Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in katılımlarıyla Başkent Ankara’da "Kuşak ve Yol Yatırım ve Finansal İşbirliği Zirvesi" gerçekleştirildi.
Zirvede Çin’den gelen çok sayıda davetli yanı sıra işbirliği kapsamımda ICBC Yönetim Kurulu Başkanı Yi Huiman ve Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Yu Hongyang da yer aldı. Programın açılış konuşmalarını gerçekleştiren Bakan Dönmez, Çin ve Türkiye arasındaki ilişkilerin köklü bir geçmişe sahip olduğunu belirterek, her iki ülkenin dünya medeniyetinin gelişimine yaptıkları muazzam katkıların yadsınamayacağını kaydetti.
Geçmişten bugüne iki ülke arasındaki stratejik işbirliğinin her geçen gün istikrarlı bir şekilde geliştiğini ifade eden Dönmez, "Ülkelerimiz arasında güvene dayalı tesis ettiğimiz güçlü ilişki, bölgesel ve küresel sorunların çözümünde de önemli ve yapıcı bir rol üstlenmektedir. Türkiye ve Çin arasındaki ticaret hacmi önceki yıllara nazaran artış gösterse de henüz istediğimiz noktada olmadığımız aşikâr. 2017 yılı sonunda ticaret hacmimiz toplam 28 milyar dolara ulaştı. Ancak her iki ülkenin yüksek potansiyeli düşünüldüğünde mevcut ticaret hacmimiz beklenenin oldukça altındadır" diye konuştu.
"Tarihin en kapsamlı projesi"
"Ticaret savaşlarının yaşandığı, dışa kapalı ekonomik modellerin yeniden öne çıktığı günümüzde, Bir Kuşak Bir Yol Projesi hem bölgesel hem de küresel ticareti canlandırma yönünden önemli bir role sahip" diyen Bakan Dönmez, Bir Kuşak Bir Yol Projesi’nin yaklaşık 40 milyon metrekarelik bir alanda 60’dan fazla ülkeye ve 4,5 milyarlık dünya nüfusuna hitap eden tarihin en kapsamlı projelerinden biri olduğunu kaydetti.
Dönmez, "Londra ve Pekin arasındaki networkün güçlenmesi, güzergâh üzerinde yer alan yaklaşık 25 trilyon dolar büyüklüğündeki ülke ekonomilerinin daha da büyümesini sağlayacak. Özellikle altyapı, ulaştırma, ticaret, sanayi, turizm, enerji, finansman gibi alanlarda ortaya konulacak işbirliği, küresel ekonomilerin entegrasyonunu da güçlendirecektir. Yeni İpek Yolu olarak adlandırılan girişim; bütün taraflara azami fayda sağlayacak önemli bir işbirliği modeli olarak peşinden gelecek diğer projelere de öncülük edecektir. Bugün Asya kıtası, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 50’sini, dünya ekonomisinin ise yüzde 30’unu oluşturmaktadır. 21. Yüzyılın artık ‘Asya’nın Yükselişi’ olacağı açıkça kabul edilmektedir. Dünyanın temel ekseni artık hızla batıdan doğuya kayıyor. Batıya doğru akan nehir artık yönünü doğuya çevirmiş durumda. Küresel medeniyetin, askeri, siyasi ve toplumsal düzenin kodları artık yeniden yazılıyor. Özellikle, Batı ekonomilerine hâkim olmaya başlayan ekonomik milliyetçi söylem ve korumacı ekonomik düzen yerine, ’Bir Kuşak Bir Yol’ projesi ile sınırların ortadan kalktığı bir ekonomik model oluşturma gayreti içindeki Çin, uzmanlar tarafından küreselleşmenin yeni lideri olarak lanse ediliyor. Özellikle Çin Devlet Başkanı Jinping’in ’Ticaret ve yatırımları serbestleştirmeliyiz’ yönündeki açıklaması bugün dünyada rollerin nasıl değiştiğinin en açık göstergesidir. Liberal Batı toplumlarının içine düştükleri zihinsel paradoks ve Çin’in geliştirmeye çalıştığı hibrit yönetim tarzı değişen dünya siyasetinin güncel resmidir. Bugün artık ülkeler arasında daha fazla işbirliği ve diyaloğa ihtiyacımız var. Ülkeler arasında karşılıklı güvene dayalı politikalara ihtiyacımız var. Bir Kuşak Bir Yol Projesinin bu yönüyle rekabetten ziyade işbirliğine dayalı politikalar geliştirilmesine önemli katkılar sunacağını düşünüyorum" şeklinde konuştu.
"Akdeniz’de ilk sondajımızı en kısa sürede gerçekleştirmeyi planlıyoruz"
BOTAŞ ve ICBC arasında imzalanacak mutabakat zaptı ile önemli bir işbirliğine daha imza atıldığını dile getiren Dönmez, BOTAŞ’ın yer altı doğalgaz depolama projelerinde kullanılması öngörülen kredi ile iki ülke arasındaki güçlü işbirliğinin daha ileri bir boyuta taşınacağını kaydetti.
Türkiye’nin oldukça dinamik bir enerji sektörüne sahip olduğunu vurgulayan Dönmez, "Türkiye’nin enerji altyapısında son dönemde önemli bir değişime imza attık. ‘Milli Enerji ve Maden Politikası’ ile yerli kaynaklarımızı etkin bir şekilde kullanacağımız, dışa bağımlı olduğumuz kaynaklarda ise kolay yönetilebilir bir pozisyona geleceğimiz stratejilerimizin temelini attık. Buradaki en önemli hususlardan biri de doğal gaz arz güvenliğimizi teminat altına alacak güçlü bir sistemin kurulması ile ilgiliydi. Doğal gaz depolama alanında Silivri ve Tuz Gölü Doğal Gaz Depolama Tesisleri’nin mevcut kapasitelerinin geliştirilmesine devam ediyoruz. Nihai hedefimiz, yıllık doğalgaz tüketimimizin en az yüzde 20’sini depolayacak güçlü bir depolama altyapısını hayata geçirmektir. FSRU ve LNG alanında son iki yılda çok ciddi bir atılım kaydettik. Günlük 20 milyon metreküp gazlaştırma kapasitesine sahip Türkiye’nin ilk FSRU’sunu geçtiğimiz yıl, ikinci FSRU tesisini ise bu yılın Şubat ayında devreye aldık. Üçüncü FSRU tesisini de en kısa zamanda işletmeye almak için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Doğalgaz taşımacılığında önemi gittikçe artan ve gelecek 25-30 yıl içerisinde doğal gaz ticaretinin yarısından fazlasının gerçekleşeceği LNG alanında da yatırımlarımız artarak devam ediyor. 2016 başında 34 milyon metreküp olan günlük gazlaştırma kapasitemizi yüzde 88 artışla, 2016 sonunda 64 milyon metreküpe çıkardık. 2017 sonunda toplamda 117 milyon metreküpe ulaştık. Bütün bu yatırımlar sonucu 2016 sonu itibariyle sisteme gaz giriş kapasitesi 190 milyon metreküp iken, 2017 sonunda ise 288 milyon metreküpe ulaştık. Hedefimiz sisteme 400 milyon metreküp gaz sağlama kapasitesine sahip gelişmiş bir sistemi ülkemize kazandırmak. Doğalgaz tedariki konusunda da çok önemli projeleri hayata geçirdik. Bu yılın ortalarında Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımlarıyla TANAP’ı devreye aldık. TürkAkım’da ise çalışmalarımız sürüyor ve 2019’da bu önemli projeyi de tamamlayarak ülkemize kazandırmak istiyoruz. Güçlü siyasi ve ekonomik istikrar, bu gibi büyük uluslararası altyapı projelerinin gerçekleştirilmesinde en önemli faktörlerden biridir. Barbaros Hayreddin Paşa ve Oruç Reis sismik araştırma gemileri ile Akdeniz ve Karadeniz’de sismik arama ve sondaj faaliyetlerimize de hız verdik. Mayıs ayında göreve uğurladığımız Fatih sondaj gemimizle de inşallah Akdeniz’de ilk sondajımızı en kısa sürede gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefine yürüdüğümüz bu uğurda enerji yatırımları hayati önem taşıyor. Enerjide kaynak çeşitliliğini artıracak, kaynak ülke ve güzergah seçeneklerini çoğaltacak her opsiyonu dikkatle ele alıyoruz. Türkiye olarak her zaman bölgemizde tüm paydaşlara değer katan projelerin yanında yer aldık. Bölgemizin ve tüm ilgili tarafların yararı için enerjinin bütünleştirici rolünü öne çıkarmalı ve gelecekteki projelerimizi bu bilinçle ele almalıyız. Türkiye bu anlamda bölgemizin refah ve istikrarına katkı sağlayacak enerji projelerinde anahtar ülke rolünü sürdürmeye devam edecektir. Ülkemiz bölgesinde yatırımcılar için güvenli bir liman ve önemli bir bölgesel aktör olmaya devam edecektir. Bu sebeple, yatırımların sürdürülebilirliği ülkemiz için temel bir amaçtır. Türkiye’ye güvenip yatırım yapmış yerli ve yabancı tüm yatırımcılar bizim yatırımcımızdır. Bu kapsamda, yatırımcıların önündeki sorunları geçmişte olduğu gibi bugün de bertaraf etmek için elbirliği ile çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerinde bulundu.
ICBC Yönetim Kurulu Başkanı Huiman ise, Türkiye ve Çin arasındaki ticaret ilişkileri için bu tür projelerin büyük potansiyele sahip olduğunu düşündüğünü belirterek, "Bu tabi ki iki tarafında çabalarına gerektirmektedir. İki ülke arasında ticaret anlamında yatırımlarla yeni bir sayfa açıldı. Biz bu kapsamda birçok Çin firmasının Türkiye’de yatırım yapmasını, aynı şekilde Türk firmalarının da Çin de yatırım yapmasını istiyoruz" ifadelerinde bulundu.
Konuşmaların ardından iki ülke arasında BOTAŞ ve ICBC arasında işbirliği anlaşması imzalandı.
Bakan Dönmez Açıklaması 'Bu İşbirliği Gelecek Projelere Öncülük Edecek'
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Ticaret savaşlarının yaşandığı, dışa kapalı ekonomik modellerin yeniden öne çıktığı günümüzde, Bir Kuşak Bir Yol Projesi hem bölgesel hem de küresel ticareti canlandırma yönünden önemli bir role sahip. Yeni İpek Yolu olarak adlandırılan girişim; bütün taraflara azami fayda sağlayacak önemli bir işbirliği modeli olarak peşinden gelecek diğer projelere de öncülük edecektir" dedi.