Bakan Günay, Ulucanlar Cezaevi'nde İncelemelerde Bulundu

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, müzeye dönüştürülen Ulucanlar Cezaevi'nde incelemelerde bulundu

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, müzeye dönüştürülen Ulucanlar Cezaevi'nde incelemelerde bulundu. Girişteki dar ağacından rahatsız olan Bakan Günay, '''Ben duygusal bir insanım. Benim içim, birçok şeyi kaldırmaz. Ama tahammül edenler, öğrenmek isteyenler, bu mekanları gezebilir'' dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Altındağ'da kuracakları Mehmet Akif Ersoy edebiyat müze kütüphanesinin yeri hakkında Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki'den bilgi aldı. Daha sonra Altındağ'daki sanat sokağına geçerek burada sanatçılarla bir süre sohbet eden Günay, yapılan çalışmaların bölgenin çehresinin değiştirdiğini ifade etti. Ardından daha sonra Altındağ Belediyesi'nce aslına uygun olarak restore edilen ve müzeye dönüştürülen Ulucanlar Cezaevi'ne giden Bakan Günay burada incelemelerde
bulundu. Müzenin girişindeki dar ağacından rahatsız olan Bakan Günay, bir gazetecinin ''ibret alınması için konulmuş'' demesi üzerine, ''Kötü şeyler yapılmışsa bütün kötü şeyleri aynen hatırlamak, yazmak falan olabilir. Ama benim içim karardı'' dedi.

"TÜRKİYE'NİN DEMOKRASİ VE HUKUK TARİHİNİN SERÜVENİNİ İZLEYECEĞİZ"
Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki'nin gazetecilere Ulucanlar'ın müzeye dönüştürülmesi süreciyle ilgili verdiği bilginin ardından Bakan Günay, cezaevi avlusunda gazetecilerin sorularını cevapladı. ''Girişte dar ağacından rahatsızlık duydunuz. İçerideki zindanlarda sesler ve efektler olduğu belirtiliyor, bu konuda bir müdahaleniz olacak mı?'' sorusuna Bakan Günay, şu cevabı verdi:
''Burada bir anlamda Türkiye'nin demokrasi ve hukuk tarihinin serüvenini izleyeceğiz. Bunun sevindirici, olumlu sayfaları olduğu gibi çok acı hatırlanması bile yürekleri burkan sayfaları da var. Ben duygusal bir insanım. Benim içim, birçok şeyi kaldırmaz. Ama tahammül edenler, öğrenmek isteyenler bu mekanları gezebilirler. Benim müze düzenine, bilimsel olarak kabul edilmiş işlere müdahale etmem söz konusu değil. Bazı şeyler benim gibi Türkiye'nin demokrasi tarihinin acılarını yaşamış insanların yüreğini
özel olarak burkabilir. Bunu da sizin anlayışla karşılamanızı temenni ediyorum.''

"TÜRKİYE ACILARINI BİLMELİDİR, ACILARINI TAMAMEN KÜLLEMEMELİDİR"
''Buraya daha önce gelmiş miydiniz?'' sorusu üzerine Günay, avukat olarak geldiğini söyledi. Cezaevine 1980'li yıllardan sonra avukat olarak geldiğinde çok bakımsız olduğunu belirten Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye acılarını bilmelidir. Acılarını tamamen küllememelidir. Bir ölçüde anı merkezi düzeni içinde ibret alacak mekanlar olarak da düzenlemelidir. Burası bir kültür merkezi bir yandan da anısal düzenlemeler var. Anı kütüphanesi düzenlemesi var, ona çok önem veriyoruz. Ulucanlar'la yolu bir şekilde kesişen herkesin yazdığı kitapları derleyip bir anı kütüphanesi yapacağız. Bu da sanıyorum Türkiye'de bir ilk olacak."
Bakan Günay, daha sonra koğuşları gezdi ve Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki'den bilgi aldı. Günay, cezaevinde kalan Necip Fazıl Kısakürek'in de aralarında bulunduğu kişilerin yer aldığı fotoğrafları dikkatli bir şekilde inceledi.

"TÜRKİYE'YE VE GENÇLERE O YAŞANANLARIN ÖRNEK OLMASINI TEMENNİ EDERİM''
İncelemeleri sırasında Deniz Gezmiş'in fakülteden tanıdığı bir arkadaşı olduğunu anlatan Günay, ''Çok heyecan doluydu. Onun ve arkadaşlarının heyecanını ne yazık ki o dönem demokratik düzeni devirmek isteyen bazı mihraklar kötüye kullandılar. Bedelini gençler ödedi. Onun heyecanını kullananlar daha sonra Cumhurbaşkanlığına kadar aday oldular. Türkiye'ye ve gençlere o yaşananların örnek olmasını temenni ederim'' dedi.
Deniz Gezmiş'le yakın arkadaş mıydınız?'' sorusuna ise Bakan Günay, ''Evet çok yakın tanışırdık'' dedi.
Bülent Ecevit'le ilgili olarak da bir anısını paylaşan Günay, ''Bülent Bey, hüküm giydiği zaman. 12 Eylül'ü eleştirerek yazdığı yazılardan dolayı 3'er aylık cezalar alıyordu ve bir süre burada kalıyordu. Bir sefer Kirazlıdere'de dil okulunda karşılaştık. Ben bir yargılama için gözaltına alınmıştım. O da yine yeni bir ifade için alınmıştı. Gözaltı olduğu için dil okuluna getirilmişti. Yaşadığı koşulları sordum kendisine, 'kötü' olduğunu söyledi. 'Keşke bunları Başbakan olmadan görseydim' dedi. Türkiye'nin
nezaret koşullarının ne kadar kötü olduğunu o zaman görmüş ve bundan ötürü hayıflanmıştı'' dedi.
(DUY-ÖZ-Y)

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile