BDP Genel Başkanı Demirtaş'ın Açıklaması

DİYARBAKIR - BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Hükümetten henüz somut bir çalışma görmüş değiliz. Bu görmeyeceğimiz anlamına gelmiyor" dedi.

Demirtaş, düzenlediği basın toplantısında, BDP Genel Merkezi bünyesindeki gençlik meclisini ilan etmekten mutluluk duyduğunu belirterek, gençlik meclisinin, demokratik barış sürecinin konuşulduğu, Abdullah Öcalan ile müzakerelerin devam ettiği bir dönemde toplumsal sorunların çözümünde devletten ve hükümetten beklenti içinde olmadan kendi alternatiflerini üreterek kampanya başlatmasının bütün kesimlere örnek olması gerektiğini söyledi.

Hükümetten ve devletten bir beklenti içerisine girerek müzakere ve çözüm sürecini başlatmadıklarına dikkati çeken Demirtaş, gençlik meclislerinin de bu görev ve sorumluluk bilinciyle sürece katılmasının çözüme güç katacağını ifade etti.

Gazetecilerin, çözüm sürecinin işleyişini ve Başbakan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın Gezi Parkı olaylarında BDP'ye ilişkin açıklamalarını anımsatması üzerine Demirtaş, şunları kaydetti:

"BDP olarak AK Parti ile değil hükümetle görüştük. Yani, iki parti arasındaki bir görüşme değildi. Sayın Beşir Atalay ve Adalet Bakanı Sayın Sadullah Ergin ile bir görüşme gerçekleştirdik. Heyetlerarası ve resmi bir görüşmeydi. Bu sürecin ikinci aşamasında neler yapılabileceğine dair yaptığımız ilk müzakere tarzı bir görüşmeydi. Pratikte hükümetin uygulamaları gözle görülüyor. Ama görüşmelerde de henüz somut bir aşama katedilmiş değil. Son yaptığımız görüşmede de somut bir aşama katetme durumuna gelmedik. Ama bu sürecin tıkandığı veya ilerlemediği anlamına gelmiyor. Görüşmeler sürüyor. İmralı'da görüşmeler sürüyor. Biz de hükümetle görüşmelerimizi sürdüreceğiz. Beklentimiz, hükümetin birinci aşamada Kürt tarafının ciddiyetle sorumluluklarına yaklaştığı şekilde, ikinci aşamada da aynı ciddiyetle kendi sorumluluklarına ve görevlerine yaklaşmasıdır. Bunun olup olmayacağını kısa süre içeresinde göreceğiz.

Hükümet birtakım hazırlıklar içerisinde olduğunu söylüyor ama bu hazırlıkların ne olduğu, başlıkları, kapsamı, herhalde parlamentoya sunulduktan veya kamuoyuna açıklandıktan sonra hep birlikte bizler de göreceğiz. Ama biz sunduğumuz değişiklik teklifinde, demokratikleşme paketinde TMK'nın kaldırılması, uzun tutuklulukların kaldırılması, ifade özgürlüğü, gösteri hakkının genişletilmesi, basın üzerindeki baskının kaldırılması, seçim barajının kaldırılması veya düşürülmesi, hazine yardımının bütün partilere verilmesi, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi ve benzeri, bir dizi 'yol temizliği' dediğimiz demokratikleşme önerileri yaptık. Buna karşı hükümetten henüz somut bir çalışma görmüş değiliz. Bu görmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Ama kapsamının ne olacağı, bizi tatmin edip etmeyeceği, Türkiye kamuoyunun demokratikleşme ile ilgili beklentilerini karşılayıp karşılamayacağını da kendileri açıkladıktan sonra anlayabileceğiz. Başbakan'ın Başdanışmanı'na gerekirse benim danışmanım cevap versin."

Hükümetin, meclis tatile girmeden hızlı hareket etmesi gerektiğini yaptıkları görüşmede anlattıklarına değinen Demirtaş, bu konuda kendilerinin ısrarcı olduğunu ve parlamento kapanmadan teklifin parlamentoya sunulması gerektiğini dile getirdi.

Demirtaş, parti olarak müzakerelerden çekilme gibi bir durumun söz konusu olmadığını ve Abdullah Öcalan'ın kendi inisiyatifi ve iradesi ile başlatılan müzakerelerin kesilmesinin de yine kendisine bağlı olduğunu belirtti.

-Tutuklu siyasetçiler

Tutuklu siyasetçilerin serbest bırakılmasının, çözüm sürecinin olmazsa olmaz koşulu olduğunu savunan Demirtaş, şöyle konuştu:

"Çünkü Başbakan sürecin başında, 'silahlar sussun, fikirler konuşsun, siyaset konuşsun' diyordu. Şimdi silahlar susmuşken siyaset de içeride tutuklu kalmaya devam edecekse bunun adına çözüm süreci denilemez. Biz buna işaret etmeye çalışıyoruz. Arkadaşlarımız infazlarını bitirdi. Tutuklu olanlar ceza alsa dahi devlet şu anda onlara borçlu. Kendi yetkilerini aşan hakim ve savcılara karşı HSYK'nın devreye girmesi, bunlar hakkında soruşturma açması lazım. Eğer bunlar gelişmez, gerçekleşmezse arkadaşlarımız içerideyken biz dışarıda hiçbir şey olmamış gibi demokratik siyasetten, barış sürecinden söz edemeyiz."

-Karayılan'ın açıklamaları

Demirtaş, Murat Karayılan'ın süreçle ilgili kaygılı oldukları yönündeki açıklamalarıyla ilgili de şunları ifade etti:

"Hem adada Öcalan'la yaptığımız görüşmenin içeriği, bizim aktarımlarımız, kendisinin bize aktarımları, dışarıda olup bitenler, bizim Kandil'de yaptığımız toplantıda ortaya çıkan sonuçlar, bütün bunlar bir arada değerlendirildiğinde evet süreçle ilgili ortak kaygılar oluştu. Tek başına Öcalan'ın, bizim veya KCK'nın kaygılarından öte, hükümetin pratikleri, söylemleri gelinen aşamayla ilgili henüz somut bir gelişmenin yaşanmamış olması ve iki aya yakın kimsenin İmralı adasına gidişine izin verilmemesi gibi ciddi durumlar, elbette ki bu kaygıların ortaya çıkmasına neden oldu. Düzenli bir şekilde artık avukatlarının, ailesinin, siyasi heyetlerin İmralı'ya gidip Öcalan'la görüşmelerini bekliyoruz."

Bölgedeki karakolların ve koruculuk sisteminin geliştirilmesi, askeri amaçlı barajların inşasının devam etmesinin halkta büyük bir öfke oluşturduğunu öne süren Demirtaş, "Halkımız bu haftadan itibaren bunlara karşı kitlesel eylem ve etkinlikler yapacak. Hükümet eğer ikinci aşama ile ilgili somut gelişme katetmez, işi yavaşlatmaya, zamana yaymaya doğru götürürse biz de elimizdeki bütün demokratik eylemleri kullanarak, parlamentodan alanlara, sokaklara, meydanlara kadar her yerde tepkimizi en güçlü şekilde dile getirir ve hükümeti barışçıl adım atmaya zorlarız. BDP olarak bu bizim ortaya koyacağımız tavırdır. Ama başka kurumlar, başka örgütler nasıl tavır koyar, onu bilemeyiz" ifadelerini kullandı.

Demirtaş'ın konuşmasının ardından BDP Gençlik Meclisi adına da bir açıklama yapıldı.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile