ESTETİK AMELİYATLARI'NIN İSLAM'DAKİ YERİ

Süslenme isteği, geçmişten günümüze her dönemde ve toplumda insanlar arasında özellikle de bayanlarda varolan bir davranış biçimi olmuştur. İslam dini, insanın fıtratında varolan bu süslenme isteğini doğal karşılayarak reddetmemiş hatta belirli şartlar ve ölçülerde yapmasına izin vermiştir. Ancak fıtratta varolanı yani Allah'ın yarattığını değiştirmeye yönelik müdahaleleri de kesin bir şekilde yasaklamıştır. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de şeytanın bazı insanları saptıracağı ve o sapan kişilerin de Allah'ın yarattığını değiştireceği bildirilmiştir. (Nisa , 118, 119.)

Tefsirlerde insanların, şeytana uyarak Allah'ın yarattığını nasıl değiştireceği de iki şekilde açıklanmıştır. Birincisi insanların yapacağı bu değişiklikler Allah'ın dini ile ilgili olanlardır. Yani haramlara helal, helallere de haram denilmesi ve Allah'ın yasaklarının değiştirilerek serbest bırakılmasıdır. İkincisi ise güzelleşmek adına yapılan ve fıtratı değiştirmeye yönelik olan fiziksel müdahalelerdir.

İslam dini insanın yaratılışından, dünya ve ahiretine varıncaya kadar herşeyi ile ilgilenmiştir. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de insanın, en güzel biçimde yaratıldığı (Tin, 4.) ve yeryüzünde çeşitli imkanlarla donatıldığı (Beled, 4, 8-10; Mülk, 23; Nahl, 8, 12; Hac, 65; Lokman, 20.) bildirilmiştir. Dolayısıyla daha güzel görünmek için insana yaratılışında verilen özellik ve şekillerin değiştirilmesi de fıtrata müdahale kabul edildiğinden yasaklanmıştır. Nitekim Hz. Peygamber süslenmek maksadıyla vücuda dövme yapılmasını, dişlerin yontularak seyrekleştirilmesini yasaklamıştır.

Ancak vücudun herhangi bir organında, insanın beden veya ruh sağlığına zarar veren bir anormallik bulunuyorsa, bunun ameliyatla düzeltilmesi caizdir. Çünkü bu durum fıtratı bozmak değil, kişiyi tedavi etmektir. İslam dini de tedavi amaçlı yapılan müdahalelere izin vermektedir. Örneğin dişleri çürüyen veya çok çirkin görünen bir kişinin, dişlerini düzeltmesinde herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Çünkü diş kaplama, doldurma veya protez işlemleri, tedavi amaçlı yapılan tıbbi yöntemlerdir. Dolayısıyla tedavi amaçlı yapılan bütün uygulamalar da caizdir. Nitekim savaşta burnu kopan Arfece adındaki sahabi, kopan burnunun yerine yapay bir burun yaptırmış, Hz. Peygamber de ona izin vermiştir.