CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, bayram tatilini memleketi Antalya’da geçiriyor. Baykal, bayram namazını dedesinin de imamlık yaptığı Kaleiçin’deki tarihi Tekeli Mehmet Paşa Camii’nde kıldı. Uzun süreden beri hem Türkiye hem de Müslüman alemi için yaşanan acıların devam ettiğini kaydeden Baykal, acıların azalmadığını, aynı şiddetle devam ettiğini vurguladı. Baykal, “Bu bayramımıza tesadüf eden ayrı bir sıkıntımız da oldu. Yaşadığımız bir kalkışma, bir darbe teşebbüsü bizi pek çok şeyi sorgulamaya, kendimizi yeniden değerlendirmeye, bu durumun niçin ortaya çıktığını anlamaya sevketmelidir. Bunu yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Çok üzüntü verici. Uzun süreden beri Türkiye’de doğrular yanlış, yanlışlar doğru muamelesi görüyor. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilmek işin özüdür. Bu konuda günlerce uzun süreden beri çok büyük hatalar yapıyoruz. Yaşadığımız olaylar bizi artık doğruya doğru, yanlışa yanlış idrakine ulaştırmalıdır” diye konuştu.
“On binlerce aile bayram yaşayamıyor”
Yeni bir bunalımın içinden geçtiklerinin altını çizen Baykal, “Bayram huzurunu Türkiye’de pek çok aile yaşayabilir durumdan olmaktan uzakta. On binlerce aileye işinden atılmışlık ya da gözaltına alınmışlık, tutuklanmışlık gibi sıkıntıları da beraberinde getirdi. Bu durumu anlamamız lazım, yani elbette milletin, toplumun başına bir dert açılmışsa, derdi açanların bedelini ödemeleri kaçınılmazdır. Yaşananların bir kısmı bu niteliktedir. Türkiye’nin hayatını geleceğini tehdit eden bir darbe teşebbüsü ortaya çıkmışsa bunun gereği yapılmalıdır. Bunun hesabı sorulmalıdır. Ama olay bu kadar basit değil. İyi niyetle yanlışlıkları ortadan kaldıracağız, yanlışlıkları yakalayacağız, Türkiye’yi bu noktaya sürükleyen tablonun sorunlarından bu hesabı soracağız derken, yeni yanlışlıkların kapısını açmamaya özen göstermeliyiz. Yeni adaletsizlikler yapmamaya özen göstermeliyiz” dedi.
“Suçluluk karine ve emare ile tespit edilmez”
Bu noktaya ülkeyi yönetenlerin dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Baykal, “Bir suçluluğu tespit ederken emare, karine elbette dikkate alınır. Ama suçluluk emare ile karine ile tespit edilmez. Kanıtla, delille tespit edilir. Eğer emare, kanıtın yerine gelmeye başladıysa, delilin yerine emareyi ikram etmişsek çok büyük yanlış yapmışız demektir. Emare ve karine ile yola çıkarsınız, karine ayrı bir iştir. Büyük bir ihtimalle karinenin işaret ettiği, ele alınması gereken yanlışlık vardır. Ama karine yanlışlığı somut şekilde ortaya koyan yeterli delil değildir. Bunun anlaşılmazı lazım. Yapılmakta olan yanlışlıkların önemli bir kısmı karineyi delil kabul etme anlayışından kaynaklanıyor. Karine delil değildir. Karine ile emare ile bakarsın ama bakarsın. Delil varsa hükmedersin, delil yoksa emare ile yetinemezsin. Bunu herkesin çok iyi anlaması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Aldanma hakkı halka da tanınmalıdır”
Baykal konuşmasına şöyle devam etti:
“Suç ve ceza şahsidir. Sadece hukukumuzun değil, insanlığın medeniyetin bir hükmüdür. Dinlerin bir hükmüdür. Suç ve ceza şahsidir. Bunu da unutmamak gerekiyor. Suçluyu yakalayacağız diye o suçu işlemediğini bildiğiniz halde birilerinin üzerine giderek bu yolla suçluya ulaşmayı denerseniz büyük yanlış yaparsınız. Bunu da görmemiz gerekli. İnsanlar yanlışı görmeden bilmeden, yanlış yapma niyeti, arzusu olmadan bazen bir yanlışın parçası haline gelebilirler. Bu durumlarda özellikle ülkeyi yönetenler, yanılma, aldanma hakkını sadece kendilerine değil, iyi niyetle masum duygularla suç örgütlenmesinin parçası haline geldiğini bilmeden davranan, hareket eden geniş kitleye de aldanma hakkını kendilerine tanıkları gibi tanımalıdırlar, ihtiyaçtır. Bu noktalara dikkat edersek bu büyük krizi de aşabiliriz” dedi.
Baykal, vatandaşlarla bayramlaştıktan sonra Antalya’nın meşhur serpme böreği ile kahvaltı yaptı.
Baykal'dan FETÖ Soruşturması Yorumu
PDY soruşturması ile ilgili olarak, “İnsanlar yanlışı görmeden bilmeden, yanlış yapma niyeti, arzusu olmadan bazen bir yanlışın parçası haline gelebilirler. Ülkeyi yönetenler, yanılma, aldanma hakkını sadece kendilerine değil, geniş kitleye de aldanma hakkını kendilerine tanıkları gibi tanımalıdırlar” dedi.