'15 Temmuz Demokrasi Ve Birlik Günü'
Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri: 'KKTC de dahil olmak üzere diğer ülkelerde FETÖ'ye karşı oluşan farkındalık, söz konusu ülkeler tarafından bu unsurların faaliyetlerinin yakından izlenmesi ve soruşturulması sonucunu da doğurmuştur' 'FETÖ terör örgütünün devletimize yönelik oluşturduğu büyük tehdidin bertaraf edilmesinde en büyük pay Türk halkına aittir' 'Yabancı kamuoylarında örgütün niteliğine dair belirgin bir farkındalık oluşmuştur. Çeşitli ülkeler ve uluslararası örgütler, FETÖ’yü terör örgütü olarak ilan etmişlerdir' 'Geçtiğimiz yıl içerisinde 20'den fazla ülkeden yaklaşık 110'u aşkın örgüt mensubunun Türkiye'ye sınır dışı edilmesi sağlandı. Bunların büyük bir çoğunluğu KKTC'de kendilerini saklamaya çalışan örgüt mensuplarıydı. KKTC vatandaşları değillerdi ama KKTC'de kendilerini saklamaya çalışan örgüt mensuplarıydı'
Büyükelçi Başçeri, 15 Temmuz Demokrasi ve Birlik Günü dolayısıyla büyükelçilikte basın toplantısı düzenledi.
Başçeri, bugün 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nün üçüncü yıl dönümü olduğunu hatırlatarak "Bu amaçla gerçekleştireceğimiz etkinliklerimiz hakkında bilgi paylaşmak ve üzerinden üç yıl geçen, Türkiye'nin maruz kaldığı en kanlı terör saldırısı niteliğindeki 15 Temmuz darbe teşebbüsünün ardından özellikle Türkiye dışındaki faaliyetler hakkında konuşmak üzere sizlerle bir araya geldik." diye konuştu.
Darbe teşebbüsü sırasında 251 vatandaşın şehit olduğu, iki binden fazla vatandaşın yaralandığı ve saldırıyı gerçekleştirenlerin sergilediği vahşetin ve hainliğin benzerinin Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yaşanmadığını belirten Başçeri, aziz şehitleri rahmetle anarak yaslı ailelerine bir kere daha sabırlar temenni etti. Büyükelçi Başçeri, gazilere de sıhhat ve afiyetler diledi.
Başçeri, şöyle devam etti:
"Hepimizin hatırlayacağı gibi Meclis'imiz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, MİT Başkanlığı, Gölbaşı'ndaki Polis Özel Harekat Merkezi, emniyet binalarımız bombalanmış, sivil halkın üzerine tanklar sürülmüş, havadan bombalar yağdırılmış ve helikopterlerden ateş açılmıştı. FETÖ terör örgütünün devletimize yönelik oluşturduğu büyük tehdidin bertaraf edilmesinde en büyük pay, kendi iradesi üzerinde bir güç tanımadığını, devletini ve demokratik kazanımlarını korumak için hayatını vermeye hazır olduğunu ortaya koyan Türk halkına aittir.82 milyon vatan evladı 15 Temmuz 2016'da olduğu gibi bundan sonra da vatanın istikbaline göz dikenlere asla müsaade etmeyecektir.Zira bugün geçtiğimiz yıl Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da vurguladığı gibi hem derin kederi hem de büyük bir gururu aynı anda yüreğimizde hissediyoruz. Bir taraftan 251 vatandaşımızı bir gecede kaybetmenin hüznünü tekrar yaşarken, diğer taraftan da dünyada eşine az rastlanır bir direnişe imza atmanın gururunu yaşıyoruz.Silah ve bomba seslerinin gecenin karanlığını deldiği o gece Türk milleti cesareti, dirayeti ve mücadelesiyle Anadolu topraklarında Çanakkale ruhunun, Kuvayı Milliye şuurunun halen diri olduğunu ispat etmiştir. Bizim görevimiz de bu gerçeğin unutulmaması ve her daim hatırlanmasını sağlamaktır."
- "Örgütün paralel devlet yapılanması çökertilmiştir"
Geçen üç yıl içerisinde, Türkiye Cumhuriyeti devletinin temel önceliklerinden birinin yurt içinde ve yurt dışında FETÖ’yle mücadele olduğuna dikkati çeken Başçeri, yurt içinde öncelikle 15 Temmuz sorumlularının, hukukun üstünlüğü ilkesi temelinde, adalet önünde hesap vermelerinin sağlandığını söyledi.
Büyükelçi Başçeri, "FETÖ'nün devlet kurumları içerisindeki örgütsel yapılanması deşifre edilerek mensupları hakkında idari ve adli süreçler başlatılmıştır. Nihai tahlilde, örgütün 'paralel devlet yapılanması' çökertilmiştir. Ayrıca FETÖ'nün devlet kurumları dışındaki eğitim, medya, bankacılık sektörü ve ekonominin tüm alanlarına yayılan paravan oluşumları da ortadan kaldırılmıştır." dedi.
Bu süreçte FETÖ'nün önemli dönüşüm yaşadığını vurgulayan Başçeri, Türkiye'deki ana omurgasını kaybeden örgütün, yurt dışı yapılanmasıyla ayakta kalmaya çalıştığını ve Türkiye dışındaki FETÖ yapılarıyla mücadelenin daha büyük önem kazandığını söyledi.
- "TMV, 18 ülkede FETÖ iltisaklı okulları devralmıştır"
Büyükelçi Başçeri, FETÖ'nün faaliyet gösterdiği diğer ülkeler bakımından da bir güvenlik riski yarattığının altını çizerek şöyle devam etti:
"1990'lardan itibaren yayıldığı ülkelerde FETÖ, Türkiye'dekine benzer yapılanmalar oluşturmuştur. Bulunduğu ülkelerin kanunlarını ihlal etmekten çekinmeksizin kendisine siyasi ve ekonomik nüfuz alanları yaratmayı amaçlamış ve adeta bir istihbarat örgütü gibi çalışmıştır.Diğer taraftan, FETÖ terör örgütünün yurt dışındaki hareket alanının daraltılması, mensuplarının adaletten kaçması ve para transferlerinin engellenmesi amacıyla idari tedbirler alınmış ve adli süreçler yürütülmüştür. Buna göre, FETÖ’nün yurt dışı yapılanmasının önde gelen elebaşlarına yönelik Türkiye'de açılan soruşturmalar kapsamında, ilgili şahısların bulunduğu ülkelere iade taleplerimiz iletilmiştir. Çok sayıda örgüt mensubunun ülkemize getirilmesi sağlanmıştır.İlaveten, FETÖ’ye karşı adımların eğitim alanında mağduriyet yaratmasını engellemek amacıyla Türkiye Maarif Vakfı (TMV) dünya çapında faaliyetlerini sürdürmektedir. TMV, 18 ülkede FETÖ iltisaklı okulları devralmıştır. 36 ülkede FETÖ iltisaklı okul ve dil kursları sonlandırılmıştır."
FETÖ ile mücadelede gelinen aşamada, her şeyden önce FETÖ'nün kendisini lanse etmeye çalıştığı gibi eğitim ve hayır işleriyle uğraşan toplumsal hareket olmadığını belirten Başçeri, örgütün aksine siyasi ve ekonomik emelleri bulunan, karanlık ve sinsi bir örgüt olduğu gerçeğinin uluslararası planda yavaş da olsa anlaşılmaya başlandığını söyledi.
- "KKTC de dahil olmak üzere diğer ülkelerde FETÖ'ye karşı farkındalık oluştu"
Başçeri, şöyle devam etti:
"Yabancı kamuoylarında örgütün niteliğine dair belirgin bir farkındalık oluşmuştur. Çeşitli ülkeler ve uluslararası örgütler, FETÖ'yü terör örgütü olarak ilan etmişlerdir. KKTC de dahil olmak üzere diğer ülkelerde FETÖ'ye karşı oluşan farkındalık, söz konusu ülkeler tarafından bu unsurların faaliyetlerinin yakından izlenmesi ve soruşturulması sonucunu da doğurmuştur. Çeşitli ülkelerde FETÖ iltisaklı oluşumların giriştikleri gayrikanuni işlemler ortaya çıkartılmıştır. Örgüt mensupları sınır dışı edilmiştir. Bu çabalarımız yurt dışındaki örgüt üyeleri üzerindeki baskıyı artırmış, örgütün yurt dışı yapılanmasında ve manevra alanında da ciddi bir daralma yaşanmıştır. Türkiye’nin yanı sıra başta Afrika olmak üzere faaliyet gösterdikleri birçok ülkeden kaçışlar yoğunlaşmıştır.FETÖ’nün küresel ağında gözle görülür bir bozulma yaşanırken, örgüt, basını ve lobi imkanlarını kullanarak asılsız haberler üzerinden mağduriyet hikayesi yaratmaya, medyada tekrar görünür olmaya, Türkiye’ye düşman çevrelerle iş birliğini güçlendirmeye gayret etmektedir.FETÖ'nün yurt dışındaki yapılanmasına yönelik çabalarımız uzun soluklu bir mücadeledir. Ülkemiz bu doğrultudaki çalışmalarını kararlılıkla sürdürecektir."
Büyükelçi Başçeri, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Başçeri, "Geçtiğimiz yıl içerisinde 20'den fazla ülkeden yaklaşık 110'u aşkın örgüt mensubunun Türkiye'ye sınır dışı edilmesi sağlandı. Bunların büyük bir çoğunluğu KKTC'de kendilerini saklamaya çalışan örgüt mensuplarıydı. KKTC vatandaşları değillerdi ama KKTC'de kendilerini saklamaya çalışan örgüt mensuplarıydı." diye konuştu.
- "Çok sinsi bir örgütle karşı karşıyayız"
Türkiye ve yurt dışındaki mücadelenin etkinliği çerçevesinde FETÖ'nün ve örgüt mensuplarının bir bozulma ve dağılma yaşadığının kesin olduğuna vurgu yapan Başçeri, Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkilerin özel niteliğini çok iyi bildiklerinden FETÖ'cülerin KKTC'de yaşadığına ve ilk terk ettikleri yerlerden birinin de KKTC olduğuna dikkati çekti.
FETÖ'nün bir zamanlar KKTC içerisinde aktif bir çaba içerisinde bulunduğunun herkesin malumu olduğunu belirten Başçeri, "Bu çerçevede şunu hiçbir zaman akıldan çıkarmamak gerekiyor. Çok sinsi bir örgütle karşı karşıyayız ve bu sinsi örgüt gerçek emelinin ne olduğunu doğru aktarmadan insanların zihnine girip, o insanları kandırabiliyor. Ardından 3 yıl geçtikten sonra çok daha sağlıklı çalışmalar yapabiliyoruz. Şunu unutmamak gerekir ki hala daha Türkiye de dahil kripto terör örgütü mensupları var. Onların deşifre edilme çalışmaları devam ediyor. Bu demek değildir ki KKTC'de tamamıyla başarıya ulaştık." değerlendirmesinde bulundu.