Doğumsal kalp hastalıklarını ihmal etmeyin

doktor ile röportaj
-doktorun çocuk muayene etmesinden görüntü
-detaylar

( DENİZLİ ) DENİZLİ

- Çocuklarda kalp hastalıklarının büyük çoğunluğunun doğumsal olduğunu belirten Çocuk ve Erişkin Kalp Damar Cerrahisi doktoru Doç. Dr. Mehmet Fatih Ayık, yeni doğanlarda bebeğin renginin mora yakın olma, emerken terleme, büyük çocuklarda ise koşarken erken yorulma, sıklıkla akciğer enfeksiyonu geçirme gibi rahatsızlıkların kalp hastalığı belirtileri olabileceğini belirtti.
Doğumsal kalp hastalıklarıyla ilgili ebeveynler tarafından merak edilenleri Özel Denizli Tekden Hastanesi Çocuk ve Erişkin Kalp Damar Cerrahisi Doç. Dr. Mehmet Fatih Ayık açıkladı.
Çocuklardaki kalp hastalıklarının büyük çoğunluğunun doğumsal olduğunu belirten Doç. Dr. Mehmet Fatih Ayık, “Çocuk kalp hastalıkları yaklaşık bin doğumdan 8-9’unda görülebiliyor. Yani yüzde 1 ihtimalle bebeğin canlı doğumda kalp hastalığı ile doğma ihtimali vardır. Çocuklardaki kalp hastalıklarının büyük bir çoğunluğu doğumsaldır. Ailelerin bu durumu anlaması ilerleyen dönemlerde çocuğun verdiği belirtiler ile ortaya çıkar. Yeni doğanlarda bebeğin renginin mora yakın olması, beslenme problemlerinin olması, emerken terlemesi, yeterince beslenememesi ve diğer çocuklara göre normal kilo alımında geri kalması doğumsal kalp hastalıklarının belirtilerindendir. Daha büyük çocuklarda ise koşarken erken yorulma, terleme sıklıkla akciğer enfeksiyonu geçirme gibi kalp hastalığı belirtileri ortaya çıkabiliyor” dedi.
“Çocuk kalp hastalıklarına yüzde 100 genetiğe bağlıdır diyemeyiz” Çocuklardaki kalp hastalıklarının yüzde yüz genetiğe bağlı olmadığını belirten Doç. Dr. Mehmet Fatih Ayık, “Çocuk kalp hastalıklarını yüzde 100 genetiğe bağlamak doğru değil. Anne karnında geçirilen dönem ile kalbin gelişim dönemi çok bağlantılı olabildiği gibi ufak tefek genetik yatkınlıklarda olabilir. Bu genetik yatkınlıklar diğer insanlara göre yüzde 1,2 oranında görülür. Ama annede olan hastalık bebekte de mutlaka olacak diye bir durum söz konusu değil. Bazı genetik hastalıkları mevcut mesela Down Sendromu gibi, bu tür durumlarda çocuk kalp hastalığı görülme riski yüksektir. Ama bu aileden kalp hastalığı geçebilir diyeceğimiz durumlardır. İleriki yaşlarda kolesterol ya da daha erken yaşta olan damar sertleşmesi genetik olabiliyor.” ifadelerini kullandı. “Her doğumsal kalp hastalığı ameliyat olacak diye bir durum yok” Kalp hastalıklarında hastalığa göre değil, hastanın durumuna göre tedavi yöntemi uygulanması gerektiğini belirten Doç. Dr. Mehmet Fatih Ayık, “Her doğumsal kalp hatalığı ameliyat olacak diye bir durum yok. Bunların öncelikle kardiyoloji tarafında tetkikleri, tıbbi tedavileri düzenlenecektir. Aciliyetine göre bazen yeni doğan döneminde bile kalp ameliyatı olması gerekirken, bazılarının hiç ameliyat olmasına gerek kalmadan kendiliğinden geçen kalp hastalıkları da mevcuttur. Çünkü kalp hastalıkları çok fazla çeşide sahip. Kalp, kalbe gelen damarlar, kalpten çıkan damarların varlığı, yokluğu, ters çıkması, kalbin içindeki odacıkların deliklerinin olması bütün bu problemlerin tek ya da bir kaçının birlikte olması ile oluşan hastalıklar grubudur. O yüzden her hastalığı ayrı ele almak gerekiyor. Büyük bir kısmı ameliyatsız da iyileşebilirken, bir kısmı ameliyat ihtiyacı da duymaktadır. Hastalığına göre bir günlük çocuklarımızı da ameliyat etmek durumunda kalabiliyoruz. Sadece kalpteki basit ASD dediğimiz delikleri ilkokul yaşına kadar izleyebildiğimiz de olabiliyor. Hastalığa göre değil her hastanın durumuna göre yapılan muayene ve tetkiklerden sonra karar veriliyor. 60’lı 70’li yaşlarda tespit edip, kalp hastalığından ameliyat ettiğimiz hastalarımız da var.” diye konuştu.
“Doğumsal kalp hastalıklarının tedavilerinde ekibin yetkin ve tecrübeli olması önemlidir” Doğumsal kalp hastalıklarının iyi gelişmiş merkezlerde yapılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Ayık, “Doğumsal kalp hastalıklarının tedavisi iyi gelişmiş merkezlerde yapılması gerekmektedir. Bu merkezlerde kardiyologların, çocuk kalp cerrahlarının, tecrübeli anestezi ekibinin, çocuk ve yenidoğan yoğun bakım ve ameliyat ekibinin yeterli olması gerekmektedir. Tıbbi donanımdan teknik ekibine kadar herkesin bu konuda yetkin ve tecrübeli olması önemlidir” dedi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile