Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, "Mekan bağımlılığınız ortadan kalkıyor. Tablet bilgisayarlarla avucunuzda müşteriye bankayı götürüyorsunuz. Artık bir bankanın kaç tane şubesinin olduğu anlamını yitiren bir soru haline geliyor." dedi.
Bali, Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde moderatörlüğünü gazeteci Hakan Güldağ'ın üstlendiği "Dijital Girişim" başlıklı oturumda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin yılda ortalama 800 bin gencin iş gücüne katıldığı bir ülke olduğunu söyledi.
Ülkede işsizliği aynı seviyede tutabilmek için bile her yıl 800 bin yeni iş yaratılması gerektiğini belirten Bali, şöyle devam etti:
"Nitekim son 10 yılda 7 milyonun üzerinde yeni iş yarattık fakat işsizliği aşağıya çekemedik çünkü ondan daha fazla iş gücüne katılım oldu. Avrupa'daki birçok ülkenin nüfusundan yüksektir bu rakam. Diğer taraftan, bu iş gücüne katılımın profili de değişiyor. Orta sınıf büyüdükçe, üniversitelileşme yaygınlaştıkça hayattan beklentileri daha yüksek insanlar, tali mesleklerde çalışmaya gönüllü olmayan insanlar geliyor iş gücüne katılıyor. Bu sosyal, politik, ekonomik bir sürü boyutu olan bir hadise. O zaman Türkiye demek ki en az potansiyeline yakın yüzde 4-5 seviyesinde büyümek zorundadır. Türkiye'nin, kullandığı dış kaynakların maliyetinin üzerinde getiri sağlayan alanlarda büyümesi gerekiyor. Bu, katma değerli büyüme demektir. Peki bunun için ne yapılabilir? İşte inovasyon budur, girişimcilik budur. Onu yaratarak ancak buraya gelebilmeniz lazım. En önemlisi de aynı zamanda tasarrufları da artırarak dış kaynak bağımlılığını da azaltacak şekilde gitmeniz lazım çünkü olgunlaşmış endüstrilerde bunları yapma imkanınız yok. Onun için Boeing yapamazsınız ama insansız hava aracı yaparsınız."
- "İnovasyon bir hayalden başlar"
Bali, inovasyonun öncelikle bir hayalden başlayacağına dikkati çekti.
Bir fikirle etrafını örgüleyebilecek hayal olması gerektiğini anlatan Bali, "Bunun için de bir iklim lazım yani tatbik kabiliyetinin olup olmadığını sınayabilecek, yanlışlar olduğunda, fireler olduğunda bundan rahatsız olunmayacak, çalışanlarınızın deneme ve yanılmalarını bir gider olarak değil bir yatırım olarak göreceğiniz ve bunun gerektirdiği bedellere en baştan hazır olabileceğiniz, içinden bir tane fikrin bile ortaya çıkması için tahammüllü, sabırlı, uzun bir süreçten bahsediyoruz. Bu eğer sağlanamıyorsa bir ortamda, oradan inovasyon çıkamaz." değerlendirmesinde bulundu.
Bali, çoğu kez zannedildiği gibi inovasyon için ihtiyaç duyulan şeyin para değil, büyük ölçüde şirketlerin sağlaması gereken ortamlar olduğunu vurguladı.
Bu konuda fire vermeye rıza gösterilebileceğini ifade eden Bali, farklı fikirlerin ortaya konulabildiği, bunların tutmamasından rahatsız olunmadığı bir ortam sağlamak gerektiğini aktardı.
- "Türkiye, İtalya'yı geçecek"
Dijitalleşmenin, değişim hadisesinin yaşanılan çağa denk gelen kısmı olduğunu söyleyen Bali, şunları kaydetti:
"Dijitalleşmeyi kavram olarak çok fazla fetişleştirmememiz gerekiyor yoksa ateşin bulunması da aynı şey, tekerleğin bulunması da aynı şey, buharlı makine de aynı şey. Dijitalleşme de bunun şimdi özellikle veriye hakimiyet açısından şimdi karşılığı ve aracısızlaşma işlevi görüyor yani nihai kullanıcıya sunulan ürün ya da hizmeti ilk üretenle onun arasındaki mesafeyi kısaltıyor. İşlevsizleşmiş, iş modellerinde fonksiyonlarını kaybetmiş tarafları ayıklıyor ve o ilişkiyi daha etkin hale getiriyor. İnsanlık buhar makinesiyle insanlığın fiziki limitlerini aştı, zorladı şimdi dijitalleşmeyle mental limitleri zorluyoruz, mental limitleri aşacağız. Görünen o çünkü bizim muhteşem bir zekamız var ama onu çoklamak ve proses hızı açısından yetersiz. Onu makinelere devredebildiğimiz ölçüde yaratıcılığımızı daha fazla geliştireceğiz. Bu anlamda bu, ülkeleri, politik güç dengelerini, şirketleri, sosyal yaşamımızı, her şeyimizi etkileyecek."
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, 2050'ye kadar, gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızlarının gelişmişlerin iki katı yıllık ortalamayla gideceği öngörüsüne değindi.
Bunun, söz konusu ülkeler arasındaki farkın açılması anlamına geldiğini söyleyen Bali, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün satın alma gücü paritesine göre Çin, ABD ekonomisini geçmiş durumda. Cari pariteyle de 2030 yılında geçecek. Hindistan da 2050 yılında geçecek. Şu ülkelere bakar mısınız. Endonezya, Brezilya, Meksika; Almanya ve Japonya'yı geçecek. Türkiye, İtalya'yı geçecek. Bu çok şaşırtıcı görünen değişim aslında geriye dönüp baktığınızda endüstriyel dönem öncesi duruma kısmi bir yaklaşma anlamına geliyor. Şöyle ki 18'inci yüzyılın sonlarında Asya dünya ekonomisinin yüzde 80'ini oluşturuyor. Sadece Çin, Hindistan yüzde 65'ini oluşturuyor ve Avrupa o tarihte de yüzde 10'dan az. 1950'ye gelindiğinde -yaklaşık 150 sene sonra- yani o buhar makinesi onun dönüşümüyle Batı Avrupa ve ABD yüzde 50'yi geçiyor, Çin ise artık yüzde 5'e iniyor. Yani bu kırılmaların arasında kendinize doğru, gündemli bir varoluş çıkarabildiyseniz, bu değişimleri yönetebildiyseniz başka bir yolculuğunuz olacak ya da ona göre konumlanacaksınız."
- Şubeye gitmek yerine işlemlerini dijitalden yapan müşteriler
İşcep mobil uygulamasının 7 milyon kullanıcıyla bankanın bütün toplam işlemlerinden aldığı payın yüzde 57 olduğu bilgisini paylaşan Bali, şunları dile getirdi:
"Türkiye'nin bin 350 civarında şubeyle en fazla şubeye sahip olan özel bankasının şubeden yapılan işlemlerinin toplam içindeki payı yaklaşık yüzde 10'a inmiş durumda. Yüzde 90'a yakını dijital kanallar. İşlemlerinin son 3 ay içinde yüzde 90'ını dijital kanallardan yapan müşterilerin sayısı İş Bankasında 3 milyonu geçmiş durumda. Bu müthiş bir hadise. Şu anda bununla ilgili uygulamalar bankadan müthiş bir şekilde yürüyor. Kredi tahsis kararlarına kadar gidebilecek olan bir yapay zeka uygulamaları zinciri var. Bir grup şubemizde şu anda mevduatları yapay zekayla fiyatlıyoruz müşteri bazlı olarak ve segmental bazda yaptığımız fiyatlamalara göre müşteri bazında daha uygun maliyete daha fazla işlemi bağlayabiliyoruz. Bunların hepsi hayatımıza girmiş durumda. Mekan bağımlılığınız ortadan kalkıyor. Tablet bilgisayarlarla avucunuzda müşteriye bankayı götürüyorsunuz. Artık bir bankanın kaç tane şubesinin olduğu anlamını yitiren bir soru haline geliyor. İşte bunların hepsini de teknoloji iştiraklerimizle ülke sınırları ötesine taşıyoruz."
'Bir Bankanın Kaç Şubesi Olduğu Sorusu Anlamını Yitiriyor'
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali: 'Mekan bağımlılığınız ortadan kalkıyor. Tablet bilgisayarlarla avucunuzda müşteriye bankayı götürüyorsunuz. Artık bir bankanın kaç tane şubesinin olduğu anlamını yitiren bir soru haline geliyor' 'Türkiye'nin bin 350 civarında şubeyle en fazla şubeye sahip olan özel bankasının şubeden yapılan işlemlerinin toplam içindeki payı yaklaşık yüzde 10'a inmiş durumda'