetmiştir...



'ANALAR AĞLAMASIN' İFLAS ETTİ

Dağa gidenler çiçek toplamak yerine silaha sarılşmıştır. Daha ilginci, dağ yoıu öylesine kalabalıklaşmıştır ki ipitni koparan, pusulasını kaybeden kim varsa gönüllü ya da zorla Kandil'e süreklenmiştir. İhanet sürecinin tek kazançlı çıkanı PKK olmuş, Başbakan'ın hanesine bış kovanlar, boş hayaller, israf edilen yıllar düşmüştür. Analar ağlamasın düşüncesi iflae setmiştir.

PKK, Başbakan'ı ve etrafındakileri kafeslemiş, İmralı canisi de köle yapmıştır. Başbakan'ın düşmanlarla aynı niyete ve amaca sahip olması, bunu devlet politikası haline getirmesi görülmemiş, duyulmamış bir durumdur.

Son gelişme, bayrağımızın çekildiği gönderden indirilmesidir. Yüzleri kapalı PKK'lı grup komutanlığın etrafını sarmış, bir hain tel örgüleri aşarak bahçeyue girmiş ve bayrak direğine tırmanarak şerefsizce bayrağımızı indirmiştir...

BAYRAĞIN İNDİRİLMESİ
'17-25 Erdoğan' soruyorum sana. En ufak bir rahatsızlık duydun mu? ‘Asker ve komutan bedel ödeyecek' diyorsun da, beden ödemesi gerekenin kendin olduğunu bilmiyor musun? Bugün grupta atıp tutmak dışında ne yapmayı planlıyorsun. Bayraksızlara, vatansızlara, millet nedir bilmeyen alçaklara, sevgi ve sempati mi gösteriyorsun?

'SANCAK DÜŞERSE VATAN DÜŞER'
Tekmelenen, çiğnenen bayrağımız sancaktır. Sancak düşerse, vatan düşecektir. Bu olukken orada hiç mi duyarlı, helal lokma yemiş, vatan ve bayrak sevgisi olan bir asler yoktur ki; çıkıp da şerefsize gününü göstermemiştir. Böylesi bir acziyet, yenilmişlik, silinmişlik nasıl izah edilir. Farz edelem ki düşman saldırımış, her tarafı çevrelemiştir. Bu durumda silahlar tek kurşun atmadan teslim mi edilecektir?

'HAVA SAHAMIZI NASIL KORUYACAKLAR?'
Diyarbakır'da görev yapan 2. Hava Kuvvet Komutanı ile Genelkurmay Başkanı istifa edecek kadar erdemli ve onurlu olmayı deneyecekler midir?.. Bayrağını muhafaza edemeyenler, bilen varsa söylesin, hava sahamızın güvenliğini nasıl teminat altına alacaktır? Hadi müzakereci Başbakan'ı geçtik diyelim, Genelkurmay Başkanlığı karargahında terör örgütü mensuplarının ölüm haberlerini yayınlamakla meşgül omzu yıldızdan görülmeyen zevat, acaba bu gelişmelerden hiç mi vicdan azabı duymamaktadır?

'VATAN ELDEN GİDİYOR'
Teröristler bayrağımızı indirdikten yaklaşık 24 saat sonra, aklı başına gelen Genelkurmay Başkanlığı, hala ve ısrarla hiç kimsenin bayrağımızı dalgalandığı gönderinden indiremeyeceğini söylemektedir. Genelkurmay Başkanı, geçiniz bunları. Sayın paşa, sizler Ankara'da saltanat sürüp Başbakan'ın peşinden sürüklenirken, bayrak düşüyor, vatan elden gidiyor, farkında mısınız?

'ALNI ÇATINDAN DEVRİLMESİ HAKTIR'
Şayet devlet yaşayacaksa, şayet millet var olacaksa, bayrak direğine tırmanacak kadar cüretkar olan bir sefilin tam alnı çatından devrilmesi de haktır, helaldir, hukuktur, mahşeri vicdanın şaşmaz adaletidir..'

TÜBİTAK'IN 'MONTAJ' RAPORU
Öte yandan Bahçeli, grup konuşmasının başında, TUBİTAK'ın ses kaytlarıyla ilgili 'montaj' tespiti üzerinde de durdu.

MHP lideri, 'Hisleriyle konuşan, hisleriyle tespitte bulunan bakana montaj daha önceden malum olmuştur. Son hamleyi TÜBİTAK yapmışır. TUBİTAK da bu kadar ucube bir kurum olduktan sonra vay halimize... Başbakan inkar etmişti, kıyameti koparmıştı. Bakan iddiaarı reddetmiş, telefonda konuştuğu gazeteci dostu ise özür dilemişti. TÜBİTAK'ın montaj dediğini taraflar doğrulamıştı...' şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlundan Erdoğana Çok Sert Bayrak Tepkisi

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’daki kışlada Türk bayrağının bir gösterici tarafından gönderden indirilmesi olayıyla ilgili ''Bayrağın indirilmesine nasıl sessiz kalalım? Bayrak bir ülkenin onurudur namusudur'' dedi.
 CHP Lideri Başbakan'ı sorumlu tutarak, ''O bayrağı oradan sen indirdin. Sen indirdin derken bunu ben değil Bülent Arınç söylüyor'' ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

CHP Lideri, Diyarbakır'ın Lice ilçesindeki kışlada Türk bayrağının bir gösterici tarafından indirilmesini değerlendirdi.

Kılıçdaroğlu, 'Bir bayrağın indirilmesine ben nasıl sessiz kalabilirim, bu ülke nasıl sessiz kalabilir, o bayrağı dalgalandırmak için yüzbinlerce şehit verdik. Ne olursa olsun, bütün yurttaşlarıma sesleniyorum, bu değilmiydi daha düne kadar 'ben her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım' diyen, milliyetçilik bayrak sevgisidir'' dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, TÜBİTAK'ın 'montaj' dediği ve Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği öne sürülen görüşmeleri saat, süre ve telefon numaralarıyla açıkladı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle:

''Kürt sorununun çözümü konusunda en tutarlı en sağlıklı çözümleri üreten parti biziz. 1989 Raporu'ndan bugüne kadar en tutarlı politikaları oluşturan parti biziz. Bugün haklılığımız çıktı ortaya. Kimsenin burnu kanamasın istiyoruz. Sorunları çözmek istiyoruz iktidar cesaret edemiyor ama biz aydınlıktan yanayız karanlıktan değil. Siyaset kurumu sorumluluk almak zorunda. Çözümün yolu neydi? Büyük bir toplumsal uzlaşmayı sağlamak. Siyaset kurumunu göreve davet ettik. Bu çerçevede bir metin hazırladık ve 6 Haziran 2012'de arkadaşlarımla birlikte AKP'nin kapısını çaldım. Yola çıktığımda dediler ki CHP çok büyük bir risk üstlendi. Evet çünkü biz kimsenin burnu kanamasın istiyorduk. Gelin konuşalım dedik. TBMM'de gelin konuşalım bir uzlaşma komisyonu kuralım.

'MASANIN BİR UCUNDA ÖCALAN, DİĞER UCUNDA ERDOĞAN'
Huzurlu bir ülke bütün sorunlarını çözmeye hazır bir ülkedir, işsizlik, terör sorununu çözen ülkedir. Olmadı neden çünkü iki taraf da birbirine güvenmiyor. Masanın bir ucunda Öcalan diğer ucunda Recep Tayyip Erdoğan. Ne konuştuklarını kimse bilmiyor. Samimi ve dürüst değiller. Millete hesabını veremeyeceğin angajmanlara girme. Girmiş olacak ki millete hesabını veremiyor.

'BARIŞ VE GÜVEN İKİZ KARDEŞ GİBİDİR'

Barış ve güven ikiz kardeş gibidir. Bir ülkede barışı sağlamak istiyorsanız güveni de sağlayacaksınız. Süreç düne kadar çok iyi gidiyordu. Merak ediyorum süreç iyi gidiyorsa bu insanlar niye dağa gidiyorlar? Bu ülkenin başbakanı ağlıyor. Gidin çocukları dağdan alın gelin diye. Başbakanlık makamı şikayet makamı değildir.

'BAYRAĞIN İNDİRİLMESİNE NASIL SESSİZ KALABİLİRİM'

Bir bayrağın indirilmesine ben nasıl sessiz kalabilirim, bu ülke nasıl sessiz kalabilir, o bayrağı dalgalandırmak için yüzbinlerce şehit verdik. Ne olursa olsun, bütün yurttaşlarıma sesleniyorum, bu değilmiydi daha düne kadar 'ben her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım' diyen, milliyetçilik bayrak sevgisidir.

'BAŞBAKAN, CUMHURBAŞKANI SES ÇIKARMIYOR'
Bir askeri birlik düşünün. Tel örgülerden atlıyorsun, bayrak direğine çıkıyorsun, bayrağı indiriyorsun, alıyorsun, tekrar tel örgülerden geliyorsun bu tarafa. Başbakan ses çıkarmıyor, Cumhurbaşkanı da ses çıkarmıyor. Gazeteciler bana söylüyorlar, kıyameti koparıyorum, arkadan o da bağırıyor, 'vay efendim bayrak nasıl inermiş' diye.

BÜLENT ARINÇ'IN SÖZLERİNİ OKUDU, BAŞBAKAN'A YÜKLENDİ
Sen kimsin? Sana millet yetki verdi. Bayrak bir ülkenin onurudur namusudur. Bayrak inecek bunların hepsi seyredecek. Asker hesabını verecek demiş. O bayrağı oradan sen indirdin. Sen indirdin derken bunu ben değil Bülent Arınç söylüyor. Meclis'teki konuşması şöyle: 'Genelkurmay Başkanlığımızın açıklaması dikkatle okunmalıdır. Sabırla olayları takip ediyoruz. Eğer sabır olmasaydı, hükümetin siyasi iradesine bağlılık olmasaydı, bayrak direğine çıkmaya çalışıp, o bayrağı oradan yere indirmeye cüret eden insana cezası o anda verilebilirdi.'

Demokrasi gelecekse önce darbe hukuku gitmeli. Yüzde 10 seçim barajının olduğu bir ülkede barışı ve huzuru sağlayamazsınız. Lider sultasının kaldırılması lazım. Lider sultası varsa demokrasi olmaz. Paranoya var bana darbe yapacaklar beni indirecekler. Merak etme seni sandıkta indireceğiz.

TÜBİTAK'IN SES KAYDI RAPORU

TÜBİTAK'a hayvanat bahçesinden bir müdür atandı. Çocuklarıyla yaptığı konuşmanın gerçek olmadığını söylüyor montajdır diyor. Hayvanat bahçesi müdürünün verdiği rapor zamandan beri delil oluyor?''

İLGİLİ DİĞER VİDEOLAR

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile