Muhammed Çınık

Tüm Yazıları

Tek Bir İsim Bin Soru: Düşen Uçaktaki Yunan Personel

Ben bu haberi ilk okuduğumda içime bir ağırlık çöktü. Çünkü bu, sıradan bir uçak kazası haberi değil. Ankara`dan kalkıyor, Trablus`a gidecek, içinde Libya Genelkurmay Başkanı var, kalkıştan kısa süre sonra temas kesiliyor, acil durum çağrısı yapılıyor, inişe dönemeden Haymana`da düşüyor ve ardından patlama… Böyle bir tablo ister istemez insanın kafasında soru işaretleri oluşturuyor.
 
Önce net olanları söyleyelim. Falcon 50 tipi, üç motorlu, Dassault üretimi bir iş jeti. Yaklaşık 6,5 saat havada kalabilen, 5.800 kilometre menzili olan, yani kısa mesafe uçağı falan değil. Esenboğa`dan Trablus`a rahatlıkla gidebilecek bir uçak. Kalkıştan sonra Konya Kulu civarında elektrik arızası bildiriliyor, acil durum ilan ediliyor, Esenboğa`ya geri dönülmek isteniyor ama olmuyor. Haymana`ya düşüyor. Enkazda patlama yaşanıyor. Teknik olarak baktığında “olabilir mi?” Evet, olabilir. Havacılıkta maalesef her şey mümkün.
 
Ama burası Ortadoğu. Böyle bir coğrafyada, hele ki askeri ve siyasi dengelerin ortasında duran bir isim söz konusuysa, “tamamen sıradan bir kaza” demek de, “kesin sabotaj” demek kadar iddialı olur. Açık konuşayım: Bu olayın kaza olduğuna dair göstergeler var, resmi açıklamalar da bu yönde. Ama komplo teorilerini yüzde yüz çürütmek de mümkün değil. Çünkü bu coğrafya bize bunu öğretti.
 
Şu da bir gerçek: Türkiye bu kazayla bir dostunu kaybetti. Libya Genelkurmay Başkanı Al-Haddad, Ankara`ya resmi davetle gelmişti. Dönüş yolunda hayatını kaybetti. Bu, diplomatik olarak da insani olarak da üzücü. Ama şunu da net söyleyeyim; bölgede dengeler bir gecede değişmez. Libya`da yeni atanacak Genelkurmay Başkanı`nın da Türkiye`ye yakın bir isim olacağını herkes biliyor. Yani jeopolitik satranç tahtasında taşlar yerli yerinde duruyor.
 
Bir diğer dikkat çeken detay: Uçakta görev yapan kabin sorumlusu Maria Pappa`nın Yunanistan vatandaşı olması. Tek başına bir şey ifade eder mi? Hayır. Ama böyle olaylarda insanlar her detaya bakar, bakmakta da haksız sayılmazlar.
 
Benim asıl kafamı kurcalayan ise şu: Gürcistan`daki uçak olayı. Zamanlama, bölge, yaşananlar… “Çok uzak, alakasız” demek kolay ama ben o kadar rahat değilim. Bazen parçalar tek tek anlamsızdır ama yan yana gelince bir resim oluşturur. Şu an elimizde kesin bir resim yok, sadece gölgeler var.
 
Özetle; bu bir kaza olabilir. Büyük ihtimalle de öyledir. Ama bu topraklarda, bu coğrafyada, bu kadar kritik isimler işin içindeyken insanların “Bir dakika” demesi de çok normal. Zaman geçer, raporlar çıkar, teknik detaylar netleşir. Gerçek neyse ortaya çıkar. Ama bugün için bildiğim tek şey şu: Türkiye bir dostunu kaybetti, Libya önemli isimlerini kaybetti ve biz yine, Ortadoğu`nun o tanıdık sorusuyla baş başayız: “Gerçekten sadece kaza mı?”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile