Bakan Çelik Sivas'ta Uluslararası Kerbela Sempozyumu'na Katıldı

Cumhuriyet Üniversitesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen Uluslararası Kerbela Sempozyumu'na; Sivas Valisi Ali Kolat, Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp, Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, çeşitli illerdeki üniversitelerden öğretim üyeleri ile yurt dışından gelen öğrenciler katıldı.
Sempozyumda konuşan Devlet Bakanı Faruk Çelik, bugün Irak'ta yaşanan olayların Kerbala'nın devamı olduğunu ifade ederek, "Son dönemlerde dış politikalarda gelişen olayları görüyorsunuz. Yalnız tarihin derinliklerinde bin 330 yıl önceki Kerbela olayı değil, yanı başımızda Irak'ta 1 milyon insanın katledilmesi Kerbela'ların devamıdır. Bu hoş görülecek bir tablo mudur? Burada bizim sorumluluğumuz yok mu? Yıllarca, asırlarca tüm dünyada sesini yükseltmiş bir milletin çocukları olarak bize düşen sorumluluk
yok mu? Barışı kendi bünyemizde sağlamak zorundayız, barışı çevremizde sağlamak zorundayız, barışı tüm dünyada sağlamak zorundayız. Çünkü biz hiçbir zaman sömürmek için bir yere gitmedik. Huzur, sevgi için gittik" dedi.
Bakan Çelik, ülkedeki birlik ve beraberliği sağlamak için demokratik açılım projesini yaptıklarını belirterek, "Bize bu coğrafyanın yüklediği çok büyük yükler var. O yüklerin altında ezilmemek için bir taraftan milli birliğimizi, bütünlüğümüzü güçlenmesi konusunda projeleri devreye koyuyoruz. Demokratik açılım çerçevesinde artık silahlar sussun bu memlekette diyoruz. Ama esas bakanlığım tarafından yürütülen inanç temelli çatışmaların, ayrılmaların aslında olmayan ama ihtilafa dönüştürülmesi mümkün olan
alanların artık kalmaması konusunda çabalarımızı, gayretlerimizi ortaya koyuyoruz" şeklinde konuştu.
Faruk Çelik diyalogsuzluktan kaynaklanan sıkıntılar yaşandığını, artık millet olarak birlik ve beraberlik içerisinde olduklarını dile getirerek, "Bugün diyoruz ki Kerbela Sempozyumu. Kerbela'nın neresinde ihtilaf var? Kerbela'da taraflar mı var? Kerbela'da taraflarda yok ihtilafta yok. Kerbela bir zulümdür, Kerbela'da zalimler vardır, Kerbela'da mazlumlar vardır. O halde bu millet bütün mazlumların yanındadır. Sonuç olarak şunu demek istiyorum. Allah bir, peygamber bir, kitap bir. Peki ötesinde
ayrılıklar, farklı düşünceler var mı? Var, onlar hoşgörü alanı. İşin özünde ihtilaf etmeyen bu milletin diğer farklı konuları ihtilafa dönüştürmek değil, onları bir zenginlik olarak kabul etme zorunluluğumuz var. Doğrusu budur. Şimdiye kadar diyalogsuzluktan kaynaklanan sıkıntılar yaşadık. Ama çok şükür bugün artık birbirimize kucak açmış bulunuyoruz. Sen, ben yok artık, biz varız anlayışıyla birlikte yürümeye devam edeceğiz" diye konuştu.