Balıkesir'in Bandırma ilçesinde, evinin banyosunda bir metrekarelik kutuda solucan gübresi üretimine başlayan girişimci İlknur Pazarcık, şimdilerde aynı işi, 2 bin metrekaresi kapalı 6 bin metrekarelik dev tesiste sürdürüyor.
Pazarcık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gemi kaptanı olduğu için sık sık yurt dışına çıkan eşinin ABD'de bir dergide solucan gübresiyle ilgili yazı okuduğunu anlattı. Eşinin bu konuyla ilgili aktardıklarının ardından solucan gübresi üreten birkaç tesisi gezdiğini ve bu işi Türkiye'de yapmaya karar verdiğini söyleyen Pazarcık, işe ilk olarak bin solucanla evinin banyosuna koyduğu bir metrekarelik kutuda başladığını belirtti.
Deneme amaçlı bu girişiminde giderek solucan sayısının arttığını ve kutunun küçük gelmeye başladığını dile getiren Pazarcık, bunun üzerine küçük çaplı deneme üretimini evlerinin araba garajına taşıdığını ifade etti.
Bin solucandan milyarlarca solucana
Pazarcık, deneme aşamasının yaklaşık bir yıl sürdüğünü, 2014'te 318 metrekare kapalı alana sahip bir tesis kurduğunu belirterek, şöyle devam etti:
'Tesisi kurmak için KOSGEB'in makine, ekipman ve hibe desteğinden faydalandık. İlk etapta KOSGEB'den 100 bin liralık destek alarak başladık. Şu anda geldiğimiz noktada, 2 bini kapalı 6 bin metrekarelik, yaklaşık 1,5 milyon liralık bir tesise sahibiz. İlk tesisi kurduğumuzda milyonlarca solucanımız vardı. Deneme amaçlı bin solucanla başlamıştık, şimdilerde ise milyarlarca solucanımız var. 2014'te tesis düzeyine geçtiğimizde aylık 15 ile 20 ton arasında solucan gübresi üretebiliyorduk. Şu an aylık 50 ton civarında solucan gübresi üretmeye başladık. Türkiye'nin birçok ilçesine gübre satışı için danışmanlık büroları kurduk.'
Solucan gübresini özelikle Karadeniz bölgesindeki çay üreticilerine ve Antalya'daki seracılara verdiklerini bildiren Pazarcık, gübrenin tamamen doğal olduğunu ve ürünlere çeşitli faydalarının bulunduğunu söyledi.
Pazarcık, yıllık 600 tonu bulan üretimleriyle Türkiye'de iddialı olduklarını dile getirerek, üretim süreçlerine ilişkin şu bilgileri verdi:
'Fermente edilmiş büyükbaş hayvan gübresini sererek kurutuyoruz. Daha sonra kırıcı dediğimiz makineden geçirip ince parçalara ayırıyoruz. İçine bitkisel atıklar, yumurta kabuğu, çay posası karıştırıyoruz. Yüzde 70 fermente olmuş büyükbaş hayvan gübresi ve yüzde 30'u bitkisel atıklardan oluşuyor karışımımız. Bunları suyla nemlendirip solucanlarımıza sunuyoruz. Yemi bir taraftan veriyoruz, solucanlar yemin konulduğu alana geçiyor ve ardlarında bıraktıkları gübreleri alıyoruz. Bu gübreleri bir süre yine dinlendiriyoruz. Dinlenen gübremizi silonun içine koyuyoruz ve burada bir saat boyunca 70 derecede hijyen aşamasından geçiriyoruz. Ardından kırma, eleme işlemi yapılıyor ve çuvallara dökülerek ambalajlanıyor. Ürünümüz satışa hazır oluyor.'
Bir metrekarelik kutudan 6 bin metrekarelik tesise
Balıkesir'in Bandırma ilçesinde, evinin banyosunda bir metrekarelik kutuda deneme amaçlı solucan gübresi üretimine başlayan kadın girişimci, 4 yılda 6 bin metrekarelik tesisin sahibi oldu. İlknur Pazarcık, yıllık 600 ton solucan gübresi üreterek, bunu genellikle Karadeniz bölgesindeki çay üreticilerine ve Antalya'daki seralara gönderiyor.