BDP Lideri Demirtaş Bingöl'de

BDP Lideri Demirtaş Bingöl'de

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Adalet Bakanı, Sincan Cezaevi'nde açlık grevi yapan bir grup arkadaşımızı ziyaret etti. Ben, Adalet Bakanının görevi gereği, temsil ettiği makamın geç de olsa cezaevine yaptığı ziyareti anlamlı bulduğumu belirtmek istiyorum" dedi.

BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ve beraberindeki heyetle birlikte cezaevlerindeki açık grevine destek vermek amacıyla Bingöl M Tipi Cezaevi önünde basın açıklaması yapan Demirtaş, "Bu iktidar, halkımıza bayramı zehir etmek için yemin etmişcesine, her bayram öncesi bu halkın bayramını bir şekilde kutlamaması için elinden geleni yapıyor. Bütün bunlara rağmen halkımızın ve cezaevindeki arkadaşların ve personelinin de bayramı kutlu olsun. 43’üncü güne kadar maalesef hükümetten tek bir ses, tek bir yanıt gelmeden bu arkadaşlarımız içeride sadece barış için, akan kan dursun diye meşru, haklı talepler için bedenlerini ölüme yatırmış durumdalar. Düne kadar diyorum, çünkü dün Adalet Bakanı Sincan Cezaevi'nde açlık grevi yapan bir grup arkadaşımızı ziyaret etti.

Biz bu ziyareti önemsediğimizi belirttik. Bu bir adımdır. Ben Adalet Bakanının görevi gereği, temsil ettiği makamın geç de olsa cezaevine yaptığı ziyareti anlamlı bulduğumu belirtmek istiyorum. Bu adımları ancak hızlandırarak, çok daha fazla geç kalmadan arkadaşlarımızın haklı ve meşru taleplerine yanıt alabiliriz, çözüm bulabiliriz. Adalet Bakanı eğer gerçekten bu konuda mesafe kat etmek istiyorsa, biz de BDP olarak destek olacağız. Ama, Adalet Bakanı Sincan Cezaevi'ni ziyaret ettiği sırada aynı saatlerde İçişlerine bağlı polisler, bir başka cezaevinde halkımızın çocuğu açlık grevinde olan anaları copla işkenceye tabi tutuyorlar. İkisi de aynı hükümetin bakanıdır. Biri cezaevini ziyaret edip 'sesinizi duyduk' diyor, İçişleri Bakanının emrindeki polisler açlık grevinde olanların ailelerini işkenceden geçiriyor. Dolayısıyla ortada bir tuhaflık var” diye konuştu.

İmralı'ya gitmek istediklerini daha önce ifade ettiklerini söyleyen Demirtaş, "Eş başkanlar olarak bizler başvurmuştuk, İmralı'ya gitmek istediğimizi söylenmiştik. Ailesini ve avukatlarını değil, bizi gönderin. Eş başkanlar olarak biz İmralı'ya gidelim. Türkiye’nin bütün cezaevlerine gidebiliyorsak, İmralı'ya da gidebilmeliyiz. Bu bir adım olur. Bu, karşılıklı olarak meseleyi çözme konusunda ön açıcı bir tavır olur. Ben içeride açlık grevindeki tutuklu arkadaşlarımızın da çok kararlı olduklarını biliyorum. Yaptığımız görüşmelerde onların kararlılığın farkındayız. Asla geri adım atmayacaklarını biliyoruz. Taleplerle ilgili gelişmeler olmadığı müddetçe Adalet Bakanının çağrısıyla, benim çağrımla açlık grevini ölüm oruçlarının bırakılmayacağının farkındayız. Ama aynı zamanda diyaloğa açık olduklarını da biliyoruz. Gerek Sayın Bakanla görüşmeleri gerekse sivil toplum örgütleri, insan hakları ve avukatlarla görüşmeleri diyaloğa açık olduklarını gösteriyor. Bu nedenle Adalet Bakanı tek bir ziyaretle yetinmemeli; Tabipler Odasının, insan hakları örgütlerinin cezaevlerini sivil ziyarete, denetime açması gerekir. Ben inanıyorum, açlık grevindeki arkadaşlarımız da bu tür girişimlere karşı duyarsız kalmayacaktır. Eğer biz eş başkanlar olarak İmralı'ya gidersek bu bir adım olur, bir aşama olur" dedi.

Sorunların çözümünde samimi yaklaşıldığı takdirde kendilerinin de samimi yaklaşacağını ifade eden Demirtaş, şöyle konuştu: "Ama içerideki arkadaşlarımızın, tutsakların tek birin dahi canına mal olacak bir süreç ortaya çıkar, bir duyarsızlık ortaya çıkarsa bilinmesi gerekir ki süreç kesinlikle tıkanır. Tek bir arkadaşımız dahi içeride canını yitirirse, ona izin verilirse, duyarsız kalınırsa, bu süreç uzatılırsa bizim yaklaşımımız da tutumuz da ona göre değişir. Bu nedenle her saniyenin, her dakikanın önemi vardır. Bugünden sonra sorumluluk doğrudan hükümettedir. Ama biz halkımızla birlikte meydanları doldurursak ancak çözüm gelişebilir. Şunu unutmayın ki; Adalet Bakanının da hükümetin de tek başına yapacağı bir şey yoktur. Halkımız isterse olur. Yüz binlerle, milyonlarla alanlara çıkarsak sorun çözülür. Tutsaklar kendi kişisel taleplerini ortaya koymuyorlar. Bir tabak fazla yemek için, yumuşak bir yastık için yada kaloriferler yanmıyor diye açlık grevi yapmıyorlar. Bizim için yapıyorlar, bu halk için yapıyorlar, ölümler bitsin diye yapıyorlar. Bizim için ölümü göze almış gençler, bizim onurumuzdur. Cezaevinde direnişte olan, özgürlük için, Kürtçe eğitim ve savunma için direnen arkadaşlar bizim onurumuzdur. "
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile