Bisad'dan Dünya Tiyatrolar Günü Mesajı

BİSAD Başkan Yardımcısı Yılmaz, mesajında, tiyatronun çok eski bir sanat olduğunu ve yaklaşık 10 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğunu kaydetti.

Yılmaz, “Yaklaşık 10 bin yıllık bir geçmişe sahip olan bu sanat, Avrupa’da paleotoik çağda resim, heykel ve mağara çıkartmalarının yapıldığı dönemlerde, insanların mağara duvarlarına çizilmiş hayvan postlu çıkartmalarla insanların jest ve mimiklerin çizildiği, yapılan araştırmalarla belirlenmiştir. Daha sonraki çağlarda ve yakın zaman diliminde tiyatro sanatı, çoğu zaman dinsel faaliyetlerde öne çıkmıştır. Genel olarak bir kültür alt yapısı olan tiyatro, 21’nci yüzyıldan sonra yerini tamamıyla toplumsal bir sanat alanına bırakmıştır. Tiyatronun toplumdaki yeri ve önemi çok önemlidir. Çünkü bu sanat tamamıyla kültür gelişimine katkı sağlamış ve toplumun en örnek teşkil eden bir sanatı haline gelmiştir. Tiyatro kavramı çok genelleşmiş ve insanın kişisel gelişimine katkı sağlayan sosyal bir çalışma alanıdır. 18 ve 19’ncu yüzyıllarda Avrupa’da yaygınlaşan bu sanat, toplum kültürlerini birbirine bağlayan en büyük etken olmuştur. Tiyatronun Türkiye’de geçmişi de zaman zaman tartışılmış bir sanat olarak yerini almış ve çoğu zaman batının etkisi altında bu sanat sürdürülmüştür. Türkler Orta Asya’da yaşadıkları dönemlerde bu sanatı benimsemiş ve genel olarak dini tören ve toplumsal olaylarda bu sanatı kullanıp önemini vurgulamışlardır. Türkiye’de bu sanat alanında yetişmiş çok büyük ustalar vardır. Bunların başlıcaları Nejat Uygur, Haldun Dormen, Levent Kırca, Muhsin Ertuğrul ve daha çok büyük sanatçılar bu sanatın gelişimine öncülük etmiştir. Günümüz tiyatro sanatı artık yavaş yavaş eski günleri aratır oldu. Çünkü yetişen yeni nesil, bu sanatı toplumun gelişimi için değil de, genel olarak siyasi ve maddi çıkarlar için yapmaktadırlar. Ama ne olursa olsun hala bu sanat aşkıyla yanıp tutuşan nice sanatçılar vardır. Unutulmamalıdır ki, tiyatro sanatı birçok sanatın alt zeminini oluşturan en büyük faktördür. Tiyatro, günümüz toplumunun en sosyal aktivitelerinden biridir. Ama ne yazık ki, teknolojinin boy gösterdiği bu zaman diliminde bu sanata duyulan ilgi günden güne azalmaktadır. Böylesine değerli bir sanatı yapmak ve yaptırmaya çalışmak çok büyük bir başarıdır. Bunu böyle görmek lazım. Büyük şehirlerde kalıplaşmış bu sanata duyulan ilginin azalması, bir nevi bu sanatın yoğunlukta yapılanmasındır. Ama doğu bölgelerinde bu sanat genel itibariyle sönük geçen bir faaliyettir. Bunun sebebi olarak da devletin sağladığı veya çoğu zaman destek sağlamaması diyebiliriz. Sanat her insanın ihtiyaç duyduğu bir kültürdür. Tiyatro demek karşındakini eleştirmek ve geliştirmek demektir. Bu kavram her zaman toplumu geliştirir. Doğunun coğrafik şartları, bu şartlarda yaşayan insanlar her zaman bu sanattan mahrum kalmaktadırlar. Bu konuda yapılan projeler çoğu zaman insanların yüzünü güldürmüş olsa bile, yetersiz kaldığı söylenebilir. 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü vesilesi ile Bitlis’te tiyatro ile uğraşan, gönül veren, seven izleyen tüm sanatseverlerin bu özel günlerini kutluyor saygılar sunuyoruz” dedi.