Arınç, Bursa'daki yerel televizyonların ortak yayınladığı ''Medya Buluşması'' adlı canlı yayın programında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bülent Arınç, ''Başkanlık sistemi''ne ilişkin soru üzerine, başkanlık, yarı başkanlık veya parlamenter sistemlerin demokratik rejimlerde yeri bulunan yönetim biçimleri olduğunu söyledi.
Türkiye için hiçbirinin yabancı olmadığını ifade eden Arınç, herkes neyin nerde nasıl uygulandığını çok iyi bildiğini vurguladı.
Arınç, cumhuriyet döneminden itibaren önce tek partili, sonra da çok partili siyasi hayata girildiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
''Şimdi parlamenter demokrasi geleneğinde yönetiliyoruz. Ama ABD'de başkanlık sistemi var. Otoriter sistem yok. Obama, istediği adamı tayin edemiyor senato kabul etmedikten sonra, istediği ülkeye silah gönderemiyor senato kabul etmedikten sonra. 'Çek-balans' sistemi vardır. Bir yere yetki verirseniz o yetkiyi kontrol edecek başka bir mekanizma kurmanız lazım. Fransa'da ise yarı başkanlık sistemi var. Biz Danıştay'ı örnek olarak Fransa'dan almışız. Bizim idari yapımız, genelde Fransız sistemine dayalı. Devlet bürokrasisinde de toplumda da Fransa'nın etkisi var. Yarı başkanlık sistemi de küçük nüanslarla millet tarafından seçilen bir başkana dayalı. Ama başbakan da var, ABD'de başbakan yok. ABD'de sekreterler var, başkana hizmet ediyor. Bunlar da parlamenter değil. Oradaki 'çek-balans', başkan ve başkanın seçtiği sekreterler tarafından... Milletvekilleri onları denetliyor.''
-''Önemli olan Türkiye daha iyi nasıl yönetilebilir''-
Türkiye'nin 1920'li yıllardan bu yana parlamenter sistemi benimsediğini ve kabul ettiğini belirten Arınç, şöyle konuştu:
''Önemli olan Türkiye daha iyi nasıl yönetilebilir- Başkanlık sistemiyle mi yarı başkanlıkla mı parlamenter sistemle mi veya alıştığımız bu kalıplar dışında başka demokratik sistemle mi- Bunların hepsinde demokrasi var. 'ABD'de demokrasi yok' diyebilir misiniz, 'Fransa'da yok' diyebilir misiniz- Başkanlık sistemi, Türkiye'de tartışılmalı mı- Tartışılmalı. Başka sistem tartışılmalı mı- Demokratik olmak şartıyla elbette tartışılmalı. Fikir, düşünce özgürlüğü varsa... 'Hayır kardeşim bugünkü sistemden başkasını zinhar konuşturmam' derse bir adam, o adamın zekasından şüphe etmek lazım. Konuşulabilir. Kabul edilmesi ayrı. Bunun anayasal altyapısının olması lazım. Bunun olması için de önümüzdeki yeni anayasada dikkate alınması lazım. Yeni anayasada dört parti, bir konu üzerinde ittifak ederse, yeni anayasanın altyapısı hazırlanırsa buna da kimsenin itirazının olmaması gerekir.''
-''Cumhurbaşkanını halk seçecek''-
Arınç, Türkiye'de cumhurbaşkanı seçimi yönteminin değiştiğini belirterek, ''367 hokkabazlığı ile bize Meclis'te cumhurbaşkanı seçtirmeyenler karşılığını gördü. Anayasayı değiştirdik, referanduma gittik. Halka, 'Cumhurbaşkanını halk seçmeli mi-' diye sorduk, 'Evet' dedi halk'' ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanının ilk kez 2014'te halk tarafından seçileceğini vurgulayan Arınç, ''Eski sistemde bir cumhurbaşkanı, 7 yıllığına tek defa seçilirdi. 7 yıl uzun süre. Cumhurbaşkanının yetkileri çok fazlaydı. Açın anayasa kitapçığını, 4 sayfa cumhurbaşkanı yetkileri var, halen devam ediyor. Yargıya üye seçmekten tutun, bir sürü yetkisi var, yürütmeye bir sürü yetkisi var'' diye konuştu.
Bu kadar yetki karşısında cumhurbaşkanının hiçbir sorumluğu bulunmadığını dile getiren Arınç, şunları söyledi:
''Cumhurbaşkanının süresi, uzun yetkileri çok fazla ve üstelik hiçbir sorumluluğu yok. Anayasada sorumluğu tektir o da vatana ihanet suçlaması... Bundan suçlanırsa ancak o zaman yargılanabilir. Tarihte yok, bundan sonra da olması mümkün değil. Eskiden cumhurbaşkanını Meclis seçiyordu, şimdi halk seçecek. İki turlu.. Birinci turda yüzde 51 alınmazsa ikinci tura geçilecek. Halk tarafından seçilen cumhurbaşkanı bu kadar yetkiyi kullanacak. 'Artık klasik cumhurbaşkanı olmaktan çıkıyor, aslında adı konulmamış bir başkanlık sistemi haline geliyor' diyenler de var. Eğer çelişkiler varsa, yeni anayasada bu çelişkileri giderecek yöntem bulmalıyız.''
-Alparslan Türkeş'in sözleri-
Başbakan Yardımcısı Arınç, Türkiye'de başkanlık sisteminin, yarı başkanlık sisteminin ya da başka sistemin demokrasi içinde kalmak şartıyla tartışılabilmesi durumunda en doğru yolun bulunacağını belirterek, şöyle konuştu:
''Ama birileri, bu başkanlık koltuğunu, başkanlık makamını, başkanlığın yetkilerini güçlü lider olan Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsında gördükleri için, siyaseten karşı çıkıyorlar, bilimsel olarak karşı çıkmıyorlar. Anayasal olarak, yönetim biçimi olarak karşı çıkmıyorlar. '9,5 yıldır tek başına iktidar, 10 yıldır partisini başarıdan başarıya götürüyor. Türkiye'yi büyüttü, kalkındırdı, güçlendirdi, dış politikada etkin. Bugüne kadar neler neler yaptık da yerinden kıpırdatamadık. Bir de bu adam başkan olursa kardeşim bizim halimiz ne olur-' Bütün endişe budur. Bunun çok somut örneğini, Sayın Başbakan elindeki bir yazıdan okuyarak verdi. Rahmetli Alparslan Türkeş, MHP'de herkesin, başta Sayın Bahçeli'nin her sözüne, her konuşmasına itibar ettiği bir insandır. Her yıl, ölüm yıl dönümünde mezarı başında ibrikle sular, duasını yapar. Alparslan Türkeş'i, ben de Türk milliyetçisi olarak, siyasetçisi olarak parlamentoda yaptığı çalışmalarla takdir ederim. Türkiye için yaptıkları konusunda övgüyle bahsedebilirim. Alparslan Türkeş'in fikirleri beni bağlamaz. Ben 9 ışık ilkesine inanmış değilim. Milliyetçilik noktasında onlardan farklı bir noktadayım. Ben de ülkemi bayrağımı seviyorum ama benim kriterim, 'ben bu ülke için ne yaptım'dır.''
Bahçeli'nin, bütün sözlerine inandığı Alparslan Türkeş'in başkanlık sistemiyle ilgili sözlerine ''Hayır'' demesinin mümkün olmadığını vurgulayan Arınç, ''Türkeş, 'bizim geleneklerimizde, töremizde, inancımızda başkanlık sistemi vardır. Biz, Türk milleti olarak güçlü bir liderliği beğenir ve arkasından gideriz' diyor. '9 ışığın temel prensibi başkanlıktır' diyor. Bunu okudu Başbakan. Hepimiz merak ediyoruz; Bahçeli bu işe ne diyecek- Ne dese beğenirsiniz, '9 ışıktan bahsetmene sevindim ama sen ruhuna bak, orada yazılı olana bakma. Sen özüne bak.' Büyükanıt da öyle demişti, 'Sözde değil, özde laik olacak cumhurbaşkanı' demişti'' diye konuştu.
Arınç, Alparslan Türkeş'in söylediklerine karşın yapılan açıklamaların dikkati çekici olduğuna belirterek, şunları kaydetti:
'' demesi gerekenler, sırf AK Parti'ye karşı olmak için, sırf Tayyip Erdoğan'a karşı, kıskançlık, haset içinde oldukları için, güçlü liderliği altında ezim ezim ezildikleri için, Türkeş'in sözlerini bile inkar edecek noktaya geliyorlar. Biz öyle yasalar çıkarıyoruz ki projeler yapıyoruz ki CHP, 'Bizden çaldınız bazılarını' diyor. Ne kadar güzel, özenmişiz, doğru bulmuşuz. Gelin o zaman destek olun parlamentoda. Aleyhte konuşup ret oyu veriyorlar, neden- 'Biz size muhalefet etmek zorundayız' diyorlar. Bizimle yarışmayı millete daha çok hizmet etmek olarak anlayacakları yerde, AK Parti'nin güçlenmesini, Başbakan'ın, hükümetin güçlenmesini istemiyorlar. Soruyorum; 26 maddelik anayasa değişikliğine MHP, CHP niye 'hayır' demiştir-''
''Türkiye hangi sistemle daha iyi yönetilir-'' sorusunun konuşulması gerektiğini ifade eden Arınç, ''Ben şahsen Meclis Başkanlığı yaptığım dönemden itibaren TBMM ağırlığının daha yukarıda olmasını isterim, bunu tecrübelerimle gördüm. Ama biri beni ikna etse, 'Başkanlık sistemi daha iyidir' dese veya başka sistemi söylese de ben kesinkes reddetmem. Ben fikirlere açığım. Mutlaka başkanlık veya bir başka tartışmanın kavga ederek, küfürleşerek değil, fikir bazında, anayasa bazında tartışılması gerektiğini düşünüyorum'' diye konuştu .
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Açıklamalarda Bulundu
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Başkanlık sistemi Türkiye'de tartışılmalı mı- Tartışılmalı. Başka sistem tartışılmalı mı- Demokratik olmak şartıyla elbette tartışılmalı. Fikir, düşünce özgürlüğü varsa... 'Hayır kardeşim bugünkü sistemden başkasını zinhar konuşturmam' derse bir adam, o adamın zekasından şüphe etmek lazım'' dedi.