Başkan Erdoğan’dan gazetecilere önemli açıklamalar

Başkan Erdoğan’dan gazetecilere önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD ziyareti sonunda New York’taki Türkevi’nde gazetecilere konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı açıklamalarda ABD’deki yoğun diplomasi trafiğine değinirken; gazetecilerin de sorularını yanıtladı. Öte yandan TOKİ’den ev alan vatandaşlara müjdeli haberi duyuran Erdoğan; “TOKİ’den ev veya işyeri alıp da geri ödemesi devam eden vatandaşlarımız için yüzde 25 peşin ödeme indirimi kampanyası başlatıyoruz. Borcun tamamını kapatamayacak olanlar ise bakiyesinin yüzde 25’inden az olmamak şartıyla, yapabildikleri kadar ödemeye yüzde 25 indirim alabilecek.” İfadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyareti sona erdi. Yoğun diplomasi trafiğinin ardından Türkiye'ye dönmeye hazırlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York'daki Türkevi'nde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada TOKİ'den ev veya işyeri alıp geri ödemesi devam eden vatandaşlara yüzde 25 peşin ödeme indirimi kampanyasını başlattıklarını duyurdu.

Erdoğan müjdeli haberi şu ifadelerle duyurdu:
“Borcun tamamını kapatamayacak olanlar ise bakiyesinin yüzde 25'inden az olmamak şartıyla, yapabildikleri kadar ödemeye yüzde 25 indirim alabilecek. Bu kampanyadan, geri ödeme taksitleri 2021 yılı haziran ayı sonuna kadar başlamış olan konut ve işyeri alıcıları faydalanabilecek. Kampanya bugün başlayacak ve 19 Ekim tarihine kadar sürecek. Orada da inşallah kolaylaştırıcı olacağız.”

Rusya ve Ukrayna arasındaki esir mübadelesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan gece saatlerinde Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan 200 savaş esirinin mübadelesinin Türkiye'nin arabuluculuğu sayesinde olduğunu hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Bu savaşın her iki ülke halkına, bölgeye, dünyaya ödettiği bedeller ortada. Hiç kimse bu bedeli daha da artırma anlayışında olmamalı. Ancak biz attığımız adımlarla bir noktada mutluyuz. Örneğin rehinelerin değişimi konusunda bugün adımlar atıldı. Sayın Putin ve Sayın Zelenski ile yürüttüğüm diplomasi trafiği neticesinde Rusya ve Ukrayna arasında 200 savaş esirinin mübadelesi bugün gerçekleşti. Türkiye'nin arabuluculuğunda gerçekleşen bu esir mübadelesi savaşın sonlandırılması yolunda önemli bir adım. Rusya ve Ukrayna arasında barışın tesisine yönelik çabalarımız devam ediyor. Esir mübadelesine imkân verdikleri için Sayın Putin ve Sayın Zelenski'ye teşekkür ediyorum. Bu süreçte gayret gösteren bütün arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum. Bu gelişme de bizi ciddi manada mutlu etti. Bu konuda gerek Sayın Putin gerek Zelenski, her iki taraf da bizim attığımız bu adımı bir yerde kolaylaştırdılar. Şu anda bu süreci ilgili arkadaşlarımız takip ediyor ve karşılıklı olarak da bu rehinelerin takası başlamış vaziyette. Biz Türkiye olarak en başından beri barışın tesisi için gayret gösterdik. Diplomasiyi her zaman ve her şartta önemsedik, önemsiyoruz. Uluslararası hukuk çerçevesinde ilkeli ve vicdanlı bir duruş sergiledik. Bölgesel ve küresel krizlerde arabulucu ve istikrarlaştırıcı bir rol oynayacağımızı ifade ettik. Küresel arabulucu rolümüz ve diplomasideki lider konumumuz bizi daha çok inisiyatif almaya zorluyor. Türkiye diyaloğun ve diplomasinin gücüne baştan beri inandı ve bunu da ispatlamaya çalıştı. Türkiye diyaloğun ve diplomasinin gücüne inandığının neticesini de şimdi bu rehine mübadelesiyle almış durumda. Bu bizi ayrıca çok çok mutlu kılıyor. Diğer taraftan, 24 Şubat'tan itibaren her fırsatta Rusya'ya askeri operasyonlarını durdurma ve güçlerini Ukrayna'dan çekme çağrısında da bulunduk. En son Semerkant'taki görüşmemizde bunları yine ifade ettik. Barış yolunun açılması yönünde gerek Rusya ve Ukrayna liderleri gerek dünya liderleri nezdinde çeşitli girişimlerde bulunduk. Barış ve istikrarı sağlamak için çabalarımızı bundan sonraki süreçte de devam ettireceğiz. Örneğin döner dönmez hemen tekrar liderleri arayarak telefon diplomasimizi kendileriyle sürdüreceğiz. Tabii burada yine arkadaşlarımın muhataplarıyla diyalogları devam ediyor. Özellikle Birleşmiş Milletlerin de aynı şekilde inisiyatif alarak sorunun çözümü için daha fazla çaba göstermesi gerekiyor. Ne yazık ki Birleşmiş Milletler, savaşı sona erdiremediği, akan kanı durduramadığı gibi, savaşın sonucu olarak ortaya çıkan enerji ve gıda krizlerine bir çözüm de bulamamıştır. Bu konuyla ilgili Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin tahıl koridorunun oluşmasındaki çabası Birleşmiş Milletlere olan güveni biraz olsun tazeledi ancak savaşın sona erdirilmesi yönünde daha çok çaba gösterilmesi gerektiği de kuşkusuz. Bu sadece benim değil tüm dünya liderlerinin ortak gayretiyle olması gereken bir süreç. Hepsinin bu kanalı zorlaması lazım. Yani Sayın Putin'le az veya çok bir hukuku olanın, kendisiyle bunları görüşmesi ve bu kapıyı zorlaması lazım. Zelenski'yle de aynı şekilde. Yoksa kalkıp da bu liderlere yönelik çok daha farklı negatif yaklaşımlar sergilemek beklediğimiz sonucu getirmez. Tam aksine buradaki ölümler, buradaki tahribat daha da artar diye düşünüyorum.”

“Önümüzdeki dönemde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tanınmasıyla çok daha farklı bir gelecekorayı bekliyor olacaktır”
KKTC'nin tanınması ve üzerindeki ambargoların kaldırılması hakkında sorulan soruyu yanıtlayan Erdoğan, “Bizim Kuzey Kıbrıs'a yönelik siyasetimiz belli. Bu tartışma götürmez. Biz Kuzey Kıbrıs'ı rastgele bir ülke olarak görmüyoruz. Onu biz adeta kendimiz olarak kabullendik, öyle görüyoruz, öyle de göreceğiz.” diyerek devam etti:
“Tabii Rusya Devlet Başkanı Putin'le görüşmelerimizde de Kuzey Kıbrıs meselesine değindim. Onunla da bu konuyu devamlı görüştüm. Ülkemizde misafir ettiğimiz ya da ziyaret ettiğimiz tüm liderlere Kıbrıs'taki haklı mücadelemizi, meselenin adil ve kalıcı çözüme kavuşturulmasını yine aynı şekilde hep tekrarladık, hep ifade ettik. Rusya'dan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne direkt uçuşlar başlarsa bundan tabii ki memnuniyet duyarız. Buranın çok çok önemli olan bir boyutu da şu; malum Rusya'nın turist potansiyeli çok yüksek. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de en önemli gelir kaynaklarından bir tanesi turizm. Turizmde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne böyle bir akışın olması inanıyorum ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için ekonomik olarak da ciddi manada bir sıçramaya vesile olacaktır. Zaten turizme yönelik alt yapısı gayet iyi olan bir ülke konumunda. Bu konuda alınacak neticeler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni inşallah çok çok ileri taşıyacaktır. Temenni ediyorum ki önümüzdeki dönemde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tanınmasıyla çok daha farklı bir gelecek orayı bekliyor olacaktır.”

İnsan odaklı diplomasinin önemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna Savaşı'nda da amaçlarının barışın sağlanması olduğunu söyleyerek; “2014'te Kırım'ın ilhakından bu yana Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve siyasi birliğine olan taahhüdümüzü her zaman dile getirdik. Ukrayna-Rusya savaşının başından itibaren de Rusya'nın bu noktada attığı adımların haksız olduğunu ve kabul edilemez olduğunu vurguladık. Bunu aynı şekilde biz 2014'te Kırım'la ilgili de yine ifade etmiştik, söylemiştik. Siyasi, insani ve teknik alanlarda tabii biz Ukrayna'yı desteklerken diyalog yollarının da açık tutulması için çaba harcadık. Yaptığımız ve yapacağımız görüşmeler, çabalarımız sadece barışa yöneliktir. Tüm krizlerin, meselelerin çözümünde diplomasinin kullanılmasından yanayız. Tabii burada insan hayatının değerli olduğunu sürekli işlemek zorundayız. Ama bunu her iki tarafa da söylemek durumundayız. Bunu Ukrayna tarafına da Rusya tarafına da bu inançla söyledik, söylemeye devam ediyoruz. İnşallah döner dönmez yine bu konuyu liderlerle görüşmeye devam edeceğiz. Bir an önce de buralardan netice alalım istiyoruz.” İfadelerini kullandı.

Başkan Erdoğan’dan gazetecilere önemli açıklamalar

Birleşmiş Milletler'deki konuşması
Görüştüğü liderlerin hepsine İletişim Başkanlığının hazırladığı ‘Türkiye' kitap setini hediye ettiğini hatırlatan Erdoğan; Birleşmiş Milletler'deki konuşmasının detaylarını da anlattı.
Erdoğan'ın açıklaması şu şekilde;
“Buralarda yaklaşımlarımızı destekleyen görsel ve yazılı dokümanlar kullandık, kullanıyoruz. Birleşmiş Milletler Genel Kurulundaki konuşmamızı da çeşitli fotoğraflarla destekleme imkânımız oldu. Bunları sunuma dahil etmek konuşmamıza ayrıca bir zenginlik kattı. Gösterdiğim fotoğraflardan biri de Yunan sahil güvenlik güçlerinin, botlarını batırması sonucu hayatını kaybeden 9 aylık Asım bebek ve 4 yaşındaki Abdülvahap'ın cansız bedenlerinin fotoğrafıydı. Gelenler özellikle hep bunu sordu. Bu yavruların cansız bedenlerinin fotoğrafını göstermek suretiyle dünyaya buradan bir insanlık dersi verelim istedik ve bu insanlık dersini de verdiğimize inanıyorum. Tabii özelikle Asım bebek ve Abdülvahap'ın o acı fotoğrafını görüp de etkilenmemek mümkün değil. İşte bunları tüm dünyaya yaymak ve tüm dünyaya bunları kabullendirmek lazım.

Tabii bugün Biden'in özellikle BM Güvenlik Konseyi'yle ilgili yaptığı açıklama haklılığımızı ortaya çıkardı mı? Sonunda dediğimiz noktaya geldiler mi? Şimdi ‘hem daimî üyeleri artıralım hem geçici üyeleri artıralım' diyorlar. Ama tabii ben aynı noktada değilim. Ben diyorum ki ‘daimî ve geçici' olmamalı, tek tip olmalı. Ve tamamen dönüşümlü üyelik sistemini getirmek lazım. Bu dönüşümlü üyelik sistemiyle burada şu anda 193 üye mi var; bu 193 üyeyi dönüşümlü hale getirmek lazım; 20 ise 20 ama bu dönüşümlü olmalı. İki yılda bir bunlar dönüşüme tabi olmalı ve bu dönüşüme tabi olmak suretiyle 10-10 şeklinde bu dönüşüm devam eder ve herkes burada adeta birer daimî üye olarak bir sene veya iki sene kalır. Çünkü el kaldır, el indir; bu devri artık kapatması lazım BM'nin. Tam aksine buranın, Güvenlik Konseyi'nin üyeleri burada hakikaten ciddi manada etki sahibi olmalı. Bakın şu anda Japonya ‘ben niye yokum' diyor. Almanya ‘ben niye yokum' diyor. Aynı şekilde biz de Türkiye olarak ‘ben niye yokum' diyoruz. Öyleyse bunu hemen aşmamız lazım ve burada 20 daimî üyenin 10'arlı şekilde değişimi olabilir ve 10'arlı şekilde olan değişimle birlikte de artık bu 193 ülkenin tamamının buradan nasibini alması lazım. Böylece hepsi de ‘benim de burada yetkim var ve ben bu yetkimi kullanıyorum, kullandım' der. Bunun önünü açmak lazım. Ben buraya da geleceklerine inanıyorum. Biden'ın bugünkü açıklaması aslında bunun bir yol haritası olmuştur ve bu yol haritası öyle kolay kolay olmadı. Şimdi ‘Dünya 5'ten büyüktür' derken veya ‘Daha adil bir dünya mümkün' derken, işte buralardan buraya geldik. Ve ben bunu da başaracağımıza inanıyorum.”

Yunanistan'ın tavırlarına sert tepki
Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın ‘İstanbul'da bir dönem sayıları 100 bini geçen Rum topluluğu bugün nasıl 5 binin altına düşüyor önce bunu anlatsınlar' şeklindeki açıklamasının sorulması üzerine bir anısını anlatan Erdoğan şu şekilde konuştu:
“Tabii Yunan Dışişleri Bakanıyla ilgili olarak çok fazla söyleyecek sözüm olamaz, benim muhatabım değil. O konuşacaksa bizim Mevlüt Bey'le görüşsün, onla konuşsun. Fakat Sayın Başbakan ne yazık ki bir defa Türkiye ile kendi durumlarını bilmiyor. Biz Türkiye'de Rum nüfusunun azalmasından yana olan bir iktidar olmadık. Tam aksine, örneğin ben Bozcaada'da, Gökçeada'da gezdiğim zaman orada yaşayan çok az sayıda Rum vatandaşlarımıza hep sormuşumdur; ‘Nerede senin çocukların?' ‘Amerika'da' dedi. ‘Getirin, burada yaşasınlar' dedim. ‘Çocuğumu Amerika'dan getiremiyorum' dedi. Bu neyi gösteriyor? Demek ki onun Türkiye'de yaşama diye bir arzusu, derdi yok. Olsa, bizim kapımız açık. O çocuğa biz eğer vatandaşlığı yoksa vatandaşlık da verirdik. Hatta bir keresinde çok da manidardı, birinin bir Türk kızıyla evlenmesine ailesi müsaade etmemiş; ‘Benden yardım isterseniz, ben gayret edeyim' dedim. Bir de şu var. Sen Sinod Meclisi'nin belli sayıda meclis üyelerinin olması lazım. Sen Sinod Meclisi 7'ye düşmüştü. Belli sayıya sahip olmadığı için ben Patrik Bartholomeos'a dedim ki ‘Dışardan sen papazları getir, ben bunlara vatandaşlık vereyim, çünkü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması lazım ve böylece Sen Sinod Meclisi'ni tamamlamış ol.' Öyle tamamladılar. Ama tabii bu Yunan Dışişleri Bakanının bunlardan falan haberi yok. Bunlar uzayda dolaşıyor. Bizim her zaman için kapımız açık, vatandaşlık da veririz. Biz kendi dönemimiz içerisinde hiçbir Rum'u ülkemizden sürmedik. Ama onların şu anda Batı Trakya'da bizim vatandaşlarımıza, soydaşlarımıza yaptıkları zulmün haddi hesabı yok. Son dönemlerde bizim oradaki din adamlarımızın atamalarını bile kendileri yapmak istiyorlar. Sen ne anlarsın bizim din adamının durumundan, yapısından? Biz böyle bir gayretin içerisinde olduk mu? Biz kalkıp da buradaki papazların atamasını vesairesini yaptık mı? Hayır.
Biz şu anda F-16 satın almakla ilgileniyoruz. Sayın Biden'la bu konuda olumlu görüşmeler yapmıştık. Burada Cumhuriyetçi senatörlerle de bazı görüşmeler yaptım. Bakanımız Hulusi Akar da muhatabıyla görüşmelerini yürütüyor. Hava olumlu istikamette gelişiyor. Temenni ederiz ki bu olumlu hava devam eder. Bir an önce de bu işten bir netice alırız diye düşünüyorum. Tabii Sayın Biden'la resepsiyonda geniş bir görüşme fırsatı bulamadık. Daha sonra telefon diplomasisiyle belki bu konuları görüşme imkânımız olur. Ama Milli Savunma Bakanımızın, Dışişleri Bakanımızın yapacakları görüşmelerle süreci takip edeceğiz. Gelişmeler şu an itibarıyla olumlu istikamette gidiyor.
Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Ermenistan'ı ziyaretinde Türkiye'yi ve Azerbaycan'ı suçlayıcı açıklamaları sorulan Erdoğan “Pelosi'nin bu ziyaretiyle kalkıp da Kafkasya'daki bu gelişmelere darbe vuracak ne mecali var ne cürmü var. Ben inanıyorum ki o birçok yeri de rahatsız etmiştir. Hiç fazla abartmaya falan da gerek yok. Şimdi biz de bazı hazırlıkları yapıyoruz. Buradan döndükten sonra gereken adımları da atarız. Şimdi Prag'da Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi var. Şu anda Prag'daki zirveye katılıp katılmama gibi bir değerlendirme içindeyiz. Prag'daki zirveye katılmamız halinde, Paşinyan'ın oraya gelme durumu var. ‘Orada görüşebilir miyiz?' diye de bir düşüncesi olmuş galiba. Belki orada kendisiyle bu konuları ayrıca bir görüşme durumumuz olabilir. Fakat tabii bu konularla ilgili Kafkasya'da bizim de bazı hamlelerimiz olacak. Onun da şimdilik sadece planlama süreci içerisindeyiz. Sayın İlham Aliyev kardeşimizle de bunları konuşup, ona göre adımlarımızı atacağız.” açıklamasında bulundu.

Rusya'ya yapılan amborgalar hakkında konuşan Cumhrubaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde;
“Bu kartlarla ilgili konuda en önemli nokta Mir Kart denilen olaydır. Bu Rusya ile bizim aramızda bir adımdı. Bu konu hakkında atacağımız adımların değerlendirmelerini ilgili arkadaşlarımızla yapıyoruz. Ona göre adımlarımızı inşallah yine atacağız. Alternatifimiz var tabii, o ayrı. Ama bütün dert, işte bu yaptırımların farklı versiyonları. Bunlar tabii gerçekten dostluğa falan yakışmıyor, ekonomik ilişkilerimizin düzenlenmesine yakışmıyor. Biz şimdi ister istemez ne yapacağız? Alternatifleri ne olabilir; bu alternatifler üzerinde ilgili bakan arkadaşlarım görüşmelerini yapıyorlar. Bu görüşmelerden sonra da İstanbul'da cuma günü inşallah bütün ilgili arkadaşlarımı toplayacağım. Onlarla bir toplantı yapıp, burada da nihai kararımızı vereceğiz.”

6'lı masaya sosyal konut tepkisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet tarihinin en geniş, en kapsamlı konut kampanyasını başlatmış olmaktan büyük bir memnuniyet duyduklarını aktarırken 6'lı masanın projeyi eleştirmesine sert çıktı. ‘Bunlar illet' diyerek tepkisini dile getiren Erdoğan, “Cumhuriyet tarihinin en geniş, en kapsamlı konut kampanyasını başlatmış olmaktan büyük bir memnuniyet” açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde;
Ekim ayı sonuna kadar süreceğini ifade ettiğimiz başvurulara ilk gün 1 milyon talep gelmişti. Şu anda 5 milyona yaklaştı. Özellikle gençlerimiz projeyi ciddi manada sahiplendi. Kampanyaya gösterilen teveccüh aslında vatandaşımızın devletine olan güveninin bir işaretidir. Devlete güvendiği için de buna böyle ilgi gösteriyor. Tabii burada 422 milyar lirayı aşan bir yatırım değerinden, 200 binden fazla yeni istihdamdan, 250 alt sektörü ilgilendiren bir ekonomik hareketlilikten bahsediyoruz. Böylesine dev bir yatırım çarpan etkisiyle çok daha büyük bir ekonomik hareketliliğe zemin hazırlıyor. Özellikle bir süredir dengesiz görünüm sergileyen kira ve konut fiyatlarının da makul seviyelere düşmesini bekliyoruz; bu olacak, bundan hiç şüphem yok. Tüm bunlara rağmen muhalefet tarafının projeyi eleştirmek için gösterdiği gayreti anlamakta zorlanıyoruz. Esasen muhalefet ile bizim aramızda şöyle açık net bir fark var; biz dertliyiz, inanın bunların derdi yok. Bunlar başka yerlerde, işleri güçleri alavere dalavere. Bizim tek derdimiz var, o da millet. Bunlar ise illet. Biz hiçbir fark gözetmeksizin her bir insanımızın huzuru ve refahı için koşturuyoruz. Sadece dertli değil, aynı zamanda milletimize bu imkanları sağlamakla da sorumlu olduğumuzu devamlı ifade ettik, hala da ediyoruz. Sosyal konut projesi gibi hayırlı bir adımda bile suyu bulandırmaya, bununla yetinmeyip millete hakaret etmeye çalışanların bir derdi de sorumluluğu da yok. Öyle veya böyle biz bunu başardığımızı göstereceğiz. Bir defa 81 vilayetimizin tamamında yaşayanlara bizim bu konutları teslim etmemiz bunlara en güzel cevap olacak. Şimdi bu ilk etapta attığımız adım. Öyle yıl sonunu falan beklemeyeceğiz. Ben Murat Bey'e de ifade ettim, öyle yıl sonunu falan bekleyecek zamanımız yok. Hemen Anadolu'dan başlamak üzere bir defa temelleri atmaya başlayalım küçükten büyüğe. Oradan da Ankara, İstanbul, İzmir, Konya, Kayseri vesaire buralara doğru işi genişleteceğiz. Tabii bunlar kurdukları masaya, yabancı büyükelçilerden terör örgütleri yandaşlarına kadar herkesi toplayıp bir tek milleti dışarda bırakmak suretiyle netice alacaklarını zannediyorlar ama yok… Bir şey daha söyledim; biz şimdi bu adımı atmakla beraber, seçimden sonra da bu işin ikinci etabını başlatacağız. Bunlar ikinci etabı da duyunca tabii iyice rahatsız oldular. Çalış sen de yap ama senin öyle bir derdin yok. Biz muhalefete sadece diyoruz ki ‘siz gelin, bizi izlemeye devam edin.' Ama bunlar seyirci olmayı da bilmiyor. Bizim durumumuz bu noktada çok çok farklı. İnşallah biz öncelikle 250 bin, ardından bir 250 bin daha olmak üzere toplamda 500 bin konutluk bu projeyi de milletimizin hizmetine sunarak farkımızı bir kez daha ortaya koyacağız. Tabii bir taraftan da arsaları yetiştireceğiz. 250 bin konut amaçlı arsayı da hazırlayacağız. Ayrıca 50 bin işyeriyle ilgili adımımızı da hızla atıyoruz. İnşallah dükkân sahibi olmak isteyenler de orada olacaklar. Bu vesileyle, TOKİ'den ev alan vatandaşlarımıza da bir müjde vermek istiyorum. TOKİ'den ev veya işyeri alıp da geri ödemesi devam eden vatandaşlarımız için yüzde 25 peşin ödeme indirimi kampanyası başlatıyoruz. Borcun tamamını kapatamayacak olanlar ise bakiyesinin yüzde 25'inden az olmamak şartıyla, yapabildikleri kadar ödemeye yüzde 25 indirim alabilecek. Bu kampanyadan, geri ödeme taksitleri 2021 yılı haziran ayı sonuna kadar başlamış olan konut ve işyeri alıcıları faydalanabilecek. Kampanya bugün başlayacak ve 19 Ekim tarihine kadar sürecek. Orada da inşallah kolaylaştırıcı olacağız.



Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile