9. El Cezire Forumu

Katar Dışişleri Bakanı Yardımcısı Muhammed bin Abdurrahman bin Casim Al Sani, "terörizmin ötekileştirmenin gayrimeşru çocuğu olduğunu ve herhangi bir terör faaliyetini İslam ile bağdaştırmanın kabul edilemeyeceğini" söyledi.

Katar'ın başkenti Doha'da bugün başlayan, El-Cezire Araştırma Merkezi'nin düzenlediği 9. El Cezire Forumu, bu sene "Değişim ve Çatışma" başlığıyla gerçekleştiriliyor.

Forumda konuşan Muhammed bin Casim, Katar'ın her zaman istikrar ve değişim umudunun yayılmasından yana olduğunu, ülkesinin kapılarını tüm kesimlere açtığını ve onları ortak paydada birlikte uyum içinde yaşama arzusunu paylaşmaya davet ettiğini belirtti.

"Arap bölgesinin birçok sorunla karşı karşıya" olduğunu vurgulayan Casim, "İnsanlar görüşlerini ifade etme ve onurlu bir biçimde yaşama özlemiyle yasadışı göçmenlik sebebiyle denizlerin kurbanı oluyor. Ya da kendilerini intikam çemberlerinin içinde teröristlerin kucağında buluyor" dedi.

Dünyanın bugünlerde daha fazla terör faliyetine şahit olduğunu kaydeden Katar dışişleri bakanı yardımcısı, şöyle devam etti:

"Terörizm ötekileştirmenin gayrimeşru çocuğu. Herhangi bir terör faaliyetini İslam ile bağdaştırmak kabul edilemez. Bizler tüm terör biçimlerini reddediyoruz."

Muhammed bin Abdurrahman bin Casim Al Sani, Filistin konusunda işgalcilerin düşmanlarının sürekli terörizm söylemi üzerinden saldırdığını belirterek, "Barışçı sivillere karşı güç ve şiddeti kullananlar İsrailliler mi, Filistinliler mi?" sorusunu yöneltti.

Filistin konusunda, "insanların her gün maruz kaldığı devlet terörünü, insanların haklarından ve topraklarından mahrum bırakılmasını tüm dünyanın gözardı ettiğine" dikkati çeken Casim, tüm dünyaya Gazze'ye uygulanan ambargonun kaldırılması çağrısı yaptı ve ülkesinin "işgalciler ve baskıcılar karşısındaki tüm Filistin fraksiyonlarının birleştiren uzlaşıyı desteklediğini" dile getirdi.

Casim, Suriye konusunda Cenevre-1 diye isimlendirilen konferansın sonuçlarının hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirirken, Libya konusunda da "Libyalıları barış ve uzlaşıya davet eden uluslararası ve bölgesel girişimleri desteklediğini" kaydetti.

-Barones Sayeeda Warsi'nin konuşması

Öte yandan, İngiliz hükümetinin Gazze politikasından dolayı geçen yıl İnanç ve Toplumlardan Sorumlu Bakanlık görevinden istifa eden Barones Sayeeda Warsi ise yıllarca ırkçı adalet kampanyalarında çalıştıktan sonra kendisini İslam ve batı tartışmasının ortasında bulduğunu hatırlattı.

Margaret Thatcher ile siyaset hayatına atıldığını ve ilk kadın Müslüman bakan olma "onuruna" eriştiğini ifade eden Warsi, "Derin bir şekilde İngiliz, rahat bir şekilde Müslüman, Asya asıllı olmaktan ise gurur duyduğunu" belirtti.

Bölgenin değiştiğini ve batının, bölgedeki bu değişime verdiği tepkinin de aynı şekilde değiştiğini söyleyen Warsi, şöyle devam etti:

"Batı dünyasında karar alma mekanizmalarının merkezinde çalışmış birisi olarak, bizim karşılıklarımız ancak sizlerin vizyonu kadar net olacaktır. Bizler bölgenin desteklediği hareketleri desteklemeye daha eğilimliyiz. Bizler sizlerin bölgeden bazı sözleri söylediğinizde sadece söz söylemek için değil, gerçekten söylediğinizde, biz de benzerini yapmaya eğilimliyiz."

Filistin konusu ve geçen yaz aylarında Gazze'deki savaş kızıştığında hükümetini "harekete geçmesi için zorladığı ve Birleşmiş Milletler'deki ayak sürümeyi" sorguladığında, Arap dünyasındaki "sessizlik ve siyasi liderliğin yoksunluğundan" şaşkına döndüğünü belirten Wasi, "Tüm siyasi rollerime rağmen, ben bir anne olarak sahilde futbol oynayan çocuklar nasıl hayatlarını kaybetti, bunu anlayamam. Bunlardan herhangi biri bizim çocuklarımız olabilirdi" diye konuştu.

- Bölgede net bir vizyonun belirlenmesi

Barones Sayeeda Warsi, bu andan itibaren hükümetinin "duygulardan ve samimiyetten uzak sözlerini destekleyemeceğini" dile getirerek, bu bölgenin "açık bir vizyon ortaya koyabilmesi durumunda, İngiltere ve batıdaki kamuoyu öfkesinin, hükümeti ve batıdaki hükümetlerin Gazze'deki olaylar karşısında daha farklı bir yol izlemeye iteceği" değerlendirmesinde bulundu.

Katar'ın uzlaşıyı sağlamak konusundaki istisnasını vurgulayan Barones Sayeeda Warsi, İngiltere hükümetindeki İnanç ve Toplumlardan Sorumlu Bakanlığı görevinden istifasına giden süreci şöyle anlattı:

"Benim için haftalarca süren tartışma, çekişme ve fikir ayrılığının ardından, prensiplerim ve makamım arasında karar vermek zorunda kaldım. İngilizliğimden bağımsız olarak, göçmen bir kızın çocuğu olarak en tepedeki siyasi mevkie kadar yükselmiş olmamın yanında İngilizliğin beraberinde getirdiği adillik, hukukun üstünlüğü, hesap verebilirlik değerleri, hükümetimi daha fazla destekleyemeyeceğimi fark ettirdi. İşte bu noktada, istifamı sundum ve hükümetimin yanlış tarafında olmaktansa tarihin yanlış tarafında olup olmak konusunda karar vermeliydim."

Bölgesel ve uluslararası konularda birçok panele evsahipliği yapacak olan forumda, bugün "7 Haziran seçimlerinden sonra Türk siyaseti nasıl değişecek?" başlıklı bir panel de gerçekleştirilecek.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile