Sevgen Eralp, bebeklerde ve çocuklarda diş sorununun ihmal edilmemesi gerektiğini söyledi.
Clinic Plus Uzman Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Dt.Sevgen Eralp, konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, “Bebeğiniz artık büyüdü ve süt dişleri çıkmaya başladı.
Bu dönemde merak edilen en önemli sorulardan biri de süt dişlerinin temizlenmesi gerekir mi ve nasıl temizleyebiliriz? Ya da süt dişleri neden bu kadar büyük ve ayrık duruyor? Yoksa nasıl olsa yerine yenileri gelecek düşüncesiyle belki de bu soruların hiçbiri aklımıza bile gelmiyor mu?
Süt dişleri, değişken olmakla birlikte, ortalama 6.ayda ağızda görülmeye başlar ve bütün süt dişlerinin ağızda görülmesi 2,5-3 yaşını bulur. Bu süre içinde bebeğiniz ek gıdaya geçmiş, hatta artık sizin yediğiniz her şeyi yemeye başlamış olacaktır. Dolayısıyla tabi ki de süt dişlerinin fırçalanması gerekmektedir. Süt dişleri, normal dişlere oranla daha çok organik madde içerdiklerinden çürümeye daha yatkın olurlar, daha kolay ve hızlı çürürler. Ayrıca çocuklar, çürüğün erken döneminde görülebilen soğuk-sıcak hassasiyeti ve hafif ağrı gibi sinyalleri zamanında yorumlayamadıklarından, çürüğü ancak dayanılamayacak kadar ağrıya sebep olduğunda fark ederler ve o zaman da çok geç kalınmış olabilir” dedi.
Bebeğinizin ya da çocuğunuzun dişleri çürüdüğünde, aynı yetişkinlerde de olabileceği gibi, ağrı olabildiğini ifade eden Uzman Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Dt.Sevgen Eralp, daha sonra şunları kaydetti; “İleri vakalarda bu çürükler sebebiyle çocuğunuzun yüzünde şişlikler olabilir. 4 yaş altı çocuklarda, iletişim ve güven duygularında yetersizlik de varsa bir diş doktoruna gidip tedavi olmak imkansız hale gelebilir. Fakat değişmez bir gerçek vardır ki o da çürük diş mutlaka tedavi edilmelidir. Nasıl olsa yerine yenileri gelecek diye düşünüp çürükleri görmezden gelmek yanlış olacaktır.
Süt dişleri bu dönemde, yeni başlayan konuşma fonksiyonunda ses ve harflerin doğru çıkarılması yönünden, ayrıca görünüm, ısırma ve yeme fonksiyonları açısından çok önem taşır. Süt dişleri, yerlerine gelecek olan kalıcı dişler için çenelerde yer tutucu ve sürme yönünü belirleyici olarak da görev yapmaktadırlar. Bu nedenle, süt diş dizisi döneminde diş çekimi yapılması son çare olarak değerlendirilmesi gereken tedavi olmalıdır. Ayrıca erken dönemde yapılan süt dişi çekimleri beslenme bozukluklarına ve çocukta kilo kaybına yol açabilir. Bununla beraber kalıcı dişerin sürme sıralarını değiştirebilmekte ve doğru şekilde yerleşmelerine engel olabilmektedir.
Erken dönemde ağızlarında diş çürüğü saptanan çocuklarda yeterli ağız hijyeni sağlanamazsa, ileri yaşlarda sürekli dişlenme döneminde de çürük riskinin daha yüksek olduğu yapılan araştırmalarda tespit edilmiştir.
Tedavi edilmeyen süt dişi çürükleri; ağızda kötü koku, çiğneme zorluğu, beslenme bozukluğu ve estetik bakımdan hoş olmayan bir görüntüye yol açar. Bu dönemde tedavi edilmeyen diş bozuklukları, ileride diş çarpıklığı, çene gelişiminde bozukluk ve -romatizmadan kalp rahatsızlıklarına kadar- genel sağlık problemlerine yol açabilir. Bu nedenle süt dişlerindeki çürükler, "nasıl olsa yerine yenileri gelecek" yanılgısına düşmeksizin mutlaka tedavi edilmelidir.
Süt dişleri, daimi dişlere göre bazı farklılıklar gösterir. Bu farklılıkları bilirsek, bir problem olup olmadığını anlamak da kolaylaşacaktır. Süt dişleri genelde birbirlerinden ayrık bir şekilde dizilirler. Bu ayrık dizilim, çocuğunuzun ileri de diş diziminde problem olacağına işaret değildir. Süt dişlerinin ayrık dizilimi, yerlerine gelecek olan daha büyük daimi dişlere yer sağlamak içindir. Daimi diş, süt dişinin rehberliğinde ağız içindeki yerini bulacaktır. Rehberi olmayan bir daimi diş, olması gereken yerden daha önde, arkada ya da yanda çıkabilir. Bu da ileride çapraşıklık görülme ihtimalini arttırır.
Özellikle alt ön bölgede, daimi kesici dişler, süt dişlerinin hemen arkasından, dil tarafından gelir. Bu görüntü ilk bakışta daimi dişlerde çapraşıklık mı olacak acaba diye düşündürebilir. Bu çok doğal bir süreçtir, şöyle ki alt kesici dişlerin sürme yönü öne doğrudur ve çene gelişimi devam ettikçe bu dişler de olması gereken yere gelecektir. Süt ve daimi dişlerin karışık olarak ağızda olduğu bu dönemde, acaba çocuğumun dişleri çapraşık mı olacak diye endişelenmek çok da doğru değildir. Tabi ki bu tarz endişelerinizi, bir diş hekimiyle paylaşmak daha doğru olacaktır. Sonuçta, çocuğunuzun dişleri ve çene kemikleri annesine ya da babasına benzeyecektir. Kendinizde gördüğünüz bazı problemlerin çocuğunuzda da ortaya çıkması yüksek ihtimaldir. Doğrusu düzenli olarak bir diş hekimine gitmek ve olası problemleri erken yaşta tespit ederek yönlendirmek olacaktır.
Süt dişleri, daimi dişlere göre daha tombul ve kısa görünümlüdür. Bu görünüm, süt dişinin henüz tam sürmediği izlenimine kapılmanıza sebep olabilir. Süt dişleri doğalında olan tombul ve kısa görünümlerinin yanı sıra, farklı yapılarından dolayı kolay aşındıkları için daha da kısalabilirler. Yetişkinlerde oldukça yaygın olarak görülen diş sıkma-gıcırdatma alışkanlıkları çocuklarda hatta bebeklerde de oldukça sık görülmektedir. Önde alt ve üst çenede iki olmak üzere, toplamda 4 dişi olan 8 aylık bir bebek bile diş gıcırdatabilir. Bebeklerde ve çocuklarda diş gıcırdatma alışkanlıklarının, çok derin sebepleri olabileceği gibi, çok basit ve fizyolojik sebepleri de olabilir.
Yetişkinlerde diş sıkma-gıcırdatma sebepleri arasında olan stres, bebek ve çocuklar için de geçerli bir sebeptir. 8 aylık bir bebekte ek gıdaya geçiş süreci, kendini güvende hissettiği tek yer olan memeden ayrılma veya uyku düzensizliği bir bebek için stres sebebi olabilir. Daha önce hiç görmediği nesneleri görmek, dokunmak ya da sesleri duymak bir bebeği endişelendirebilir. Bebek bu dönemde zaten düzgün bir kapanış ya da kontakta olmayan dişlerini çok rahat gıcırdatabilir. Ebeveyn bu dönemde diş gıcırdatmanın çok anormal bir davranış olduğunu düşünüp endişelenebilir ve aşırı tepki verebilir. Aşırı tepki vermek bebeğinizin daha çok hoşuna gidebilir ve ilgi çekmek için diş gıcırdatma eylemini bir alışkanlık haline getirebilir.
Çocuklarda diş sürmesi sırasında dişetinde oluşan baskı çevre dokulardaki sinirleri uyarabilir. Uyarılan sinirler çiğneme kaslarını çalıştırır ve istemsiz çene kasılmaları yani diş gıcırdatmaları görülebilir. Bu tamamen fizyolojik bir olaydır ve aşırı tepki vermeden, çocuğun bu hareketten zevk almasını sağlamadan, bu alışkanlıktan vazgeçmesini beklemek doğru olacaktır. Diş sürmeleri tamamlandığında bu alışkanlıktan vazgeçecektir.
Bunun dışında barsak parazitleri, alerji ve endokrin bozuklukları ve yetersiz beslenme gibi faktörler de diş sıkma-gıcırdatmaya sebep olabilir.
Çocuklarda görülen diş sorunlarından biri de travmaya bağlı oluşan diş kırıklarıdır. Oldukça hareketli oldukları bu dönemde, düşme ve çarpmalara bağlı olarak dişlerde kırık veya lüksasyonlar (dişte sallanma-yükselme-hareketlilik) sıklıkla görülebilmektedir. Bu gibi durumlarda diş doktorunuzdan mutlaka yardım almanızı tavsiye ederim. Süt dişleri ve daimi dişlerin aynı dönemde ağız içinde bulunduğu bu dönemler, karışık dişlenme dönemi olarak isimlendirilir. Karışık dişlenme döneminde çene kemikleri ve dişler oldukça aktiftir ve büyüme paternine ayak uydurmaya çalışırlar. Fakat artık özgürlüğünü ilan etmiş olan çocuğunuz da oldukça aktiftir ve dişlerine istemeden de olsa zarar verebilir. Diş sürmelerinde farklılıklar, çürükler, kırıklar, diş gıcırdatma, çapraşıklıklar, erken süt dişi çekimleri gibi faktörler çocuğunuzun ömür boyu kullanacağı daimi dişlerinin kaderini belirleyecektir. Dolayısıyla, bu dönemde ebeveynler daha bilinçli olmalı, çocuğunu gözlemlemeli ve düzenli olarak diş doktoru ziyaret edilmelidir.”
Bebeklerde ve Çocuklarda Diş Sorunu!
Uzman Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Dt.