'Acı'ya Dayanıklılıkları Şaşırtıyor

'Acı'ya Dayanıklılıkları Şaşırtıyor

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesince geçen hafta gerçekleştirilen Uluslararası Urfa İsot Festivali kapsamında yapılan 'Acı İsot Yeme Yarışması'nda yaklaşık 5 dakikada ortalama yarım kilo isot yiyerek dereceye giren Abdullah Okur, Ömer Demirkol ve Faruk Sezer'in acıya dayanıklılıkları, görenleri hayrete düşürdü Kebapçı Ömer Demirkol:'Sadece Şanlıurfalılarla değil, Maraşlılar ve Anteplilerle de yarışabilirim, bu konuda iddialıyım, acıyı her şekilde yerim' Esnaf Faruk Sezer:'Şehir dışına giderken mutlaka valizime isot koyarım. Bibersiz bir hayat düşünemiyorum' Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Emin Özçınar:'İsot, Urfa'nın marka değeridir. İsot yeme yarışması yaptık, 5 dakikada 585 gram isot yendi. Bıraksak belki bir kilo da yerlerdi'

RAUF MALTAŞ - Tadı, rengi ve kokusuyla Şanlıurfa'da yemeklerin vazgeçilmezi olan isotun, yaklaşık yarım kilosunu 5 dakikada tüketen Abdullah Okur, Ömer Demirkol ve Faruk Sezer, adeta acıya meydan okudu.

Zengin yemek kültürüyle dikkati çeken kentte, mutfağın demirbaşlarından olan isot, şehirde 7'den 70'e herkes tarafından sıkça sevilerek tüketilen ürünlerin başında geliyor.

Büyükşehir Belediyesince geçen hafta gerçekleştirilen Uluslararası Urfa İsot Festivali (URFES) kapsamında yapılan "Acı İsot Yeme Yarışması"nda yaklaşık 5 dakikada ortalama yarım kilo isot yiyen Abdullah Okur, Ömer Demirkol ve Faruk Sezer, acıya dayanıklılıkları ile görenleri hayrete düşürdü.

Abdullah Okur (21), AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğrenci olduğunu ve acı yemeden duramadığını söyledi.

Son yarışmada biberleri görünce biraz çekindiğini ancak yine de "namını" yürütmek için mücadele ettiğini belirten Okur, "Her gün biber yerim, acı etkiliyor ancak biber yedikçe motive oluyorum. Benzer yarışmalara yine katılmaya devam edeceğim. Biber benim için hayat tarzı." dedi.

- "Mutlaka valizime isot koyuyorum"

Ömer Demirkol da kebapçılık yaptığını ve arkadaşlarıyla aralarında zaman zaman isot yeme yarışmaları yaptıklarını dile getirdi.

Her ortamda aşırı biber tükettiğini anlatan Demirkol, "Sabah, öğle, akşam biber yiyorum. Askerde de arkadaşlarla iddiaya girmiştim, orada birinci olmuştum. Tabii rakibim Şanlıurfalı değildi. Sadece Şanlıurfalılarla değil, Maraşlılar ve Anteplilerle de yarışabilirim, bu konuda iddialıyım, acıyı her şekilde yerim." ifadelerini kullandı.

Esnaf Faruk Sezer ise 42 yaşında olduğunu belirterek, bibersiz bir hayat düşünemediğini kaydetti.

Şehir dışına giderken mutlaka valizine isot koyduğuna dikkati çeken Sezer, "Bibersiz bir hayat düşünemiyorum. Dışarı gittiğimde valizimde sürekli isot taşıyorum. Biber bulamaz da yiyemezsem diye korktuğumdan yanımda taşıyorum. Lokantada yemekte biber olmazsa aç kalıyorum. Onun için yanımda biberi eksik etmiyorum." şeklinde konuştu.

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Emin Özçınar da kent genelinde isot hasadının devam ettiğini söyledi.

İsotun bilinilirliğini artırmak amacıyla ikinci kez URFES'i düzenlediklerini belirten Özçınar, "İsot Şanlıurfa'da bir yaşam şeklidir. Sabah kahvaltıda, öğlen katık olarak, akşam da çiğ köfte ve lahmacunda bolca tüketilir. Yöresel ürünümüz, rivayete göre Hazreti İbrahim'in doğduğu makam olan mağarada yaptığı ilk yemek olan çiğ köftedir. Eti taşta dövüp bulgur ve isot karışımından yapmıştır. Çiğ köftenin 4 bin yıllık bir geçmişi var. Bu anlamda isot, Urfa'nın marka değeridir. İsot yeme yarışması yaptık, 5 dakikada 585 gram isot yendi. Bıraksak belki bir kiloda yerlerdi." diye konuştu.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile