AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Aktay Açıklaması

Aktay, Baykan ilçesinde esnafı ziyaret etti. AK Parti seçim lokalini ziyaret eden Aktay, burada yaptığı konuşmada, seçim çalışmaları sırasında saldırılara maruz kaldıklarını anlattı.

Seçim minibüsünün kırılmadık camının kalmadığını belirten Aktay, "Bizi durdurabilmek için son zamanlarda şahsımız üzerinde önemli kampanyalar yürütülüyor" diye konuştu.

"Saldırıp bizi yok edemediklerini görüyorlar. Başka yerlerden de saldırıyorlar. Ulusal medyada, buralarda cümleleri cımbızla çekilmiş sözlerimizden dolayı bizleri halkımız nezdinde kötü düşürmeye çalışıyorlar" ifadesini kullanan Aktay, şöyle devam etti:

"Baykan'ın bir köyünde birlik ve beraberlik için yaptığımız konuşmada 'Bu bölgenin insanı sadece Kürt'ten ibaret değildir. İnsanları Kürtlükten, Türklükten ve Çerkezlikten ibaret görmek ayıptır' sözümüze kalkıp, 'Kürt'e Kürt demek ayıptır diyor' diyerek bizi Kürt halkı nezdinde karalamaya ve kötü düşürmeye çalışıyorlar. Demeye çalıştılar ki 'Yasin Aktay Kürtlere Kürt demek ayıptır diyor, Kürtleri Kemalistler gibi aşağılıyor' diyorlar. Yasin Aktay yıllarca Kürtlerin kimlik mücadelesini vermiş. Kürtlerin kendi kimliklerini göğüslerini gere gere 'ben Kürdüm' diyebilmesinin mücadelesini vermiş. Yasin Aktay'a bu iftirayı atfetmek kadar büyük bir zulüm olamaz. Biz yıllarca batıda bunun mücadelesini verdiğimiz zaman, onu bile hak etmediğimiz halde bize Kürtçü bile dediler. Kürt olmadığım halde bana Kürtçü bile dediler ve ben hiçbir zaman kalkıp Kürt değilim dememişimdir. Kürt demek ayıp olsaydı ben kalkıp Kürt değilim derdim."

- "Bu ucuz kampanyaya Kürt kardeşlerimin itibar etmedi"

Aktay, Türkiye'de Kürtlerin göğüslerini gere gere "ben Kürdüm" diyebilmenin önünü açmış bir parti olduklarını belirterek, şunları söyledi:

"Yasin Aktay'da bu partinin içerisinde bu mücadeleyi sonuna kadar yapmış bir insandır. Biz şimdiye kadar Çözüm Süreci başlatmışız, Kürtlerin hak ettikleri hakları elde etmesi için bütün anayasal veya yasal reformların yapılması mücadelesini verirken bizzat bizi bu kampanyayla suçlamaya çalışanlar tarafından 'bölücü' diye suçlandık. Hiçbir zaman Kürtçüde olmadık ama hiçbir zaman Kürtlere uygulanan inkar ve asimilasyon politikalarına da toleransla bakmadık. Aksine bu politikaların bitirilmesi için elimizden geleni yaptık ve elhamdülillah bir neticeye de geldik. Bu ucuz kampanyaya Kürt kardeşlerimin itibar etmediğini çok güzel görüyoruz."

- MİT tırlarının durdurulması

Yaptığı esnaf ziyareti esnasında MİT tırlarının durdurulmasıyla ilgili konuşmasına değinen Aktay, "Esnaf gezisi yaparken bir ortama denk düştük. Bir sürü örgüt militanı toplanmış. Elhamdülillah biz her yere gittik ve hiçbir şeyden de korkmadık ve çekinmedik. On kişi birden bir şey söylüyor biri başka bir şey söylüyor o ara söylediğimiz sözlerle telefonla kötü bir kayıtla bunu da dünyaya servis ettiler. Altını ve çözümlemeyi de onlar doldurdular. Güya biz demişiz ki 'Yasin Aktay, o tırlar içinde silah olduğunu itiraf etmiş ve Özgür Suriye Ordusuna silah gönderdiğini itiraf etmiş' şeklinde verilmiş. Benim ne o TIR'lardan haberim var, o TIR'ların içerisinde ne olduğundan zaten haberi yok" dedi.

- "Hükümetimiz zaten bu yönde bir açıklama yapmıştır"

Aktay, tırlarda MİT'in Suriye'deki Bayırbucak Türkmenlerine gönderdiği yardımların bulunduğunu bildirdi.

Aktay, şunları ifade etti:

"Benim hiçbir şeyden haberim yok ve sonradan ortaya çıktı ki Kılıçdaroğlu videosunu seyretmiş. Öyle diyor, ona da ne kadar güvenmeyeceğimizi bilmiyorum ama söylediğine göre 17 Aralık kumpasın içerisinde oda vardır demektir. Demek ki 19 Ocak'ta Adana'daki TIR'ları durduran Paralelci kumpasın içerisinde oda vardı. Oturup görüntüleri seyretmiş sonra dönüp bana Yasin Aktay doğru söylüyor o TIR'larda silah vardı ve ben videosunu seyrettim. Benim tek bildiğim o TIR'ların Paralelci medya tarafından hakları olmadığı, Paralelci savcılar veya jandarma tarafından durdurulduğu MİT'in Suriye'de oradaki Bayırbucak Türkmenlerine götürülen yardım ve hükümetimiz zaten bu yönde bir açıklama yapmıştır. Ben buna inanıyorum işin doğrusu da budur. O ortamdaki tartışma da Adana'daki TIR'lar üzerinde bir tartışma değildi, 'Türkiye IŞİD'i mi destekliyor?' Hayır asla Türkiye IŞİD'i desteklemiyor diyoruz. Aksine Türkiye IŞİD'e karşı Özgür Suriye Ordusunu verdiği mücadeleyi destekledi."

Aktay, söylemlerinden bambaşka bir metin üretildiğini sözlerine ekledi.

- Seçim çalışmalarında okunan türkü

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Aktay, son olarak seçim çalışmaları esnasında okunan bir türkü üzerinden karalama kampanyasına başlanıldığını bildirdi.

"Güya biz peygamber efendimize hakaret etmişiz, haşa. Biz peygamber efendimizin 'Salatü Selam' getiririz her seferinde. Siirt'te bir türkü vardır, kadınların düğünlerde halay çekerek söyledikleri 'Salli Ala Muhammed' sözü. Eğer bir düğündeysek damadın, damadın yakınlarının ve görümceye bir şeyler söylenir ve arkasından da 'Salli Ala Muhammed' denir" diyen Aktay, şöyle devam etti:

"Bu bizim kültürümüzün güzelliğidir. Kültürümüzün içerisine Peygamber sevgisinin ne kadar sinmiş olduğunun bir ifadesidir. Bunu halay çekerken söylemek bir kültürdür, bizim kültürümüzdür ve yüzlerce yıldır gelen bir kültürdür. Üstelik Siirtli kadınlarımız çokta güzel söylerler. Çokta yakışır onlara, insanlar bunu bir yandan söylerken bir yandan da peygamberi unutmamış oluyorlar. Herhangi bir insanı övecekken övdükleri insanın övgüsüne biraz da peygamberi de hatırlatırlar. Çünkü bu Müslüman toplumunda eğer belli bir güzellik varsa bu güzelliğin hepsinde Hazreti Peygamber efendimiz Salli Ala Muhammed'in bir katkısı vardır. Ona müteşekkiriz. Çünkü o bizi eğitmiştir, bir güzellik varsa o güzellik peygamber efendimizdendir. Eğer bir çirkinlik varsa o kendimizdendir. Biz bunun bilincinde ve şuurundayız."

- "Hak la ilahe illallah denilen Türkülerimiz var"

Sinirlenen birinin öfkesini yatıştırmak için "Salli Ala Muhammed" denildiğini vurgulayan Aktay, "Hazreti Muhammedi hatırlattığı zaman utanır insan ve daha ileri gitmez. Kendine gelir ve çokta etkili de olur. 'Salli Ala Muhammed' demek kadar bir insanı yatıştıracak bir şey yoktur. Bir güzellik gördüğümüz zaman aynı şeyi yapıyoruz. 'Allahümme Salli Ala Muhammed' deriz. Bu Siirt'in folkloru, kültürüdür. Türküde 'Salli Ala Muhammed' denir mi? denir. Neden denilmesin. Türkçe'de de birçok türkümüz var. 'hak la ilahe illallah' denilen Türkülerimiz var" ifadesini kullandı.

- "Şeçim de bir bakıma düğündür"

Aktay, seçimin de bir bakımda düğün olduğunu, kimin mürüvveti görülüyorsa onun hakkında güzellemeler yapıldığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biri hakkında güzellemeler yaparken yine Resulallah'ı hatırlarız. Bize şunu demeye çalışıyorlar güya Recep Tayyip Erdoğan'a yalakalık, haşa biz Tayyip Erdoğan'ın insan olduğunu biliriz. Liderimizdir Tayyip Erdoğan Türkiye'ye çok çok önemli hizmetler etmiştir. Ama biliriz ki o insandır. O da hata yapabilir, parti başkanımız iken biz onun hatalarını gördüğümüz zaman kendi içimizde parti mekanizmalarımız içerisinde gördüğümüz zaman onu eleştirirdik. O konuda hiçbir problem yoktu aramızda."

- "Bu kültürümüzün güzel bir tarafıdır"

Aktay, birilerinin "kendi hoca efendilerini" mahsum atfetiğini belirterek, "Neredeyse hiç hata isnat etmezler onlar kendilerine baksınlar. En çok onlar bizi eleştiriyorlardı bu konularda. Dediler ki 'Peygambere hakaret' el insan bir kere Arapça ve Kürtçe söylemişim hakaret bunun neresinde sözlerini gördün mü? Demişim ki 'Serok Tayyip Erdoğan, Salli Ala Muhammed' Bunda ne var. Arkasından demişim ki 'Tu çiraye cihane, Salli Ala Muhammed, (sen bu milletin hizmetkarısın)' Arkasından da diyoruz ki 'Mamoste Davutoğlu, Salli Ala Muhammed' bu zaten böyle gider. Bu kültürümüzün güzel bir tarafıdır" diye konuştu.

"Eğer bunu söylüyorsanız Siirt kültürüne hakaret ediyorsunuz demektir. Siirt kültürü İslamı sizde çok daha iyi bilir" ifadesini kullanan Aktay, şunları kaydetti:

"Neyin peygamber efendimize saygı olduğunu ve neyin olmadığını çok iyi bilen biridir. Bu nasıl bir fırsatçılıktır, peygamber efendimizi kendi Türkçe Olimpiyatları şovlarına getirip ve bazen de kamyonetlerine bindirip istismar eden insanlar kalkmışlar bizim bu davranışımızı eleştirmeye kalkışıyorlar. Siz önce kendi halinize bakın siz kendi hoca efendinizi koyduğunuz yere bakın. Kendi hoca efendinizi bir zırnık eleştirebiliyor musunuz? Yoksa buna masumiyet mi atfetmişsiz. Adeta günahsız eleştirilemez bir masumiyet mi atfetmişsiniz."