Abak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1924'te, Erdek'e zorlu bir yolculuktan sonra babası Ahmet, annesi Gülter ve kardeşleriyle geldiklerinde 7 yaşında olduğunu anlattı.
Geldikleri geminin adının Trabzon olduğunu ve halen unutmadığını ifade eden Abak, Girit'teki köylerini ve evlerini bile hatırladığını söyledi.
Yaşamını kızı Ayfer Abak ile ilçenin Narlı Mahallesi'nde sürdürdüğünü aktaran Abak, uzun yaşamın sırrının zeytinyağıyla beslenme olduğunu dile getirdi.
Yemeklerini genellikle haşlama şeklinde tükettiğini ve zeytinyağı dışında yağ kullanmadığını belirten Abak, şöyle devam etti:
"Asıl vatanım burası, Türkiye. Ama doğduğum toprakları bir kez daha görmek isterim. Babam Girit'te çiftçilik yapıyordu. Bin ağaç da zeytinimiz vardı. Buğday da üretiyorduk. Rumlarla ilişkilerimiz çok iyiydi. Komşularımız vardı. Onlarla ticaret de yapardık. Topladığımız hindiba bitkisini onlara satardık. Köyde camimiz vardı. İbadetimize karışmazlardı. Ancak son dönemlerde Rum çetelerin ortaya çıkması ve Türklere uygulamaya başladıkları büyük zulümler karşısında, komşularımız olan Rumlar, bize, 'Kaçıp kurtulun bunlardan' demeye başladılar."
Müdabele ile yaşadıkları yerlerden koparak Türkiye'ye geldiklerini anlatan Abak, "Mübadele olmasaydı hepimiz ölecektik. Hayatımızı Mustafa Kemal ve arkadaşlarına borçluyuz. Ben, Atatürk çocuğuyum. Onun sayesinde buralarda yaşamımızı sürdürüyoruz" dedi.
İlk geldiklerinde Narlı'da sadece 25 aile bulunduğunu belirten Abak, şimdi ise mahallenin bir turizm merkezi haline geldiğini söyledi.
98 Yaşındaki Mübadil Abak Açıklaması
Girit'in Kandiye kentinden 91 yıl önce ailesiyle Erdek'e yerleşen Ali Abak (98), mübadele sayesinde bugün hayatta olduklarını söyledi.
