Çukurova Genç İşadamları Derneği'nin Hilton Oteli'nde düzenlediği "Anayasa Değişikliği ve Referandum" konulu konferansa katılan Çelik, "Ben 51 yaşındayım. Bu memleket Hüseyin Çelik'in yaşına 5 darbe sığdırmıştır." dedi.
Böyle bir haldeki Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) alınmadığını dile getiren Çelik, 1960 darbesiyle halkın oylarıyla seçilen bir iktidarın alaşağı edildiğini hatırlattı. Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun "Anayasayı değiştirmeye ve dönüştürmeye" suçlarından idam edildiğini anlatan Çelik, "Şöyle bir ülke düşünün. Kendi başbakanını asıyor. Yıllar sonra 'pardon yanlışlık yaptık' deyip, cenazesini devlet töreni ile anıt mezara devir ediyor. Yeryüzünde böyle bir gariplik var mı?." diye konuştu.
Darbelerin tarihi sürecini ve nasıl gerçekleştiğine dikkat çeken Çelik, ilk defa bir halk oylamasında halkın özgür bir şekilde 'evet' ve 'hayır' iradesini sergilediğini belirtti.
Çelik, bu durumun ülkede demokrasinin geldiği yeri gösterdiğini ve önemsendiğini vurguladı.
CHP'nin Anayasa Değişiklik Paketi'ni Anayasa Mahkemesi'ne götürdüğüne işaret eden Çelik, yüksek mahkemenin güçler ayrılığı prensibinin ortadan kalkacağı iddiasını red ettiğini ifade etti.
Çelik, şöyle devam etti: "CHP, bu paket iptal edilmediği takdirde yargı bağımsızlığının ortadan kalkacağını ileri sürdü. Ama Anayasa Mahkemesi verdiği kararla bunun doğru olmadığını ortaya koydu. HSYK'nın kapalı kast sistemi bu değişiklikle düzeliyor. 22 üyenin 16'sını yargıçların kendisi, 4'ünü cumhurbaşkanı belirleyecek. 2'si bakan ve müsteşarı olacak. Böyle bir düzenleme ile hükümet nasıl yargıyı ele geçirmiş oluyor. Anayasa Mahkemesi'nin 11 asıl, 4 üyesini kim atıyor. Obama mı, Putin mi atıyor?. Bu 15 üyeyi cumhurbaşkanı atıyor. Peki bu kıyameti niye koparıyorsunuz. Şunu peşinen kabul ettiler. Bundan sonra klasik CHP zihniyetine sahip birinin cumhurbaşkanı olması mümkün değildir. Çünkü halk seçecek. Halk kendisiyle alay eden, aşağılayan birilerini cumhurbaşkanı seçmez." Muhalefet partisinin "AK Parti'nin kıyamete kadar iktidar da kalacağı" saplantısına battığını iddia eden Çelik, muhalefetin Anayasa değişikliğine sırf AK Parti getiriyor diye karşı çıktığını savundu. Böyle bir şerefin AK Parti'ye nasip olmamasını isteyen muhalefetin tutumunu eleştiren Çelik, paketin hazırlanmasın bütün partilerin kapılarını çaldıklarını ve bu şerefin herkese ait olması için gayret ettiklerini belirtti.
Değişikliğin özel hayatın gizliliğinden YAŞ mağdurlarına ve fişlemeye kadar getirdiği ayrıcalıklarını anlatan Çelik, "Yeni düzenlemeyle 12 Eylül darbesini yapanların üzerindeki 'yargılanamaz' koruma zırhını kalkıyor. Gerisi mahkemelerin işidir. Bu zırh kara bir leke olarak ortada duruyor. 12 Eylül darbe Anayasası'nı kısmen de olsa değiştirmek, çok anlamlıdır. Bazıları bunu yeterli görmeyebilir. Daha iyisi isteyebilir. Kışın ortasında bende baharı arzularım. Adana sıcaklardan kavrulurken, serinlik ister. Ama bunu her zaman temin etmek mümkün değil. 2011 de halkımız bize yetki versin. Bütün partilerin ve STK'ların desteğiyle tepeden tırnağa yeni bir çağdaş Anayasa armağan edelim."şeklinde konuştu. Bugün ki Anayasa'nın 'millet devlet için vardır' mantığının aksine demokrasilerde 'devletin millet için var olduğunun' altını çizen Çelik, normalde Anayasaların bireylerin haklarını garantiye aldığını söyledi. YAŞ kararlarıyla binlerce askerin 'ben senin tipini, eşinin giyim kuşamını beğenmedim' denilerek ordudan ihraç edildiğini açıklayan Çelik, bu kişilerin şimdiye kadar mahkemelere gidemediğini kaydetti. Bu konuda İskender Pala'nın 'İki Darbe Arasında' kitabının okunmasını öneren Çelik, bir genel kurmay başkanının adının geçtiği iddianame hazırlayan Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın HSYK tarafından meslekten ihraç edildiğini aktardı. Çelik, şunları söyledi: "Böyle bir hukuk mantığı olabilir mi? HSYK'nın kararları da yargı kararlarına tabi olacak. AİHM'de 120 bin dosya var. Türkiye tek başına 13 bin dosyaya sahip. Rusya'dan sonra hakkında en çok insan hakları ihlali dava açılan ülkeyiz. En çok mahkûm olan birinci ülke Türkiye'dir. Biz diyoruz ki bu rezillikten kurtulalım. Anayasa Mahkamesi'ni Türkiye insan hakları mahkemesi haline getiriyoruz. Bu iyi mi kötü mü? Dünyaya rezil oluyoruz. Ekonomik ve sosyal konseyle iş dünyasına önemli kararlarda masanın karşısına alınıyor. Anayasa değişikliğiyle ekmeğimiz ve özgürlük alanlarımız büyüyecektir. Oyun bilmeyen gelin, yerim dar demiş. Siz mazeret üretmek isterseniz, mutlaka armudun sapı, üzümün çöpü hesabı yaparsınız; hiçbir şeyi beğenmezsiniz. Bunlar topu taca atıyorlar. Ayaklarımızdaki prangaları ve zihinleri kıralım. AK Parti'yi kapatma davası ülkeye maliyeti 27 milyar dolar olmuştur. Mahkemeler kendilerini hükümetin ve meclisin yerine koyamaz. Referandum da çıkacak sonuç AK Pari'nin oyu olmayacak. 'Yeter ki bu AK Partililerin burnunu sürtelim' AK Partililere ders vereyim derken; memleketine zarar vereceksen beş kez daha düşün." Konuşmasının sonunda katılımcıların sorularını cevaplayan Çelik, dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda, "Bugün TBMM'nde milletvekilleri hakkında 650'ye yakın dosya var. Sanki bu dosyalar AK Parti milletvekillerine aitmiş gibi anlatılıyor. Dosyaların yarısından fazlası BDP, milletvekili sayısına göre ikinci sırada CHP, üçüncü sırada MHP, AK Parti dördüncü sıradadır. Türkiye'de yargı bağımız olmalıdır. Ama üzülerek söylüyorum, yargı bazı konularda tarafısız olamıyor. HSYK'nın üyelerinin yüzde 80'ni YARSAV üyesidir. YARSAV'da açıkca başbakana ve hükümete ideolojik cephe almış bir vakıftır. Peki bu konuda endişe duyanları haklı bulmaz mısınız? Mesele budur. Kimse hukuktan kaçamaz."diye konuştu. Referandum da 'evet veya hayır' çıkmasının dünyanın sonu olmadığını ifade eden Hüseyin Çelik, "Evet çıkarsa cennet, hayır çıkarsa cinnet olur; yada tam tersi bir yaklaşım doğru değildir. Türkiye bu demokratik sınavdan yüzünün akıyla çıkacaktır. Ancak 'hayır' çıkması halinde 3'üncü dünya ülkesi ve vesayetçi anlayışın sürmesi demektir." değerlendirmesini yaptı.
Programa AK Parti milletvekileri, sanayici ve işadamları katıldı.