Büke, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ebola virüs hastalığının ateş yüksekliği ve kanama ile seyreden, ölümcül olabilen viral bir enfeksiyon hastalığı olduğunu belirtti.
İlk kez 1976 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde rastlanan hastalığın, bazı Batı Afrika ülkelerinde her yıl az sayıda ölüme yol açtığını kaydeden Çağrı Büke, 2014 yılının Mart ayından itibaren Gine, Liberya, Sierra Leone ve Nijerya'da salgınların yaşandığına dikkati çekti.
Hastalığın kesin kaynağının bilinmediğini, buna karşın ilk insan Ebola hastasının virüsü enfekte hayvandan almış olabileceğini söyleyen Büke, kan, dışkı, idrar, ter, tükürük, semen gibi vücut sıvılarıyla insandan insana bulaşma ihtimalinin olduğunu kaydetti.
- "Hastalar, izole edilmeli"
Günümüzde ulaşımın kolaylaştığını, hastalığın bir bölgeden, ülkeden bir başka bölgeye, ülkeye yayılabileceğini dile getiren Prof. Büke, "Hastalığın görüldüğü ülkeler göz önüne alındığında bu ülkelerden gelen kişilerde ateş yüksekliği, bulantı, kusma, kas ve eklem ağrısı gibi yakınmalar uyarıcı olmalı ve aksi ispat edilinceye kadar bu kişiler hastaneye yatırılarak sıkı izolasyon yöntemleri uygulanmalı ve hızla mevcut yöntemler ile tanısal girişimlere ve tedavilerine başlanmalıdır" dedi.
Ebola vakalarının görüldüğü ülkelerden tüm dünyaya seyahatlerin gerçekleştirilebileceğini, bir taşıyıcının İspanya'ya giderek virüsü Avrupa'ya taşıdığını hatırlatan Büke, "Türkiye de her an bu tür olgularla karşı karşıya kalabilir" dedi.
İspanya'daki hastaya hizmet veren hemşireye de virüsün bulaştığını dile getiren Çağrı Büke, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ebola virüsü konusunda önlemleri belirlemek ve doktor, hemşire, diğer sağlık çalışanlarını bilgilendirmek gerekir diye düşünüyorum. Virüsün hastanın tüm vücut sıvılarında olduğunu biliyoruz. En yüksek bulaştırıcılık ise kan ve kan içeren vücut sıvılarında mevcut. Diğer vücut sıvılarıyla da bulaşabilir. Ter ve tükürükte de bulunduğu söyleniyor. Sağlık çalışanlarına bulaşması ise kesici, delici alet yaralanmaları ile gerçekleşiyor. Solunum yoluyla bulaşma olasılığı yoktur diyemeyiz. Bu tür hastalıkta karşı karşıya kalan sağlık çalışanlarının özel maskeler, hatta gözlükler, yüz kaskları, eldiven ve koruyucu elbiseler kullanmasını öneriyoruz."
Hastalığa yakalanan kişilerde uygulanan yöntemin destek tedavi olduğunu, tüm araştırmalara karşın Ebola virüsüne karşı insanlarda etkili bir aşının da olmadığını dile getiren Büke, bazı antikorların hayvanlar üzerinde etkili olduğunu, erken dönemde kullanıldığında insanda da pasif bir koruma sağlayabileceğini anlattı.
Prof. Dr. Çağrı Büke, vücut direnci düşük kişilerde, çocuklarda ve yaşlılarda virüsün sıklıkla ölüme neden olduğunu kaydederek, şunları söyledi:
"Şu anda bizim ülkemizde bu virüs yok ama diyelim ki Ebola virüsü hastasıyla karşılaştık, uygulanacak yöntemler, Ebola virüs hastalığına yakalandığı bilinen kişiler ile temas etmemek, gerektiğinde eldiven ve maske kullanmak, böyle hasta kişiler ile temas söz konusu ise elleri derhal yıkamak, hastalığın görüldüğü ülkelere zorunlu kalmadıkça seyahat etmemek olarak sıralanabilir."
Avrupa'daki Ebola Vakası
EFSUN YILMAZ- Ege Üniversitesi (EÜ) Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağrı Büke, Ebola vakalarının görüldüğü ülkelerden tüm dünyaya seyahatlerin gerçekleştirilebileceğini, bir taşıyıcının İspanya'ya giderek virüsü Avrupa'ya taşıdığını belirterek, "Türkiye de her an bu tür olgularla karşı karşıya kalabilir" dedi.