Anne Babasına 30 Yıldır Çocukları Gibi Bakıyor
Ağrı'nın Eleşkirt ilçesine bağlı Çiftepınar köyünde yaşayan taksici İhsan Özmen ve eşi, 74 yıllık evliliklerinde 9 çocuğu olan ve 'hakları ödenmez' dediği 90 yaşındaki anne ve babasıyla 30 yıldır aynı evde olmanın mutluluğunu yaşıyor İhsan Özmen: 'Bir insan anne ve babasına ne kadar bakıyorsa, ne kadar sıcaklık gösteriyorsa Allah onun işini her zaman rast götürür' Gelin Nurgül Özmen: '30 yıldır aynı evde, eşimin anne ve babasıyla yaşıyoruz. Zamanında isteseydik ayrılabilirdik ama onların üzerimizde duaları var. Ben de onların evladı olmuşum, onlar da benim annem ve babalarım' Baba Celal Özmen: 'Allah oğlum ve gelinimden razı olsun. Küçük bir çocuğa bile bu kadar iyi bakılmaz. Yemeğimizi veriyorlar, yatağımızı seriyorlar, çok da hürmet ediyorlar'
Eleşkirt ilçesine 15 kilometre uzaklıktaki 30 haneli Çiftepınar köyünde yaşayan Hanım ve Celal Özmen çifti henüz 16 yaşındayken görücü usulüyle evlenerek yaşamlarını birleştirdi.
Baba ocağından alınarak Çiftepınar köyüne getirildikten sonra düğünleri yapılan çift, 74 yıllık mutlu evliliklerinde 5'i kız 9 çocuk sahibi oldu.
Hastalıkta, sağlıkta, iyi günde, kötü günde aynı yastığa baş koyarak tüm zorluklara göğüs geren Özmen çiftinin çocuklarının en büyüğü 70, en küçüğü 35 yaşında.
Zamanla evlenen 8 çocuğunun evden ayrılıp farklı illere göç etmesiyle köyde yaşantılarına devam eden yaşlı çift, oğulları İhsan, gelinleri Nurgül ve torunlarıyla bir arada 30 yıldır bir arada yaşam sürüyor.
Üç kuşağın bir evde mutlu bir hayat sürdüğü Özmen ailesinin 90 yaşındaki çınarları, zamanlarının büyük bölümünü torunlarıyla geçiriyor.
Celal Özmen torunlarına eskiden yaşanan zorlukları anlatırken, Hanım Özmen de kız torunlarına çorap örmeyi öğretiyor.
- "Anne babanın hakkı ödenmez"
İhsan Özmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 30 yıl önce evlendiğini, bu tarihten beri anne ve babasıyla aynı evde yaşadığını ifade etti.
Anne ve babanın hakkının ödenemeyeceğini, onlara sahip çıkılması gerektiğini dile getiren Özmen, şöyle konuştu:
"30 yıldır evliyim, anne ve babamla yaşıyorum. Biz 9 kardeşiz hepsi ayrıldı gitti, annem ve babamın yanında sadece ben kaldım. Onlara ben bakıyorum ve çokta mutluyum. 30 yıldır işlerim hiç ters gitmedi. Bunu gerçekten canı gönülden söylüyorum, anne ve babamın dualarını alıyorum. Bir insan anne ve babasına ne kadar bakıyorsa, ne kadar sıcaklık gösteriyorsa Allah onun işini her zaman rast götürür. Annem ve babamın, torununun torunları ile yaklaşık 102 torunu var. Torunları yazın buraya gelip bir ay kalarak annem ve babamla vakit geçirip gidiyor. Benim için annem ve babamla yaşamak dünyanın en güzel ödülü. Ben, eşim, annem, babam ve çocuklarım hep bir arada yaşıyoruz. Çok şükür hepimiz de mutluyuz, hiçbir zaman mutsuz günümüz olmadı."
90 yaşındaki anne Hanım Özmen ise geçmiş yıllarda çok zorluk yaşadıklarını, günümüzde ise her şeyin kolaylaştığını anlattı.
Geçmişte halı, kilim dokuduklarını, yünden yatak ve yorgan yaptıklarını dile getiren Özmen, "16 yaşında evlendim. Eski zamanlar çok güzeldi. 5 kız, 4 erkek toplam 9 çocuğum var. 102 de torunum var. Torunlarım her yaz mevsiminde bizi ziyarete gelirler." dedi.
- "Küçücük çocuğa bile bu kadar iyi bakılmaz"
Celal Özmen de eşini köye gelin getirdikleri dönemde düğünlerin yaklaşık bir hafta sürdüğüne değinerek, şöyle konuştu:
"Eşimle küçük oğlum İhsan, gelinim ve 5 çocuğuyla aynı evde yaşıyoruz. Torunumun torunları da var. Eskiden evlenmek günümüzdeki gibi değildi. Şimdiki gibi birbirimizi göremezdik. Anne ve baba nasıl uygun gördüyse öyle evlenilirdi. Eşimi hiç görmedim, Allah'ın kaderi bir yakınımız sebep oldu, babamla annem gidip görüp beğendikten sonra bana istediler.
Allah oğlum ve gelinimden razı olsun. Küçücük çocuğa bile bu kadar iyi bakılmaz. Yemeğimizi veriyorlar, yatağımızı seriyorlar, çok da hürmet ediyorlar."
Evin gelini Nurgül Özmen de eşinin anne ve babasına bakmaktan mutluluk duyduğunu, kendisinin de onların bir evladı olduğunu belirterek, "30 yıldır aynı evde, eşimin anne ve babasıyla yaşıyoruz. Zamanında isteseydik ayrılabilirdik, ama onların üzerimizde duaları var. Ben de onların evladı olmuşum, onlar da benim annem ve babalarım. Dile kolay 30 yıl az bir süre değil. Evlendiğimde inek sağmasını ve tandırda ekmek pişirmesini de bilmezdim. Hepsini bana annem dediğim kayınvalidem öğretti." ifadesini kullandı.