Erdoğan, “Bu ülkenin başbakanı da olsam, en büyük siyasi partinin genel başkanı da olsam, şahsım öğretmenlerimin nazarında sadece bir öğrenciyim” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde öğretmenlerle bir araya geldi. Öğretmenler gününü kutlayan Başbakan Erdoğan, kabulde yaptığı konuşmasında, “Bir mücevher ustasının elinde adeta bir kömür parçası olan elmas, nasıl eşsiz bir varlığa dönüşüyorsa, insan da sizlerin elinde, sizlerin mücevher ustasını geride bırakan dikkatinizle, sabrınızla, fedakarlığınızla ve inceliğinizle, sizlerin emeğiyle, göz nuruyla, alemlerin en değerli, en şerefli varlığına dönüşüyor. Bilmek ve öğrenmek tabi tek başına hiçbir şey ifade etmiyor. İnsanoğlu kendisine bahşedilmiş zeka ile okuyarak, dinleyerek, araştırarak bilme ve öğrenme kabiliyetine sahip. Ancak sadece bilen, bildiğini uygulamayan, bilgiyi hikmete tahvil etmeyen, yani iyiyle, kötüyü ayırt etmek için kullanmayanları, eskiler, kitap yüklü merkep olarak tasvir ediyor. Öğretmen sadece öğreten kişi değildir. Öğretmen, öğretimden ziyade yetiştiren, eğiten, terbiye eden, kendisindeki cevheri aktaran, kendisindeki ışığı paylaşan, insanın içindeki o cevheri sabırla işleyen ve açığa çıkaran kişidir. Öğretmen sadece bilen ve bildiğini aktaran değil, hayatıyla, yaşam tarzıyla, ruhunda bir araya getirdiği en iyi hasletlerle örnek bir insandır. Öğretmen çevresine ışık saçan bir ziya, bir mum olduğu kadar insanın aynasıdır, yansımasıdır” dedi.
Başbakan Erdoğan, öğretmenlerin tarih boyunca sadece bilgiyi aktarmadığını, aynı zamanda medeniyeti inşa eden mimarlara benzeterek, “Kadim medeniyetimiz ne mutlu bize ki oku emriyle başlamış hemen ardından, ‘O kalemi öğretti, o insana bilmediğini öğretti’ diyerek okumayı, kalemi, öğretmeyi medeniyetimizi ilk ve en temel ilkeleri olarak ortaya koydu. Selçuklu’da, Osmanlı’da, Türkiye Cumhuriyeti’nde öğretmenlerimiz her zaman baş tacı oldular. Her zaman medeniyetimizin merkezinde yer aldılar. Medeniyet tasavvurumuzun en önemli mimarları oldular. Öğretmenlerimiz, annelerimiz, babalarımız kadar değer ifade ettiler. Onlara duyduğumuz hürmet kadar hürmet gördüler” diye konuştu.
Erdoğan, zaman zaman elini öpmek isteyenler olduğun hatırlatarak, “Onlara, bu fakirin tavsiyeyi şu olur. Sadece annenizin, babanızın, bir de öğretmeninizin elini öpün. Başka kimsenin elini öpmeyin” dedi.
Erdoğan, “Tarihimiz boyunca sultanlar, liderler, devlet adamları tarafından en fazla hürmet gören konumda oldular. Barış zamanında talebelerinin arasında gönülleri aydınlatan öğretmenler, savaş zamanında öğrencileriyle birlikte en ön safta yer aldılar. Vatan ve millete sevgisinde öğretici, eğitici oldular. Öğretmenlerini ihmal eden toplumların ayakta kalma şansı yoktur. Öğretmenlerine gerekli hürmeti göstermeyen, hak ettikleri değeri vermeyen, o ödenemez fedakarlıkları karşısında ahde vefa göstermeyen hiçbir toplumun geleceği yoktur. Öğretmenlerini yokluğa, yoksulluğa, çaresizliğe sevk eden bir milletin medeniyet tasavvuru da yoktur, umudu da yoktur, geleceği yoktur. Biz böyle bir millet asla değiliz. Öğretmenlerimize ahde vefasızlık yapmak gibi bir hatanın içinde asla olmadık, asla olmayız. Eksiklerimiz olabilir. Ama asla böyle bir şeyi bilerek yapmayız. Hiç kimse kendi öğretmenine ya da bir başka öğretmene, bulunduğu makamdan, bulunduğu mevkiden bakmak gibi hürmet eksikliği içinde olamaz. Öğretmenin nazarında nasıl ki öğrenci her zaman öğrenciyse, bizim insanımız nazarında öğretmen, her zaman öğretmendir. Bu ülkenin başbakanı da olsam, en büyük siyasi partinin genel başkanı da olsam, şahsım öğretmenlerimin nazarında sadece bir öğrenciyim. Onlar da her zaman benim hürmette kusur edemeyeceğim öğretmenlerimdir” şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, “Öğrenci bir gün başbakan, bakan, milletvekili, hatta öğretmen de olsa yine de öğretmeni karşısında hürmetle boynu bükük olmak durumundadır” dedi.
Öğretmenlerin sadece atama ve tayin meseleleri ile gündeme gelmesinden duyduğu üzüntüyü dile getiren Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Ne yazık ki son yıllarda öğretmenlik mesleği bütün kutsiyetinden arındırılarak, yaptıkları son derece hassas vazife göz ardı edilerek, çok farklı meseleler üzerinden ülke gündeminde yer alıyor. Bakıyorsunuz öğretmenlik sadece atama meselesiyle gündemde tutuluyor, sadece tayin meseleleriyle ülke gündeminde tutuluyor. Öğretmenliğin sadece atama, sadece tayin mevzularıyla gündeme gelmesi, sadece bu konular üzerinden konuşulması tüm öğretmenlerimiz için ciddi bir haksızlık teşkil ediyor. Atama ve tayin konuları, Türkiye genelindeki tüm öğretmenlerimizin yegane ya da birinci gündemi olmamalı. Bazı öğretmenlerimizin sorunlarının, tüm öğretmenlere teşmil edilmesi, öğretmenlik mesleğinin gerçek meselelerin arka planda kalmasına neden oluyor.” Eğitimde 10 yılların ihmalini telafi etmeye çalıştıklarını ifade eden Erdoğan, “Hükümet olarak göreve geldikleri günden bu yana eğitim en fazla yatırım ve reform yaptıkları alan olduğunu belirten Erdoğan, “Göreve geldiğimiz zaman satın alma gücü, benim öğretmenimin neyse acaba bugün nedir? Bunun değerlendirmesini iyi yapmak lazım. Bunun değerlendirmesi çok da iyi yapılmıyor. Durumun olumlu istikamette geliştiğini görürsünüz. Eğitimde 10 yılların ihmalini telafi etmeye, kalitesini arttırmaya çalışırken, öğretmenlerimizi ihmal etmemiz, onları kendi kaderlerine terk etmemiz söz konusu olamaz” dedi.
Öğretmenlerin mesleki gelişimleri için kapsamlı reformları hayata geçirdiklerini belirten Erdoğan, “Bu konuda çok köklü, kapsamlı reformları hayata geçiriyoruz. Milli öğretmen stratejisi çalışması başlattık. Bu plan kapsamında önümüzdeki 15-20 yılda, hangi alanda ne kadar öğretmen ihtiyaç olduğunun tespiti yapıldı. Yeni bir kariyer planlaması çerçevesinde öğretmenlerin mesleki gelişimlerinin nasıl sağlanacağı incelendi. Öğretmen yetiştirme şekillerinin, öğretmen adaylarının stajlarının yeniden değerlendirilmesi, öğretmen seçme ve yerleştirme ve yer değiştirme süreçlerinin gözden geçirilmesi, öğretmenlerin çalışma şartları ve özlük haklarının iyileştirmesi konularında çalışmalar yürütüyoruz. Artık ihtiyaç olmayan alanlarda öğretmen yetiştirmenin önünü kesiyor, burada bir planlamaya gidiyoruz. Eğitim fakültelerinin ikinci öğretimiyle, açık öğretim fakültesinin ilgili programlarına öğrenci alımı da YÖK tarafından durduruldu. Öğretmenlik konusunda çok daha rasyonel ihtiyaçları gözeten bir istihdam politikasını adım adım uygulamaya geçiriyoruz” diye konuştu.
Erdoğan, son 10 yılda toplam 357 bin 48 öğretmen ataması yaptıklarını belirterek, sözleşmeli statüde çalışanların kadroya aldıklarını anlattı.
Başbakan Erdoğan, “2002 yılında göreve yeni başlayan bir öğretmenin maaşı 470 TL iken, 1 Temmuz 2012 itibariyle yüzde 276 artışla 1769 TL’ye yükseldi. 2002’de ayda 60 saat ek ders ücreti 165 TL iken, 1 Temmuz 2012 itibariyle yüzde 207 artışla 507 liraya yükseldi. Göreve yeni başlayan bir öğretmenin eline 2002’de ek ders ücretiyle birlikte toplam 635 TL geçerken, 2012’ de yüzde 258 artışla 2276 TL geçmeye başladı.
2002-2003 eğitim yılında bir öğretmenin eğitim-öğretim hazırlık ödeneği 175 TL iken, yüzde 300 artışla 700 TL’ye yükseldi” dedi.
Öğretmenleri her türlü ihtiyaçları açısından desteklediklerini belirten Erdoğan, “Özellikle Güneydoğu ve doğu illerinde lojman sorunun süratle telafisi noktasında adımlar atmaya başladık. Oradaki öğretmen kardeşlerimize lojman temin edeceğiz. TOKİ ile yaptığımız anlaşma çerçevesinde bu lojmanlar yapılıyor, yapılmaya devam edecek. Bunların güvenlikli olması noktasında adımları atıyoruz. Bütün güvenlik tedbirlerini almak kaydıyla” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan: 'başbakan Da Olsam Öğretmenlerimin Nazarında Bir Öğrenciyim'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla öğretmenlerle bir araya geldi.