'Astımda En Kritik Nokta Tedaviye Uyum'
Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu: 'Astımda en kritik nokta tedaviye uyum. Hastaların ilaçlarını düzenli kullanması tedavinin başarıya ulaşmasında son derece önemli' 'Astım tamamen ortadan kalkan bir hastalık değil, sürekli devam eden, kronik bir hastalık. Bu yüzden süreci yönetmek çok önemli. Koruyucu tedavilerle hasta atağa girmeden birkaç semptomla süreci atlatabiliyor, hastalığı normalleşebiliyor. Bu sayede hastalar istediği mesleği yapabilir, sanatçı olabilir, olimpiyatlara katılabilir' 'Astım hastalarında yapılan en büyük hatalardan biri hareketsiz kalmaları. Biz astım hastalarının aktiviteden vazgeçmemesini istiyoruz. Hastalar doğru ve düzenli tedavi aldığı sürece istediği sporu yapabilir'
Prof. Dr. Yorgancıoğlu, Dünya Astım Günü dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında, astımın akciğerlere havanın gittiği bronşlardaki rahatsızlık olduğunu belirterek, bu hava yollarında iltihabi bir durumun gözlendiğini dile getirdi.
Astımlı kişilerin bazı genlerinde küçük anomaliler olabildiğini, bu anomalilerle doğan kişilerde astım ve alerjiye yatkınlığın görüldüğünü aktaran Yorgancıoğlu, hastalığın, bu kişilerin çevresel etkenlerle karşılaştıkları zaman ortaya çıktığını söyledi.
Yorgancıoğlu, bu noktada çevresel etkenlerle ne dozda, yaşamın hangi döneminde karşılaşıldığının önemli olduğuna işaret ederek, "Bunlar çok önemli. Biz bunlara yönelik de farkındalığı oluşturmak istiyoruz. Çünkü anne astımlıysa bebeğin de astım olma olasılığı yüksek. Anne-baba her ikisi astımlıysa bebekteki bu durum daha da yükseliyor. O nedenle anne-baba astımlıysa bu çocukları daha yakından takip etmemiz gerekiyor. Bu çocuklar bebekliğinden bulgu verebiliyor." diye konuştu.
- Dünyada 300 milyon kişi astımla mücadele ediyor
Prof. Dr. Yorgancıoğlu, dünyada yaklaşık 300 milyon astım hastası bulunduğunu belirterek, Türkiye'de ise 7-8 erişkinden ve 12-15 çocuktan birinde hastalığın görüldüğünü söyledi.
Astımda tedaviye uyumun ve kontrolün, hastaların yaşam kalitesine olan etkisinden bahseden Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu, şu bilgileri verdi:
"Astım tamamen ortadan kalkan bir hastalık değil, sürekli devam eden, kronik bir hastalık. Bu yüzden süreci yönetmek çok önemli. Koruyucu tedavilerle hasta atağa girmeden birkaç semptomla süreci atlatabiliyor, hastalığı normalleşebiliyor. Bu sayede hastalar istediği mesleği yapabilir, sanatçı olabilir, olimpiyatlara katılabilir. Astım hastalarında yapılan en büyük hatalardan biri hareketsiz kalmaları. Biz astım hastalarının aktiviteden vazgeçmemesini istiyoruz. Hastalar doğru ve düzenli tedavi aldığı sürece istediği sporu yapabilir."
Prof. Dr. Yorgancıoğlu, astımda genetik yatkınlığın ve çevre etkisinin önemli olduğuna işaret ederek, "Astımda en kritik nokta tedaviye uyum. Hastaların ilaçlarını düzenli kullanması tedavinin başarıya ulaşmasında son derece önemli. Artık farklı hastalara farklı tedaviler uygulanabiliyor. Bu tedaviler düzenli uygulandığı sürece de hastalık normalleşiyor." şeklinde konuştu.
Önceleri sadece atak dönemlerinde ilaç kullanıldığını, düzenli tedavilerin olmadığını, bunun da ölüme kadar giden sonuçlarının olabildiğini dile getiren Yorgancıoğlu, çocuk hastalarda da aileye büyük görevler düştüğünü vurguladı.
Yorgancıoğlu, astımlı çocukların aktivitelerinin engellenmemesi ve yanlarında sigara içilmemesi gerektiğinin altını çizerek, gebelikte de astım tedavisinin devam etmesinin önemli olduğunu, atağa girmenin bebek için ciddi sorunlar oluşturabileceğini sözlerine ekledi.