Hüseyin Gülerce, Hanefi Avcı'dan Özür Diledi

17 Aralık operasyonu sonrasında doruğa çıkan Hükümet-Cemaat savaşından vazgeçilmesini isteyen ve Zaman gazetesindeki yazılarına bir süre için ara veren Hüseyin Gülerce, Türkiye'yi etkisi altına alan olayları, dünya gündeminden başlıkları ve son dönemde yaşanan en çarpıcı gelişmeleri yorumladığı Beyaz TV'deki Ortak Akıl programında çarpıcı açıklamalar yaptı.

Gülerce, canlı yayında Hanefi Avcı'nın yazdığı Haliçte Yaşayan Simonlar kitabında Cemaati ve cemaate mensup polisleri hükümete karşı komplo kurmakla suçlaması üzerine yazdığı yazılarıdan dolayı özür diledi. 'Avcı'ya özür borcum var' diyen Gülerce, 'Onunla ilgili yazdıklarıma dönüp baktığımda üzüldüm.Bana yakışmamış çünkü o yazılar. Söyledim ya yakışmamış, daha ağır laf var mı? Özel hayatıyla ilgili meseleleri bile malzeme yapmışım, yazıma, böyle bir yazıyı yazmış olmam çok zoruma gitti. Gerçekten utandım.' dedi.

İşte Gülerce'nin canlı yayındaki sözleri:

YARGILAMADAKİ HATALAR DAVALARA GÖLGE DÜŞÜRDÜ
Hanefi Avcı, Şener ve Şık, Büşra Ersanlı, KCK davalarında, yargılama aşamasında bir takım problemler olduğu ve bunların davaların içeriğine gölge düşürdüğü apaçık.

HANEFİ AVCI'YA ÖZÜR BORCUM VAR
Şahsen, yeri gelmişken, şunu da söylemek isterim. Benim Hanefi Avcı'ya da bir özür borcum var.

Paralel yapı iddiası ile ilgili operasyona ve bunun arkasından hazırlanacak iddianameye, yargılama safhasına ikaz anlamında söylüyorum. Yazılan, söylenen, operasyonlar, tutuklamalar, bu yakın tarihteki darbe ve darbeye teşebbüs davalarının safahatına bakıldığı zaman, aynı yanlışların yapılamaması lazım.

ÜZÜLDÜM, BANA YAKIŞMAMIŞ, ZORUMA GİTTİ, UTANDIM...
Neden benim bir özür borcum var? Onunla ilgili yazdıklarıma dönüp baktığımda üzüldüm. Bana yakışmamış çünkü o yazılar. Öyle yazmamam gerekiyordu ama ortaya sürülen belgeler, bilgiler, estirilen hava, o yoğun atmosfer içerisinde... Bunlar mazeret değil tabi, yanlışıma mazeret aramıyorum. Söyledim ya yakışmamış, daha ağır laf var mı? Özel hayatıyla ilgili meseleleri bile malzeme yapmışım, yazıma, böyle bir yazıyı yazmış olmam çok zoruma gitti. Gerçekten utandım.

Onun için yargıya titizlikle bakmak lazım. Yargıçlar da, belgeleri bulanlar da çok titizlikle bakmalı.

HÜSEYİN GÜLERCE NE DEMİŞ, NE YAZMIŞTI?
2010 yılında Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın 'Haliç'te Yaşayan Simonlar; Dün Devlet Bugün Cemaat' kitabını değerlendiren Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, “Hanefi beye yazdıkları yakışmadı” demişti.

Gülerce, Hanefi Avcı ile kitabı hakkında görüşeceğini söyledi ve “Hanefi bey ile dostluğumuz var. Onunla görüşmeden cevap vermeyeceğim. Ama şunu söyleyeyim Hanefi beye yazdıkları yakışmadı” diye konuşmuştu.

Gülerce 30 Eylül 2010 tarihli köşe yazısında ise şöyle yazmıştı:

'Sayın Avcı, neden kendini inkâr yoluna sapıyor?

Acaba Sayın Avcı'nın, iki yıl önce Edirne'de başlayan, edebiyat öğretmeni evli bir bayanla ilişkisi, bu sorulara cevap olabilir mi? Bayan, Edirne'de emniyet mensuplarına hızlı okuma kursu vermiş. O sırada tanışmışlar. Avcı da, bayan da bu ilişkiyi doğruluyor. İki yıl süren bu ilişki, bayanın evliliğini bitirmiş, eşinden boşanmış. Avcı da şimdi yaptığı açıklamada, kendisinin de boşanacağını söylüyor. (...)

Şimdi olay yargıda ve Hanefi Avcı örgüte yardımcı olmaktan tutuklu. Herkes yargıya saygılı olmak zorunda. Benim sorum şu: Evli bir bayanla gayri meşru bir ilişkisi olmasaydı, Hanefi Avcı'ya böyle bir kitap yazdırılır mıydı? Yolu cezaevine kadar düşer miydi? Hanefi Avcı'ya, bu ilişki tuzağını da 'cemaat' mi kurdu?'