Bin 400 yıllık kilise ot ve saman deposu olarak kullanılıyor

Kiliseden görüntüler
-Taşlaran görüntüler
-Haçkarlardan görüntüler
-Haçkarların üzerindeki motif ve yazılardan görüntüler
-5-6 metrelik taşlardan görüntüler
-Kilisenin içinden görüntüler
-Kilisenin içindeki ot ve samanlaran görüntüler
-Burhan gündoğdudan röp
-Köylü kadından Kürtçe röp

( BİTLİS - ÖZEL) BİTLİS

- Bitlis’in Değirmenaltı köyünde bulunan ve Ermenilerden kalma yaklaşık bin 400 yıllık San Anania Kilisesi, ot ve saman deposu olarak kullanılıyor. Köyün içerisinde bulunan ve 1993 yılında Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından tescillenen kilise, mimarisi ile anıtsal bir görünüme sahip. Kilisenin çevresinde birçoğu sağlam olarak kalan 15. yüzyıla ait haçkarların bulunduğu anıtsal taşlar süslemesi ile oldukça dikkat çekiyor. Kilisenin güneyinde ve batısında bulunan, sayısı dokuz tane olan haçkarların bazıları da kırılmış vaziyette. Kilisenin iki yapım aşamasından meydana geldiği öğrenilirken, ilk yapı 6 veya 7. yüzyıllarda inşa edilmiştir. Taşlar üzerinde farklı haç motiflerine yer verilirken, sonradan kapatılan kapının iki yan tarafında yer alan taşların süslemesi de bir o kadar dikkat çekiyor. Boyları 5-6 metreyi bulan anıtsal taşların bulunduğu kilisede, süslemeli haç motifleri de yer almaktadır. Köyün yaşlıları, kendilerinin başka bir yerden bu köye geldiklerinde bu kilisenin sağlam olduğunu söylediler. “Bu kilise San Anania adında Ermenilere ait çok eski bir kilise” Erzurum Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Yüksek Lisans Mezunu ve Fotoğraf Sanatçısı Burhan Gündoğdu, köyde fotoğraf çekerken tesadüfen bu kiliseye rastladığını belirtti.
Bu kilisenin hem kültürel anlamda hem de turistik anlamda topluma kazandırılması gerektiğini belirten Gündoğdu, “Boş zamanlarımda hobi olarak fotoğrafçılık yapılıyor. Bu köye doğa ve yaşam fotoğrafı çekerken kiliseye denk geldim. Bu kilise San Anania adında Ermenilere ait çok eski bir kilise. Bu kiliseyi gezerken çok önemli tarihi güzelliklere denk geldik. Bu eserleri incelediğimizde, devasa boyutlardaki anıt mezar taşlarına ve kitabelere rastladık” dedi.
“Kilisenin içinde saman ile ot yığınları var” Kilisenin fotoğraflarını çekerken çok etkilendiğini de dile getiren Gündoğdu, “Çünkü bu taşların boyu neredeyse 5-6 metre uzunluğunda ve üzerinde sanatsal işlemeler mevcut. Bu işlemeler Hıristiyanların ilk dönemine ait semboller, motifler ve haç işaretleridir. Zaten taşların üzerinde bazıları belli bazıları ise belirsiz yazılar var. Bu yapı taşlarının çoğu ise kilisenin etrafında dağılmış vaziyettedir. Burası şahsa ait arazide bulunduğu için kilise kullanılmakta ve içinde saman ile ot yığınları var. Buranın çok önemli bir yapı olduğunu düşündüğümüz için çekimlerini yaparak bunu gündeme getirmek istedik. Kültürel ve turistik anlamda ilimize katkısı olabileceğini düşündük. Bu yüzden bu yapı ile ilgili gerekli çalışmaların ve restorasyonların başlatılmasını ümit ediyoruz. Çünkü Bitlis’imize ve bu güzel köyümüze hem kültürel anlamda hem de turistik anlamda çok fazla katkısı olacağını umut ediyoruz. Böyle bir zenginliğin kaybolmaması, şu ana kadar ayakta kalmasını göz önünde bulundurursak, en kısa zamanda restorasyonunun yapılıp topluma kazandırılması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.
(VO-MSA-Y)
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile