ANALIZ - Türkiye'nin Muhtemel Afganistan Misyonu Açiklamasi Firsatlar Ve Zorluklar

Afganistan’in dünyaya açilan tek kapisi konumundaki Kabil Havalimani, ülkedeki diplomatik misyonlarin faaliyete devam edebilmesi için hayati önemde. Ayrica havalimaninin güvenli isleyisi, uluslararasi yardim kuruluslarinin insani yardimlarini ulastirabilmeleri bakimindan da çok mühim Türkiye’nin Afganistan’daki yeni misyonunun muhtemel kazanç ve riskleri görevin sinirlarina göre degisecek. ABD ile varilan ön anlasmaya göre, Türkiye’nin sorumlulugunun havalimaninin güvenligini saglamakla sinirli bulundugu, askeri operasyonlara katilmanin söz konusu olmadigi anlasiliyor Türkiye’nin gerek NATO’daki tek Müslüman ülke olmasi gerekse Afganistan hükümeti ve halkiyla yakin bagi bu görevin üstlenilmesinde belirleyici olan faktörler Türkiye’nin böylesi kritik bir görevi üstlenmesi, ABD ve NATO nezdindeki konumunu güçlendirecegi gibi, Türk dünyasini içine alan genis bir cografyaya açilmasina imkan verecek bir nüfuz alani da temin edilebilir Bu görevin pek çok zorlugu beraberinde getirecegi de öngörülebilir. Bu zorluklarin basinda, birçok bölge ülkesinin yillardir farkli stratejik çikarlar dogrultusunda Afganistan'a müdahil olmalari ve istikrarin temini konusunda henüz bir uzlasin saglanmamis olmasi geliyor Afganistan’da gerek merkezi hükümet dahil yerel aktörlerle olan baglari gerekse Pakistan ve Katar gibi Afganistan sorununa etki edebilecek ülkelerle olan yakinligi Türkiye’ye Afganistan’da çatisan taraflar arasinda potansiyel bir arabulucu olma konumu sagliyor

ISTANBUL -RAHIMULLAH FARZEM- ABD ve NATO birlikleri Afganistan’dan çekilirken Taliban’in ilerleyisi sürüyor. ABD Baskani Joe Biden’in çekilme planini açikladigi Nisan ayindan bu yana 388 ilçeden 90’a yakini Taliban’in eline geçti. Cumhurbaskani Esref Gani’nin Savunma ve Içisleri Bakanlarini görevden almasi Taliban’in ilerleyisini durduramadi. Son bir haftada 20’den fazla yerlesim yeri ve ilçe merkezi Taliban’in kontrolüne geçti.

Merkezi hükümet güçlerinin Taliban’a karsi hizla mevzi kaybetmesi üzerine Gani’yi Washington’a davet eden Biden, Afganistan’a yönelik ABD desteginin devam edeceginin sözünü verdi. ABD ve NATO ülkeleri 11 Eylül’e kadar ülkeden çekilmeyi planlarken baskent Kabil’deki Hamid Karzai Havalimaninin güvenliginin Türkiye tarafindan saglanmasi gündemde. Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan son NATO zirvesinde konuyu ABD’li mevkidasi Joe Biden’la görüsmüs ve bu hususta uzlasmaya yakin olduklarini açiklamisti. Afganistan konusunda aralarinda bir fikir birligi oldugunu ifade eden Erdogan, “Afganistan’dan ayrilmamizi istemiyorlarsa, orada belirli bir destek istiyorlarsa, ABD’nin diplomatik, lojistik ve mali destegi önemli olacaktir” açiklamasinda bulunmustu. Kabil Havalimaninin güvenliginin saglanmasi NATO ve Batili ülkeler için geri çekilme sonrasi önemli bir hedef. Kabil Havalimani ABD’nin tamamen çekilmesini takiben siddet olaylarindaki muhtemel ani artis veya baskentin güvenliginin tehlikeye girmesi durumunda bir tahliye noktasi olarak kritik öneme sahip. Özellikle Batili ülkeler havalimaninin güvenliginin saglanmamasi durumunda Kabil’deki diplomatik misyonlarini devam ettirmenin mümkün olmayacagini söylüyorlar. Avustralya güvenlik gerekçesiyle ülkedeki büyükelçiligini kapatacagini açiklayan ilk ülke oldu. Havalimaninin güvenliginin saglanamamasi durumunda diplomatik temsilciliklerini kapatacak ülkelerin sayisinin da artmasi bekleniyor.

- Muhtemel firsatlar ve riskler

Türkiye’nin Afganistan’daki yeni misyonunun muhtemel kazanç ve riskleri görevin sinirlarina göre degisecek. ABD ile varilan ön anlasmaya göre, Türkiye’nin sorumlulugunun Kabil Havalimanin güvenligini saglamakla sinirli oldugu, Ankara’nin su ana kadar oldugu gibi askeri operasyonlara katilmayacagi anlasiliyor. Yukarida da isaret edildigi üzere, Kabil Havalimani Afganistan’in dünyaya açilan belki de tek kapisi konumunda. Bu nedenle havalimani, ABD ve NATO güçlerinin çekilmesinden sonra ülkedeki diplomatik misyonlarin faaliyetlerine devam edebilmeleri için hayati öneme sahip. Havalimaninin güvenli isleyisi, uluslararasi yardim kuruluslarinin insani yardimlarini ülkeye ulastirabilmeleri için de oldukça mühim. Türkiye’nin gerek NATO’daki tek Müslüman ülke olmasi gerekse Afganistan hükümeti ve halkiyla olan yakin bagi bu görevin üstlenilmesinde belirleyici olan faktörler.

Her ne kadar ABD’nin Türkiye seçenegine alternatif olarak havalimaninin korunmasini özel bir sirkete devretmeyi düsündügü yönünde iddialar gündeme gelse de geçmis deneyimler bu formülün gerçekçi olmadigini ortaya koyuyor. Dolayisiyla Türkiye’nin böylesi kritik bir görevi üstlenmesi hem Ankara-Washington iliskileri hem Ankara-NATO iliskileri açisindan da büyük önem arz ediyor. Türkiye’nin Afganistan’da üstlenecegi misyon ABD ile bir isbirligi alani yaratacagi gibi Ankara’nin NATO’daki pozisyonunu da güçlendirecektir. Bu baglamda Afganistan’da Türkiye-ABD isbirligi son dönemde Ankara ile Washington iliskilerine damgasini vuran anlasmazliklarin asilmasina katki saglayabilir. Bunun yani sira Türkiye’nin Afganistan’daki varliginin uzun vadede Ankara’nin bölgedeki nüfuzunu artiracagi yönündeki görüsleri de yabana atmamak gerek. Afganistan’in kuzey bölgesi Özbekistan, Türkmenistan ve Tacikistan ile ortak sinira sahip olup, ülke bu hattan Türk dünyasini içine alan genis bir cografyaya açiliyor. Türkiye’nin Afganistan’da bulunmasinin sagladigi cografi avantaj Ankara’nin bu ülkelerle çok daha yakin ve stratejik iliskiler gelistirmesini kolaylastirabilir. Böyle bir yakinlasma Türkiye’ye ortak tarih ve kültür baglaminin yani sira siyasi ve ekonomik açidan da büyük fayda saglayacaktir. Özellikle Daglik Karabag’daki gelismelerin ardindan Nahçivan-Bakü koridorunun açilmasiyla Türkiye’nin Türk dünyasiyla kurdugu baglanti Afganistan’daki varligiyla daha da pekisecektir. Türkiye, Pakistan ile de stratejik iliskilere sahip. Türkiye’nin Afganistan’daki varligi, bu ülkeyle isbirligini ekonomiden güvenlige birçok alanda daha da güçlendirmesini saglayabilir.

Öte yandan Afganistan cografyasi Türkiye açisindan yeni firsatlarin yani sira birçok zorlugu da beraberinde getirme potansiyeline sahip. Birçok bölge ülkesinin yillardir Afganistan meselesine müdahil olduklari ve bu ülkelerin her birinin kendi çikarlari dogrultusunda farkli stratejiler takip ettikleri düsünüldügünde, Afganistan’da baris ve istikrari desteklemek için henüz bir uzlasi saglanmis degil. Yillardir Afganistan sorununa müdahil olan bölge ülkelerinin bu ülkeye yönelik stratejileri birbirleriyle ciddi farkliliklar içeriyor. Dolayisiyla Türkiye’nin Afganistan’daki varligina ses çikarmayanlar kadar itiraz edenler de olacaktir. Cumhurbaskani Erdogan 14 Haziran’daki NATO zirvesinden sonra yaptigi basin açiklamasinda, Afganistan’da barisi desteklemek için Pakistan’la birlikte hareket etmeyi planladiklarini açiklamisti. Ankara ve Islamabad arasindaki yakin iliskiler göz önüne alindiginda, Pakistan’in Afganistan’da Türkiye’nin askeri varligina itiraz etmesi beklenmiyor. Fakat ayni sey Pakistan’in bölgedeki en önemli rakibi Hindistan için söylenemez. Yillardir Afganistan’da Pakistan ile bir tür vekalet savasi yürüten Hindistan’in bu ülkede Islamabad-Ankara ittifakina muhalefet edecegini tahmin etmek güç degil. Öte yandan, bölgedeki iki geleneksel rakip ve etkili aktör Iran ve Suudi Arabistan da Türkiye’nin Afganistan’da yeni bir angajman elde etmesini istemez. Afganistan’i dogal nüfuz alani olarak gören Iran Islam Cumhuriyeti 42 yillik süre zarfinda Afganistan meseleleriyle her zaman yakindan ilgilenmistir. 1990’lar boyunca Suudi Arabistan’in bölgede nüfuz kazanma çabalarinin bir araci olarak gördügü Taliban’a karsi Kuzey Ittifakini destekleyen Tahran, 2000’li yillardan sonra degisen konjonktürle birlikte bir baska rakibi ABD’nin Afganistan’daki varligina karsi Taliban’la isbirligi yapti. Halihazirda hem Kabil yönetimi hem Taliban’la iliskilerini canli tutan Tahran, yeni dönemde Afganistan’daki çikar ve nüfuz alanlarini en azindan konsolide etme pesinde.

Rusya Afganistan’daki gelismeler konusunda her zaman belirli hassasiyetlere sahip olan ülkelerden biri oldu. Rusya da tipki Iran gibi hem merkezi hükümet hem Taliban’la yakin iletisim halinde. Moskova yakin zamanda bir dizi Afganlar arasi baris görüsmelerine ev sahipligi yapti. ABD ve NATO’nun Afganistan’daki varligini sik sik elestiren Moskova, bir baska NATO üyesi Türkiye’nin bu ülkede nüfuz kazanmasini istemez. Fakat Sovyetler Birliginin Afganistan’daki kötü tecrübesi nedeniyle Afganlar nezdinde oldukça olumsuz bir imaja sahip olan Rusya’nin Afganistan’daki nüfuzu ve nüfuz kazanma araçlari diger aktörlere göre sinirli. Bölgenin yükselen gücü Çin’in Afganistan’la ilgili temel güvenlik kaygisini Taliban ile Sincan bölgesinde faaliyet gösteren Türkistan Islami Hareketi’nin isbirligi olusturuyor. Islamabad ile yakinligi sayesinde Taliban ile iliskilerini gelistiren Pekin su ana kadar böyle bir isbirliginin önüne geçmeyi basardi. Ayrica Pekin milyarlarca dolar yatirdigi Kusak-Yol Projesinin güvenligi için istikrarli bir Afganistan’i tercih ediyor. Bu baglamda, Pakistan'a yakinligi sebebiyle Çin’in de destek verecegi Türkiye-Pakistan isbirligi Afganistan’da istikrar ve barisin tesisi için en gerçekçi senaryolardan biri olabilir.

Türkiye’nin Afganistan’da karsilasacagi zorluklar yalnizca bölgesel aktörlerin tutumuyla kalmayacak gibi görünüyor. Her ne kadar Türkiye Kabil yönetimi dahil birçok yerel aktörle iyi iliskilere sahip olsa da Taliban, Ankara'nin Afganistan’daki olasi misyonuna karsi çikiyor. Taliban’in Katar Ofisi Sözcüsü Süheyl Sahin 10 Haziran’da Reuters’e verdigi mülakatta “Türkiye son 20 yildir NATO’nun bir parçasi olarak Afganistan’da bulunuyor. Bu nedenle ABD ile 29 Subat 2020’de imzaladigimiz anlasmaya göre Afganistan’dan ayrilmali” açiklamasinda bulunmustu.Türkmenistan Taliban sözcüsü Zabihullah Mücahit bu açiklamayi bir adim daha ileri tasiyarak Türkiye’nin Afganistan’da kalmasi durumunda ABD’den farkli muamele görmeyecegini söyledi. Iran medyasina konusan Mücahit, “Türkiye Müslüman kardes bir ülke. Ancak ayni zamanda NATO üyesi oldugu için Afganistan’da kalmasi durumunda bizim nazarimizda ABD ile bir farki olmaz” dedi. Taliban’in Türkiye’nin Afganistan’daki yeni misyonuyla ilgili temel kaygisi Ankara’nin NATO üyesi olmasiyla ilgili. Taliban son 20 yildir yürüttügü silahli mücadeleyi “yabanci güçlere karsi cihat” söylemiyle açikliyor. Bu söylemin Taliban’in yürüttügü silahli mücadeleye mesruiyet saglama ve taraftar toplamada önemli islevi bulunuyor. Tüm yabanci güçlerin ülkeden çekilmesini öngören Doha Anlasmasina ragmen Taliban henüz bu amacina ulasmis degil. Dolayisiyla Taliban, Türkiye’nin NATO kapsaminda Afganistan’da bulunmasinin, NATO’nun ülkede kalmasi seklinde algilanacagindan endise ediyor. Türkiye’nin Afganistan’da kalmasina dair Taliban cephesinden gelen hemen her açiklamada Ankara’nin NATO üyeliginin vurgulanmasi bu endiseden kaynaklaniyor. Yoksa Taliban’a yakin kaynaklar Türkiye’nin bir Islam ülkesi olarak yeni bir formülle Afganistan baris sürecinde rol almasiyla ilgili örgütün herhangi bir rahatsizliginin olmayacagini teyit ediyor. Taliban son günlerdeki hizli ilerleyisine ragmen henüz Afganistan’in 34 vilayetinden hiçbirinin sehir merkezini ele geçiremedi. Dolayisiyla su an için Türkiye’nin Kabil’deki misyonu sirasinda Taliban ile karsi karsiya gelme durumu yok. Fakat bu yine de sifir risk anlamina gelmez. Türkiye’nin askeri devriyeler olmadan kent merkeziyle neredeyse iç içe olan Kabil havalimanini nasil koruyacagi büyük bir soru isareti. Taliban askeri devriyeler sirasinda yabanci güçlere yönelik cadde kenarina yerlestirilen uzaktan kumandali bombalar ve bomba yüklü araçlarla saldirlar düzenleyebiliyor.

- Türkiye barisin tesisine katki saglayabilir

Yaygin görüsün aksine Ankara’yi Kabil Havalimaninin güvenligini saglanmasi konusunda öne çikaran faktör Türkiye’nin sahip oldugu askeri teknolojiden ziyade Afganistan ve Afganistan halkiyla olan yakin bagidir. Afganistan’da gerek merkezi hükümet dahil yerel aktörlerle olan baglari gerekse Pakistan ve Katar gibi Afganistan sorununa etki edebilecek ülkelerle olan yakinligi Türkiye’ye Afganistan’da çatisan taraflar arasinda potansiyel bir arabulucu konumu sagliyor. Dolayisiyla ABD’nin çekilmesinden sonra Türkiye’nin Afganistan’da üstlenecegi misyon bu ülkede barisin tesisine katki saglayabilir. Türkiye’nin Afganistan konusunda üstlenmek istedigi misyon Ankara’nin Kabil’e karsi tarihi sorumluluk duygusu ve bölgesel bir güç olarak rolünü anlamasi çerçevesinde okunmali. Ancak son yillarda Dogu Akdeniz, Afrika ve Kafkasya gibi bölgelerde etkisini artirmak için adimlar atan Türkiye için Afganistan’in yeni bir meydan okuma olacagi unutulmamali. Türkiye’nin Afganistan’daki varligi bu ülke ve bölge ülkeleriyle olan iliskilerini etkileyecek bilesenler barindiriyor. Türkiye, Afganistan’daki varliginin devamina yönelik güven ve destegi kazanabilirse, bu bölge önümüzdeki yillarda Ankara için daha önemli hale gelecektir. Bununla birlikte Afganistan’in sosyal ve güvenlik sorunlari, bölgenin birçok bölgesel/uluslararasi gücün rekabet alani olmasi ve Taliban’in Türkiye’nin varligi konusundaki isteksizligi göz ardi edilmemesi gereken faktörler.

[Iran ve Ortadogu’da devlet disi aktörler üzerine çalismalarini sürdüren Rahimullah Farzem IRAM Dis Politika Koordinatörlügü’nde görev yapmaktadir]

Türkmenistan https://www.reuters.com/world/middle-east/turkey-should-pull-troops-afghanistan-under-2020-accord-taliban-spokesperson-2021-06-10/
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile