Mutlaka bunun süreçle ve gelişmelerle ilgisi vardır. Hiçbir şey tesadüf değildir. Tabii bunun geri planlarıyla ilgili elimizde çalışmalar var" derken; çözüm sürecine ilişkin ise, "Süreç genel olarak iyi yürüyor. Yarından sonrasında da inşallah gelecekle ilgili, dışarıya çıkışla ilgili daha somutluklar çıkacak diye umuyoruz, bekliyoruz" ifadelerini kullandı. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın hazırlayıp sunduğu Ankara'nın Gündemi programına konuk oldu. İhlas Medya Ankara Grup Başkanı Nuri Elibol ve Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Kartoğlu'nun sorularını cevaplayan Atalay, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
AK Parti Genel Merkezi ve Adalet Bakanlığı'na düzenlenen saldırılara ilişkin konuşan Atalay, "Dün güvenlik birimlerimizin çok iyi çalışması oldu. Zaten sabah olduğunda da olay bütün boyutlarıyla bizim açımızdan en azından failleri olarak aydınlandı. Kimlerin yaptığı biliniyor, isimleri biliniyor. Olayda can kaybı yok ama olayların gelişmesiyle ilgili her şey aydınlandı. Saldırıyı gerçekleştiren DHKP-C örgütüdür. Saldırıyı gerçekleştiren 2 kişi daha önce tespit edilmiş, isimleri listelenen kişilerdi. Zaten kendilerini gizlemiş değiller. Görüntülerde yüzleri görünüyor" dedi.
"HİÇBİR ŞEY TESADÜF DEĞİLDİR" DHKP-C'nin Ergenekon'un uzantısı olduğu iddialarıyla ilgili de Başbakan Yardımcısı Atalay, "Önce düz okuma ile gideriz bu konularda. Ortada bir örgüt var ve onun dünkü iki eylemi var. DHKP-C bir süredir gündemde olan bir örgüt. Başka eylemleri de var. ABD'nin Ankara Büyükelçiliği ve Avrupa'dan Yunanistan üzerinden Türkiye'ye geçişlerini olduğunu biliyoruz. Son aylarda gelişen operasyonlar var o yönde. Tüm bunları kendi bağlamında değerlendiriyoruz ama her yerde olduğu gibi işin karmaşık boyutlarına da bakarız, düz okumanın dışına çıkarsınız. Biz de işin bütün boyutlarını dikkatle analiz ediyoruz. Bir yandan yürüyen bir süreç var, bir yandan yeni verilmiş mütalaa var. Bütün bunlarla saldırının irtibatını kurmak durumundayız. Kritik zamanlarda meydana gelen bir olayı sadece düz okumayla bırakmamız mümkün değil. Mutlaka bunun süreçle ve gelişmelerle ilgisi vardır. Hiçbir şey tesadüf değildir. Tabii bunun geri planlarıyla ilgili elimizde çalışmalar var. Yani o konularda gelişmeler olmadan çok şey söylemek istemiyoruz" diye konuştu.
"KARARLIĞIMIZI VEYA YÜRÜYEN ÇALIŞMALARIMIZI ENGELLEYEMEZ" Olayla ilgili çalışmaların dikkatlice yürütüldüğüne dikkati çeken Atalay, "Endişe edecek bir şey yok. Olayları, gelişmeleri kendi profilinin üzerine çıkarmamak lazım, belli bir profilde tutmak lazım. Bu olayı da öyle görmek lazım. Bu, bizim kararlığımızı veya yürüyen çalışmalarımızı engelleyecek bir şey olamaz" dedi.
Başbakan Yardımcısı Atalay, DHKP-C'nin Suriye ile işbirliği yaptığı iddialarına ilişkin ise "Somut verilerle değerlendirmek lazım, o konuda doğrusu çok ileri ifadelerde bulunamam şu anda ama böyle kritik dönemlerde böyle süreçlerin olumlu yürüdüğü, toplumsal umudun yükseldiği, ülkede her şeyin daha olumlu göründüğü dönemlerde terör örgütlerinin hangi olayın hangi saikle yaptığını tam belirleyemezsiniz. Bu süreçlerde taşeron ilişkisi çok fazladır. Terör örgütlerinin aralarında yardımlaşmalar olur veya uluslararası irtibatlar ve taşeronluk olur. Pek çok karmaşıklıklar olabilir. Hiçbir şeyi gözden ırak tutmamak lazım" ifadelerini kullandı.
"MHP, ŞU ANDA EN SERT MUHALEFETİ YAPIYOR" "Biz, çözüm sürecini her kesimle paylaşmak ve her kesimin yardımını almak için azami çaba sarf ediyoruz" diyen Atalay, "Başbakanımız da konuşmalarında bunu söylüyor. Bütün sivil toplum kuruluşlarının, basının desteğine ihtiyacımız var. Bunu diyen siyaset, muhalefetin desteğine ihtiyaç duymaz mı? MHP, bu konunun hiçbir yerinde olmuyor. Bir komisyon olsa oraya da 'gelmem' diyor. MHP, şu anda da en sert muhalefeti yapıyor. Bu konuda görüşmek için kendilerinden randevu istedik ama 'Biz bu konuda görüşmek istemiyoruz' diye yazılı cevapları vardır. CHP, '4 partinin oluşturduğu bir koalisyon' diyor. 4 partiyi bir araya getirirsen biz 'varız' dedik. Sonra bizden süre istediler. Anamuhalefet ile iktidarın işbirliği çok değerlidir. Demokratik parlamenter sistemlerde anamuhalefet iktidarın yarısıdır. Niye ana muhalefet partisi sorumluluk almıyor, sadece eleştiriyor. Biz onlara 'gelin birlikte komisyon kurullarımızı oluşturalım. MHP ve diğerleri gelirse memnun oluruz ama gelmiyorlar. O zaman birlikte işbirliği yapalım. Biz de sürecin her safhasını sizinle yürütelim' diyoruz. Eğer CHP buna 'evet' deseydi şimdi süreci birlikte yürütüyor olacaktık. Bu kapı hala kapanmış değil" diye konuştu.
"ÇAĞRIMIZ HALA DEVAM EDİYOR" Atalay, çözüm sürecinde işbirliği yapmak için çağrılarının hala devam ettiğini belirterek, "Bu işi çözen bütün ülkelerde iktidar muhalefet işbirliği yapmış, bütün kesimlerin desteği ile olmuş ve herkes kazanmış. Diğer ülkelerde bu tür ciddi süreçlerde iktidar bu riskleri alırken muhalefet bunları asla iç siyaset malzemesi yapmamış. Çünkü ahlaki bir konudur. Bizim dileğimiz bütün milletimizin, bütün STK'ların ama en başta da siyasi partilerimizin bu büyük milli meselede, bu terörü bitirmede, Türkiye'yi rahatlamada, Türkiye'yi terörden, şiddetten arındırılmış, özgürlüklerin sonuna kadar yaşandığı bir ülke haline getirilmesinde hepimiz işbirliği yapmalıyız. Siyaset kurumu hem bunu çözsün hem de bundan sonra bütün meselelerinin konuşulduğu yer olsun. Terörle şununla bununla varılacak bir hedef yok artık. Bunu herkes biliyor. Biz gerek anamuhalefet partisi ile gerek diğer partilerle bu süreci paylaşmaya hazırız" dedi.
DİYARBAKIR'DAKİ NEVRUZ KUTLAMALARI Nevruzu hem devletin hem vatandaşın kutladığını dile getiren Atalay, "Bugün kardeşlik ve coşkulu bir nevruz kutlaması bekliyoruz. Aynen baharın gelişi gibi gerginliklerin değil sevincin, müjdenin, huzurun, daha iyi günlerin beklendiği bir nevruz kutlaması bekliyoruz. Bahar iyi günlerin gelişi demektir. Bu çözüm süreci de geleceğe daha iyi günler öngörüyor inşallah. Yarın tabii o mesaj olacaktır, yani beklendiği gibi İmralı'nın öyle bir şeyi olacaktır. Kendileri de deklare etti zaten" dedi.
"SÜRECİN İLK DÖNEMDEKİ HEDEF ÇEKİLMEDİR" Başbakan Yardımcısı Atalay, çözüm sürecinde gelecek dönemde varılması planlanan hedeflere ilişkin ise şunları kaydetti: "Sürecin ilk dönemdeki hedef çekilmedir. Şiddetin bittiği, her şeyin siyasetin içinde artık görüleceği, değerlendirileceği yeni bir dönemdir. Ondan sonra çalışılacak epey husus var. Şiddetin, acının bitmesi, anaların gözyaşının bitmesi, şehitlerimizin illerimize, ilçelerimize gitmemesi, gençlerin hayatını kaybetmemesi, ülkemizin bu kadar acılardan sonra huzurlu bir döneme geçmesi önemli. Nevruz, bütün bunların daha belirginleştiği dönem olsun. Bu önümüzdeki gelişmeler önemli gelişmeler. Türkiye için çok değerli gelişmeler. Kararlılıkla yürütmek gerekiyor ve biz çok kararlıyız. Hükümet bu konuda çok kararlı. Herkesi de o kararlılığa ve hassasiyete davet ediyoruz. Özellikle BDP kesimi, rol aldığı için bu süreçler içinde, bu nevruz süreci, yürütülen çalışmalar içinde hepimiz çok hassas olmalıyız. Gereksiz konuşmaların kimseye faydası yok. Süreç genel olarak iyi yürüyor. Yarından sonrasında da inşallah gelecekle ilgili, dışarıya çıkışla ilgili daha somutluklar çıkacak diye umuyoruz, bekliyoruz." Çözüm sürecine ilişkin kamuoyunda bazı kesimlerin taviz verildiğine dair endişeleri bulunduğu söylemlerine ilişkin Atalay, "Onları da dikkatle takip ediyoruz. Kamuoyu yoklarımız var. Bu konular kolay ajite edilebilecek, istismar edilebilecek, vatandaşın duygusal hassasiyetlerini, yaralarını kaşımaya müsait şeyler. Onun için gönül ister ki muhalefet buralarda daha pozitif olsun ama tabii neması buysa insanlar bunun bitmesini istiyor" dedi.
"ŞEHİTLERİMİZİ, MİLLETİMİZİ RAHATSIZ EDECEK HİÇBİR ŞEYE MÜSAADE ETMEYİZ" Başbakan Yardımcısı Atalay, Güneydoğu ziyaretlerinde çözüm sürecine ilişkin çok büyük destek gördüklerini kaydederek, "AK Parti ülkemizin, milli birliğimizin, bütünlüğümüzün çimentosudur. AK Parti bu çalışmaları yapmazsa başkası yapmaz, ortalıkta kalır bu konu ve riskler oluşur. Şundan emin olsunlar, şehitlerimizi, milletimizi rahatsız edecek, o milli duyguları, değerleri rahatsız edecek hiçbir şeye müsaade etmeyiz. Aksine milli duyguların güçlendiği, vatandaşların hepsinin devlete güveninin arttığı güçlü bir toplum olacak, istismar edilen konular bertaraf olacak. Bugüne kadar yapılmadığı için bugünkü zorluklarla karşı karşıyayız. Devlet artık kendisiye yüzleşti, geçmişte yaptığı haksızlık ve zulümleri kabul etti. Artık herkesin istediği gibi kendini ifade ettiği bir ülke geliyor. Bunu sağlayan ülkeler büyük ülkeler oluyor" şeklinde konuştu.
"NİHAİ HEDEF SİLAH BIRAKTIRMADIR" Çözüm sürecinin sonraki aşamasının ise silah bıraktırma olduğunu vurgulayan Atalay, "Süreçle ilgili çok fazla konuşmuyoruz, olduktan sonra zaten duyuluyor. Burada bir şeffaflık var, ne olup bittiği biliniyor. Elimizde alternatif bütün planlar, çalışmalar hepsi var. O süreçte de yapılabilecek başka çalışmalar da var. O çerçeveden genel bir ifade kullanıyoruz. Ayrıntılarla ilgili olarak da şu anda başka bir şey söyleyemeyiz" dedi.
KAMUDA BAŞÖRTÜSÜ Başbakan Yardımcısı Atalay, kamudaki başörtüsü tartışmalarına ilişkin, hükümetin gündeminde böyle bir çalışmanın olmadığını belirterek, "Ama bizim baştan beri hükümet olarak uyguladığımız bir strateji var. Yani toplumsal zemin, toplumsal vicdan, toplum hayatı pek çok konuyu kendi hallediyor. Toplumda en kalıcı olanı odur. Bunları zamana bırakmak ve toplumun kendisinin çözmesini beklemek gerekir. Yasalarla bu sorunları çözmek her zaman en iyi yöntem değildir. Müdahale gerekiyorsa toplumun talebi geliştiğinde yasal engeller varsa onları kaldırabilirsiniz. Ama toplumun yoğun taleplerinin önünde kimse duramaz" diye konuştu.
"BİZ DAİMA VATANDAŞTAN, MAZLUMDAN YANA TAVIR İÇİNDEYİZ" Atalay, Suriye'deki olaylara ilişkin de, "Suriyeli muhalifler organize oldu, bir adım attılar. Önceki gün bir hükümet kurdular ve bir başbakan atadılar. O iyi oldu. Yardımları organize etme açısından gerekliydi. Türkiye'nin bu konudaki tavrı da çok açık. Biz daima vatandaştan, mazlumdan yana tavır içindeyiz" dedi.
Atalay, Suriye'deki olaylar nedeniyle Türkiye'ye sığınanların sayısının 300 bine yaklaştığını ve kurulan kamp sayısının 17'ye çıktığını belirtirken, sığınmacılar için Türkiye'nin şu ana kadar yaptığı harcamanın 600 milyon dolara yaklaştığını söyledi.
Fransa'dan Suriye asıllı bir kişinin Aksaray'da Suriyeli sığınmacılar için konteynır kent kurma teklifiyle ilgili Atalay, "Telefonlaştık, onu arkadaşlar koordine ediyor. 50 metrekarelik prefabrike yapılar öngörüyor. Bir veya iki ayrı yerde, Suriyelilerin kalacağı daha sonra kullanılabilecek merkezler olarak. Biz olumlu karşıladık" dedi.
"NORMALLEŞME OLDUKTAN SONRA BİR SÜREÇ BAŞLAYACAKTIR" Güney Kıbrıs ile ilgili de konuşan Başbakan Yardımcısı Atalay, şunları kaydetti: "Güney Kıbrıs'ta şu anda ekonomik sıkıntı yaşanıyor. Tabii yeni devlet başkanı, Annan Planı oylamasından yana tavır koyan siyasetçilerden birisi. Bütün siyasi hayatında diyaloğa açık göründü. Genel olarak kendisinin seçilmesini daha olumlu bulduk. Yani bundan sonraki görüşmelerde iki kesimin liderleri arasındaki görüşmelerde daha fazla mesafe alınır gibi. Tabii seçildiği andan itibaren büyük bir ekonomik sıkıntıyla mücadele ediyorlar, çok büyük sorun yaşıyorlar. Onun için de liderler arası henüz bu manada bir diyalog, bir araya gelme olmadı. Normalleşme olduktan sonra bir süreç başlayacaktır." "KUZEY KIBRIS'IN GELECEĞİ ÇOK PARLAK" Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde ise demokratikleşme ve ekonomik gelişmelerin olumlu yönde olduğunu kaydeden Atalay, "Türkiye olarak elimizden gelen desteği veriyoruz. 1 yıl sonra su akmaya başlayacak. 2014'ün Mart ayında adaya su akmaya başlayacak. O büyük borular iki metre çapında, şu anda deniz altına döşeniyor. Elektrik de ona eklenecek. Kuzey Kıbrıs'ın geleceği çok parlak. Genel manada Kuzey Kıbrıs'ta her şey daha iyi gidiyor" dedi.
CHP ADIYAMAN MİLLETVEKİLİ FIRAT'IN AK PARTİ'YE KATILMASI Başbakan Yardımcısı Atalay, CHP Adıyaman Milletvekili Salih Fırat'ın AK Parti'ye katılmasıyla ilgili olarak, "Biz hiç kimseyle pazarlık yapmadık. O manada bir şeyimiz yok. CHP'nin kendi içinde sorunları büyük. CHP'nin içinde öyle derin ulusalcı damar vardır ki MHP'ninkine benzemez. İttihatçılarınki daha derindir. CHP'nin bu tavrı, belirsizlik, ulusalcı tartışmalar kolay değil. Şu ana kadar CHP'den belki daha fazla milletvekili ayrılabilirdi" şeklinde konuştu.
"ANAYASA OLMAZSA KOMİSYONUN BÖYLE OYALANIP GİTMESİNE RAZI OLMAYIZ" Atalay, yeni anayasa sürecine ilişkin de şu ifadeleri kullandı: "Anayasayı gerçekleştirmek için AK Parti büyük bir kararlılık içinde. Ama böyle oyalanıp gitmesine de gönlümüz razı olmuyor. Bu dönem anayasa çıkmazsa millet sonunda bu dönem partilerin hepsini suçlayacaktır. Bu dönem çıkmazsa millet, 'Türkiye'de anayasa ancak ihtilallerle yapılıyor' diyecektir. Şu anda doğrusu biz çok iyi çalışıyoruz. Anayasa çalışmasını çok yakın takip ediyoruz. Partide bizim bir heyetimiz var. Her hafta bir araya geliyoruz, uzlaşma kurulundaki üyelerimizle. Genel başkanımızın açıklaması var, mart sonu nisan olsun ama biz orada, eğer buradan anayasanın gerçekleşmeyeceği görülürse alternatif formüller üzerinde çalışırız. Burada acele ediyoruz. Şu anda farklı alternatif çözüm için bir görüşme içinde değiliz, o ahlaki olmaz. Neticede yürüyen uzlaşma komisyonu var. Kendi üyelerimize telkinimiz, uzlaşma şartlarını zorlamaları yönünde. 'Eğer başkanlık sistemiyle ilgili teklifimiz tek engelse, biz ondan da vazgeçeriz, yeter ki diğer konularda uzlaşın. Yeter ki diğer konularda mutabakat sağlayın' dedik. Diğer konularda mutabakat sağlanırsa biz ondan da vazgeçeriz. Yeter ki yeni anayasa olsun ama olmazsa komisyonun böyle oyalanıp gitmesine de razı olmayız. Ondan sonra da alternatif arayışlara başlarız." AK PARTİ'NİN OY ORANLARI AK Parti'nin Şubat ayı verilerine göre oy oranlarını açıklayan Başbakan Yardımcısı Atalay, "Yüzde 51 ile 53 arasında küçük farklarla değişen oy oranımızın olduğu görülüyor. Yani genel seçimlerde aldığımız oyun biraz üzerinde. Hamd olsun. Milletimizi de teşekkür ediyorum iktidardayken oyunu arttırmak kolay değildir. Milletimizin desteği, güveni oldukça en riskli işlere de, ülkemizin el atılmaz sorunlarına da el atıyoruz" dedi.
Başbakan Yardımcısı Atalay'dan Gündeme İlişkin Açıklamalar
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, AK Parti Genel Merkezi ve Adalet Bakanlığı'na düzenlenen saldırılara ilişkin, "Kritik zamanlarda meydana gelen bir olayı sadece düz okumayla bırakmamız mümkün değil.