İlçenin Demirciler Çarşısı'nda her cuma günü saladan önce 7 asrı aşkın süredir 'esnaf duası' yapılıyor. Esnaf, vatandaşlarla beraber hayırlı ve bereketli kazanç için dualar ediyor.
Geleneğe göre, dua esnasında bazı esnaflar oturarak, bazıları ise ayakta duaya katılıyor.
Mudurnu Belediye Başkanı Mehmet İnegöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mudurnu'nun Osmanlı döneminden önce Bursa Bizans tekfurluğuna bağlı olduğunu belirterek, 'Mudurnu, 1309 yılında Samsa Çavuş tarafından Osmanlı topraklarına katılan coğrafyadan bir tanesi. İlçenin İpek Yolu güzergahındaki kervanların çeşitli ihtiyaçlarını gidermek amacıyla ahilik geleneğini başlattı' diye konuştu.
Ahilik geleneği kapsamında yapılan toplu alışverişlerde kaliteli mal üretmek, dürüst davranmak için esnaf duası geleneği getirildiğini vurgulayan İnegöl, ilçede 706 yıldır yapılan esnaf duasının cuma salasına müteakip başladığını belirtti.
- Duadan sonra hayır ekmeği dağıtılıyor
Mehmet İnegöl, 706 yıllık esnaf duası geleneğinin ilçenin 2 noktasında yapıldığını anlatarak, 'Dua esnasında, ilçede demirci, bakırcı, nalbant gibi ayakta çalışan esnaf oturarak dua yapar. Tuhafiyeci, ayakkabıcı ve terzi gibi esnaflar oturduğu yerde işini icra ettiği için ayakta dua ederler. Duanın sonrasında işlerin hayırlı gitmesi, iyi olması, sağlık, sıhhat, huzur olması, her türlü afetten korunulması için bir gelenek haline gelmiş, bir hizmetin dua olarak yapılmasıdır' ifadelerini kullandı.
Duadan sonra hayır ekmeğinin de dağıtıldığını söyleyen İnegöl, bir yakını vefat eden, işi rast giden, bir çocuğu olan, oğlu askere giden veya gelen, mutlu ve sevinçli bir haber alındığında 'hayır ekmeği'nin fırında yapılıp halka dağıtıldığını, her hafta muhakkak bu geleneğin devam ettirildiğini kaydetti.
Mehmet İnegöl, duaya en az 500 kişinin katıldığını, dışarıdan ilçeye gelen insanların da bu duaya eşlik ettiğini ifade etti.
Ayakkabıcılık yapan 87 yaşındaki İsmail Taşköprü de kendisinin 11 yaşında çıraklık yaparak işe başladığını dile getirerek, 'Ben çırakken de ustalarım cuma günleri esnaf duası yapmaktaydı. O zamanlar şimdiki gibi hoparlör sistemi olmadığından her birimin bağıranı vardı. O, 'duaya' diyerek herkesi çağırırdı' dedi.
