Işık, Meclis'te gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtladı. Kendileri açısından bunun sürpriz olmadığını dile getiren Işık, “Daha önce TÜBİTAK'ta kriptolu telefonların dinlenmesi işleminden dolayı açığa aldığımız, görev yerini değiştirdiğimiz kişilerle ilgili bugün yapılan bir operasyon” dedi.
Herkes TÜBİTAK'a odaklandı
Kriptolu telefonların nasıl dinlendiğini ortaya çıkarmanın çok zor bir iş olduğunu söyleyen Işık, şöyle konuştu: “Zaten o olmasaydı bugün bu operasyonun yapılması mümkün değildi. Çünkü herkes TÜBİTAK'a odaklanmış. TÜBİTAK'ta bir merkez var, herkes orada dinleniyor. Halbuki asıl dinleme TİB'de. TİB'de dinliyorlar data olarak. Dinleme merkezine aynı şekilde kriptoyu da ilave etmişler. Şimdi siz faks hattından bir şey gönderdiğinizde bu kaydediliyor. TİB'de edilebiliyor. Bu da aynı şekilde kaydedilmiş ama onun tekrar sese dönüştürülmesi için o telefonlardaki kriptoyu oluşturan şifrenin kodlarını almışlar.”
Askeri projelere özel ilgi
TÜBİTAK'a bu yapının sonradan sızdığını anlatan Işık, “Sızdıkları yerlerde belli. Temel Bilimler Enstitüsü'ne hiç sızmamışlar ama kriptoya sızmışlar, temel kimyayla ilgili araştırmalara hiç bakmamışlar ama askeri projelere özel ilgi göstermişler” dedi.
Bakan Işık açıkladı: Asıl dinleme üssü orası
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, kriptolu ve normal telefonların usulsüz dinlendiği iddiasıyla yürütülen “paralel yapı” operasyonuna ilişkin, “Kriptolu telefonlarda TİB, TÜBİTAK ve Emniyet birlikte hareket edemezse dinlenmesi mümkün değil. Dolayısıyla bunların örgüt olduğu buradan belli” dedi.