Anadolu'nun Miras Kumaslari 'Türkiye Dokuma Atlasi'nda Sergileniyor
Istanbul Beylerbeyi Sabanci Olgunlasma Enstitüsü Müdürü Yusuf Gürlek: 'Burada 30 çesit, 151 örnek kumastan bir sergimiz var. Serginin içerigini de bölge bölge ayirdik. Her bölgeye ait en önemli kumaslari belirledik. Bu sergideki bazi kumaslar 'saray kumaslari' bazilari 'Anadolu kumaslari' diye ayrildi' Proje Koordinatörü Ayse Dizman: 'Bu dört yillik bir proje. Dört yil içerisinde bu arastirmalarin yani sira hem topladigimiz dokumalarin kimliklendirme çalismalarini ve analizlerini yaptik. Bu analiz raporlarina göre, sergimizde hem 100 yil öncesi dokumalari hem bugünkü dokumalari eslestirerek, sergilemeye çalistik' Türkiye Dokuma Atlasi Sergi Küratörü Günes Güner: 'Türkiye'den çikacak, özellikle giysi tasarimi, ev tekstili gibi farkli alanlarda fark yaratmamiz ve otantik olmamizla ilgili Türk dokumasi bize inanilmaz bir güç kazandiriyor. Bunu bilip sahiplenmek ve bunlarla fark yaratacak tasarimlar yaratabilmek için bu sergiyi özellikle bütün genç tasarimcilarin görmesini hayal ediyorum'
Istanbul Beylerbeyi Sabanci Olgunlasma Enstitüsü Müdürü Yusuf Gürlek, Cumhurbaskanligi Külliyesi'nde düzenlenen sergiye iliskin AA muhabirine yaptigi açiklamada, Dokuma Atlasi Sergisi'nin, projenin birinci safhasi oldugunu söyledi.
Proje kapsaminda dört safha planladiklarini belirten Gürlek, "Türkiye'deki yerel dokuma ustalarini desteklemek, onlara bu farkindaligi olusturmak için yerel yönetimlerle, kalkinma ajanslariyla is birligi içerisine girilmesi planlaniyor. Yerel dokumacilarin ürettikleri dokumalarin, modada tasarimcilar tarafindan kullanilmasi için kalite seviyesi sabitleyip, standartlastirmak projenin ileri hedeflerinden bazilari." dedi.
Gürlek, sergi kapsaminda yapilan çalismalarin detaylarini söyle anlatti:
"Akademik kurulumuz var, onlar cografi isaret ve ham madde anlaminda, gerçekten bu ülkeye damga vurmus nitelikteki kumaslari belirlediler. Burada 30 çesit, 151 örnek kumastan bir sergimiz var. Serginin içerigini de bölge bölge ayirdik. Her bölgeye ait en önemli kumaslari belirledik. Bu sergideki bazi kumaslar 'saray kumaslari' bazilari 'Anadolu kumaslari' diye ayrildi. Bu kumaslar da bölgelere nitelendirilerek sergileniyor. Kumaslarin birçogu teknik, ham madde açisindan orijinale uygun olarak yeniden üretilmeye çalisildi. Bazilari da tarihi kumaslar, koleksiyonerler veya müzelerden alindi. Zaten projemizin bir sonraki safhasi da teknik, ham madde açisindan yok olmus kumaslari tekrar üretmek, bunun farkindaligini artirmak."
- "2 bin 500'e yakin yayin okuyarak, bir bilgi bankasina dönüstürdük"
Sabaci Olgunlasma Enstitüsü Proje Koordinatörü Ayse Dizman da proje ile "Orta Asya'dan bugüne gelen dokuma kültüründeki zenginlige nasil katkida bulunuruz?" sorusuna yanit aradiklarini anlatti.
Anadolu dokumalarinin kayitlarinda ve kimliklendirmelerinde sorunlar oldugunu gördüklerini dile getiren Dizman, söyle konustu:
"Bununla ilgili ciddi bir akademik arastirma yaptik. 2 bin 500'e yakin yayin okuyarak, bunlari bir bilgi bankasina dönüstürdük. Bu dört yillik bir proje. Dört yil içerisinde bu arastirmalarin yani sira topladigimiz dokumalarin kimliklendirme çalismalarini ve analizlerini yaptik. Bu analiz raporlarina göre, sergimizde hem 100 yil öncesi dokumalari hem bugünkü dokumalari eslestirerek, sergilemeye çalistik. Proje kapsaminda, 2023'e kadar yayin hazirlanmasi, analiz laboratuvarinin kurulmasi, cografi isaret almis ve alacak dokumalarin ayrilmasi ve Türk markasi olmak üzere planlarimiz var. Bölgesel anlamda alt projeler hazirlayarak, bu alt projeler vasitasiyla her bölgenin dokumasini öne çikarmayi amaçliyoruz."
- "Serginin rotasini da temel elyaf kaynaklarindan baslattik"
Sergi küratörü Günes Güner de Türkiye'nin kendi sinirlarinda, Anadolu'dan miras kalan kumaslarin, bugüne kadar nasil ve ne niyetlerle dokundugu ve ne sekle dönüstügünün sergilendigini anlatti.
Bütün kiymetli kumaslari sergide bölgelere ayirarak, geçmisten gelecege dogru bir araya getirdiklerini belirten Güner, "Serginin rotasini da temel elyaf kaynaklarindan baslatip, ilkel dokuma aletleriyle devam ettirdik. Ilk dokumalarimiz olan ipekten sonra bölgesel rotalarda Ege zeytini renginin üzerinde Ege dokumalarini, Akdeniz mavisinin üzerinde Akdeniz dokumalarina yer verdik." dedi.
Dokumalar içinde, dünyada "Angora" olarak bilinen "Ankara Sof"unun sergilendigini de aktaran Güner, sergide Anadolu desenleri ve desen atlasinin da yer aldigini söyledi.
- Dokuma tezgahi sesi, sergiyi gezerken ezgi olarak yayinlanacak
Sergide, dokumalari dokuyan kadinlarin hangi duyguyla bu desenleri kumasa aktardigini gösteren detaylar da bulundugunu anlatan Güner, dokuma tezgahi sesinin, sergiyi gezerken ezgi olarak yayinlanacagini söyledi.
Eski ve kiymetli kataloglarin sergilendigi bölüme de dikkati çeken Günes Güner, "Serginin çikis noktasinda bir sürprizimiz var. 'Geçmisten ilham alan gelecek' diye figüre ettigimiz 20'li yaslardaki tasarimcilarin bu dokumalardan ilham alarak, gelecege yön verecek tasarimlari var. Içlerinde, beledi dokumalarindan yapilmis çantalardan tutun da kutnudan esinlenilmis daha sportif ve aktif kiyafetler. Bunlarin 2030-2040'da nerelere tasinabilecegini hayal ettigimiz bir alandan sergiden çikiyoruz." diye konustu.
Sergi küratörü Günes Güner, genç tasarimcilara ise su mesaji iletti:
"Türkiye'den çikacak, özellikle giysi tasarimi, ev tekstili gibi farkli alanlarda fark yaratmamiz ve otantik olmamizla ilgili Türk dokumasi bize inanilmaz bir güç kazandiriyor. Bunu bilip sahiplenmek ve bunlarla fark yaratacak tasarimlar yaratabilmek için bu sergiyi özellikle bütün genç tasarimcilarin görmesini hayal ediyorum."