Adaçayı yaprağı
Salvia officinalis L. bitkisinin yapraklarıdır. Özellikle Adriatik denizi çevresinde doğal olarak yetişen Adaçayı bitkisinin, günümüzde Arnavutluk, Yunanistan, İtalya, Fransa, İngiltere, ve Amerika’da kültürü yapılmaktadır. Cins ismi olan Salvia, Latince salvere (eklemek) kelimesinden gelmektedir. Bu bitki eski Mısırlılar, Yunanlılar ve Romalılar döneminden beri kullanılmaktadır. Eski Mısırlılar bu drogu doğurganlık, bereket, verimlilik amacıyla kullanmakta idiler. Adaçayı yaprakları Anadolu’da uzun yıllardan beri kullanılmaktadır. Adaçayı, bu geleneksel kullanılışında doğal tonik etkisi nedeniyle tercih edilmektedir.
Aloe Vera
Ülkemizde sarı sabır olarak da bilinir. Güney ve Kuzey Afrika’da kültürü yapılan bir bitkidir. Gövdesi kısa ve odunsu, yaprakları 15-50 cm boyunda, üçgen biçiminde etli ve kenarları sert dişlidir. Sarımsı kırmızı renkli çiçek açar. Bitki dışarıdan cilde sürüldüğünde nemlendirici ve yara iyi edicidir. Bu nedenle kozmetik ürünlerinde sık yer alır. Ağızdan alındığında sindirime yardımcı olur.
Biberiye yaprağı
Rosmarinus officinalis L. (Labiatae) türünün kurutulmuş yapraklarıdır. Biberiye 50-100 cm yükseklikte çiçekleri soluk mavi renkli, çalı görünüşünde kışın yapraklarını dökmeyen çok yıllık bir bitkidir. Doğal olarak Akdeniz bölgesinde ve Portekiz’de yetişmektedir. Günümüzde Fransa, Fas, İspanya, Portekiz, Güney Afrika, Hindistan, Çin, Avustralya, İngiltere ve Amerika’da kültürü yapılmaktadır. Ülkemizde Güney Anadolu’da (Tarsus, Adana, İskenderun) yabani olarak yetişmektedir. Bahçelerde süs bitkisi olarak da yetiştirilir. Biberiye Avrupa’da eski zamanlardan beri tonik ve uyarıcı olarak kullanılmaktadır. Eski Yunanlılar döneminde, hafızayı kuvvetlendirmek ve konsantrasyonu arttırmak amacıyla, bilginlerin başlarına biberiye çelenklerini taktığı söylenmektedir. Biberiyenin antioksidan özelliği bulunmaktadır. Tek başına çok yüksek dozlarda kullanılmamalıdır, çeşitli yan etkilerinin bulunduğu belirtilmektedir.
Fesleğen
Ocimum basilicum L. türünün yapraklı ve çiçekli dallarıdır. Bu tür 20-40 cm yükseklikte, beyaz veya pembe çiçekli, bir yıllık ve otsu bir bitkidir. Orijininin Hindistan, Afganistan, Pakistan olduğu düşünülmektedir. Günümüzde tüm dünyada kültürü yapılmakta olup, ülkemizde Güney Anadolu’da yetiştirilmektedir. Fesleğen, çiçekli ve yapraklı dallardan oluşmaktadır. Yapraklar basit, saplı, 2-6 cm uzunlukta, oval biçiminde, kenarları seyrek dişli, özel kokulu ve baharlı lezzetlidir. Tek başına yüksek miktarlarda özellikle hamilelerde kullanılmaması gerekmektedir.
Ginseng kökü
Panax ginseng C.A. Meyer türünün kökleridir. Bu tür 100 cm kadar kazık köklü, otsu ve çok yıllık bir bitkidir. Ginseng doğal olarak Kuzey doğu Çin ‘in ormanlarında, Kore’de ve Rusya federasyonunun uzak doğu bölgesinde yetişmektedir. Kültürü Çin, Japonya, Kore ve Rusya’da yapılmaktadır. Çin’in Changbai dağında tek bir yerde hala yabani ginseng doğal olarak yetişmektedir. Ginseng genellikle 4. yılında çiçeklenmeye başlar ve kökleri 4 ile 6 yıl arasında olgunluğa ulaşır. 10 yıldan daha yaşlı kökler ilaç elde etmekte kullanılır. Kökler çatallı ve etlidir. Beyaz ve Kırmızı olarak iki çeşit ginseng kökü bulunmaktadır. Beyaz ginseng, kökün işlenmemiş formudur. Bazı durumlarda daha da beyazlatılıp, kurutulur. Kırmızı ginseng, taze Beyaz ginseng kökü kurutulmadan önce buharda bekletilerek elde edilmektedir.
Ginseng’in cins ismi olan Panax Yunanca pan (tüm) ve akos (tedavi) den gelmektedir ve tüm tedavi olarak belirlenmektedir. Gin (adam) ve seng (öz) anlamındadır. 2000 yıl önce yazılan Shen Nong Ben Lao Sing kitabında Ginseng’in yararlı kullanılışından bahsedilmektedir. Uzakdoğu’da yüzyıllardır kullanılan bir bitkidir. Yorgunluk ve güçsüzlük zamanlarında, iyileşme dönemlerinde çalışma ve konsantrasyon kapasitesi düşüklüklerinde, kuvvetsizlik durumlarında, zihinsel ve fiziksel kapasitenin arttırılmasına yardımcı olur.
Ihlamur çiçeği
Tilia türleri 15-40 m bir boya erişebilen ve kışın yaprağını döken, çiçekleri sarımsı beyaz renkli ve hoş kokulu ağaçlardır. 65. enlemin kuzeyine kadar Avrupa boyunca doğal olarak yetişmektedir. Avrupa ve Kuzey Amerika’da kültürü yapılmaktadır. Bu ağaçlar yüz fit uzayabilirler. İki cinsin çiçekleri toplanmaktadır. Tilia cordata ve T platypus sırasıyla, küçük yapraklı ıhlamur ve büyük yapraklı ıhlamur olarak bilinmektedir. Bu cinsler tanen ve müsilaj içeriklerinden dolayı çiçeklerinden daha lezzetli çay yapılmaktadır. Ihlamur ağacı ülkemizde özellikle Kuzey Anadolu dağlarında yetişmektedir. Çiçek durumları ilkbaharda el ile toplanır ve gölgede kurutulur. Geleneksel olarak ıhlamur çiçeklerinin rahatlatıcı etkisi vardır. Çay olarak gerginlik durumlarından kaynaklanan mide-bağırsak sistemi huzursuzluklarında kullanılmaktadır.
Isırgan yaprağı
Isırganın çok yıllık bir bitkidir. Yabani olarak her iki yarıkürede, ılıman bölgelerde yetişmektedir. Ticari olarak toplanılan ısırgan çoğunlukla yabani bitki olarak, Arnavutluk, Bulgaristan, Macaristan, Almanya, eski Sovyetler Birliği ve Yugoslavya topraklarından gelmektedir. Memleketimizde aşağıdaki türlerin yaprakları kullanılmaktadır. U. dioica L. (Büyük ısırgan otu): Çok yıllık, ve otsu bir bitkidir. Yapraklar koyu yeşil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylü yaygın bir türdür. U. urens L. (Küçük ısırgan otu): Bir yıllık, ve otsu bir bitkidir. Boyu 60 cm kadar olabilir. Yapraklar açık yeşil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylüdür. Urtica, Latince bir fiil olan urereden (yakmak) gelmektedir. Bunun nedeni ısırganın yakıcı tüylerinin bulunmasıdır. Tür ismi olan dioica çift genden gelmektedir. Bunun nedeni bitkinin genellikle erkek ve dişi çiçeklerin her ikisine birden sahip olmasıdır. Taze yapraklar deri ile temas edince deride kızartı ve yanma yapar. Potasyum tuzları, organik asitler, vitamin C taşımaktadır. Anadolu’da geniş bir kullanımı bulunan, ısırgan yaprakları, idrar arttırmaya yardımcı olan etkisiyle kullanılmaktadır.
Karanfil
Eugenia caryophyllata Thunb. türünün kurutulmuş çiçek koncasıdır. Bu tür 20 m yüksekliğinde kışın yapraklarını dökmeyen bir ağaçtır. Doğal olarak Molluk adalarında yetişmektedir. Günümüzde Tanzanya, Madagaskar ve Brezilya gibi tropikal iklim bölgelerinde kültürü yapılmaktadır. Karanf, 10-17 mm uzunlukta, siyahımtırak renkli, çivi biçiminde bir çiçek tomurcuğudur. Kuvvetli kokulu, yakıcı ve baharlı lezzetlidir. Baharat olarak kullanılır.
Keten tohumu
Linum usitatissium L. türünün olgun tohumlarıdır. Bu tür 30-60 cm kadar yükseklikte, mavi çiçekli ve bir yıllık bir kültür bitkisidir. Keten tohumu, 4-6 mm uzunlukta, yumurta biçiminde, yassı, parlak, kırmızımtrak esmer renkli, kokusuz ve yağlıdır. Keten tohumunun doğal orijininin Mısır olduğuna inanılmaktadır. Mısır mezarlarında, bu bitkiden dokunan kıyafetler bulunmuştur. Tüm dünyada birkaç yüzyıldır kültürü yapıldığı için coğrafi orijini kesin değildir. Keten tohumu Avrupa’ya, Arjantin, Fas, Türkiye, Hindistan ve diğer ülkelerden ticaret yolu ile gelmektedir. Kitabı mukaddesin Çıkış 28 ‘i bölümünde büyük rahip Jewish’in kıyafetinin ketenden yapıldığından bahsedilmektedir. Günümüzde Asya’da, Avrupa’da ve Kuzey Amerika’daki terapotik kullanılışı, Eski Roma ilaçları ve hatta Eski Yunan ve Mısır ilaçlarında kullanıldığı şekliyledir. Pliny the Elder (ca. 23-79 C.E.) keten tohumunun kullanıldığı 30 ilaçtan bahsetmektedir. Bunların içerisinde hafif laksatif, yüzeyel olarak belirli bir bölgedeki inflamasyonu azaltmak için yara lapasının içinde bulunduğundan belirtilmektedir. Günümüz Çin farmakopesinde, halen peklik probleminde ve kaşınan kuru ciltte kullanıldığı belirtilmektedir. Almanya’da keten tohumu laksatif olarak kullanılır. Amerika’da tüketiciler genellikle keten tohumunu sağlıklı yiyecek ve doğal preparat olarak tercih etmektedir. Doktoruna danışmadan, herhangi bir nedenle oluşan bağırsak iltihabı durumunda tek başına kullanılmaması gerekmektedir.
Kimyon meyvesi
Carum carvi L. türünün olgun meyveleridir. Bu tür 30-100 cm kadar yükseklikte, beyaz veya pembe çiçekli, parçalı yapraklı, çok yıllık ve otsu bir bitkidir. Avrupa’da, Sibirya’da, Himalaya Dağları’nda, Kafkas Dağları’nda, Moğolistan, Fas’ta yetişmektedir. Ülkemizde Doğu Anadolu’nun sulak çayırlarında yabani olarak bulunmaktadır. Kimyon, 4-6 mm uzunlukta, esmer veya parlak sarımsı esmer renkli ve tüysüz tanelerdir. Kuvvetli kokulu ve baharlı lezzetlidir. Hazımsızlık ve karın bölgesinde gaz hissedilen durumlarda kullanılmaktadır.
Kişniş
Coriandrum sativum L. (Umbelliferae) türünün kurutulmuş olgun meyveleridir. Bu tür 20-60 cm yükseklikte, tüysüz, bir yıllık ve otsu bir bitkidir. Bütün bitki özel bir kokuya sahiptir. Akdeniz bölgesinde, Orta ve Doğu Avrupa’da, Doğu Asya’da, Kuzey ve Güney Amerika’da yetişmektedir. Anadolu’da ise doğal olarak yetişmektedir. Kişniş, esmer sarı renkli, küre biçiminde, 2-7 mm çapında, özel kokulu, baharlı, lezzetli meyvelerdir.
Kuşburnu
R. Canina L. Yabani gül türünden kurutulmuş olgun meyveleridir. Bu tür 1.5 – 3.5 m yükseklikte, dalları sarkık, çalı görünüşünde, dikenli bir ağaççıktır. Çiçekleri beyaz veya pembe renkli olan Kuşburnu, Avrupa’da ve Kuzey Afrika’da doğal olarak yetişmektedir. 1-2.5 cm uzunlukta, yumurtamsı biçimli, turuncu kırmızı veya kırmızı renkli, içinde beyaz renkli, üzeri tüylü, çekirdekler (meyve) bulunan kuşburnu, sonbaharda olgunlaşır ve Anadolu’da yaygındır. C vitamini içeriği ile tercih edilmektedir.
Lavanta çiçeği
Lavandula angustifolia Miller (Syn: L. spica L.) türünün kurutulmuş çiçeğidir. Çiçeklerin tamamen açılmadan önce (tomurcuk halinde) toplanması gerekir. Bu tür 100 cm kadar yükseklikte, çalı görünüşünde, yapraklar gümüşi, çiçekleri ise koyu mor renkli bir bitkidir. Alçak dağlık bölgelerde Akdeniz havzasında doğal olarak yetişmektedir. Fransa, Bulgaristan, İtalya, İspanya, Yugoslavya, Hollanda, İngiltere, Amerika ve Avustralya’da kültürü yapılmaktadır. Lavanta, eski Araplar, Yunanlılar ve Romalılar tarafından antiseptik özellikleri ile kullanılmaktaydı. Cins ismi Latince lavare’den (yıkamak) gelmektedir. Banyolara eklenerek vücudun temizlenmesinde ve canlandırılmasında kullanılmaktaydı. Bakterileri öldürücü özelliği ile hastaneleri ve hasta odalarını dezenfekte etmek amacıyla, Eski İran, Yunan ve Romalılar tarafından kullanılmaktaydı. Özellikle Tibet’te Makhzan-El- Adwiya, kitabında lavantaya beyin süpürgesi lakabı takılmıştır. Bunun nedeni o dönemde, beyinden kötülüklerin süpürüldüğünün sanılmasıydı. Stres kaynaklı mide huzursuzluklarında kullanılmaktadır. Özellikle dikkat çekici kokusunun rahatlatıcı bir etkisi bulunmaktadır.
Melisa Yaprağı (Oğul Otu)
Melissa officinalis L. türünün taze veya kurutulmuş yapraklarıdır. Bu tür 20-150 cm yükseklikte, tüylü, çok yıllık ve otsu bir bitkidir. Yaprakları, basit, saplı, dişli kenarlı; çiçekleri ise beyaz sarımsı veya kırmızımtırak renklidir. Melisa (oğul otu) Doğu Akdeniz ve Batı Asya’da doğal olarak yetişmektedir. Avrupa’da yaygın olarak kültürü yapılmaktadır. Akdeniz bölgesinde bol olarak bulunmaktadır. Yaprak ve gövdedeki tüylerin şekillerine ve cinslerine göre, Türkiye’de 3 alttür saptanmıştır. Bunlardan yalnız subsp. officinalis limon kokulu olup tedavide kullanılır. Melisa Almanya’nın önemli tıbbi ürünlerinden biridir. Cins ismi olan Melisa Yunan kelimesi olan “arı”dan gelmektedir. Bunun nedeni çiçekleriyle arıları etkilemesinden ve Melisadan iyi kalitede bal yapılmasından olabilir. Melisanın şarapta bekletilerek oral ve topikal olarak eski Yunanlılar ve Romalılar tarafından ilaç olarak yaralarda, zehirli ısırıklarda, arı sokmalarında kullanıldığı belirtilmektedir. Melisa sıklıkla, diğer rahatlatıcı ve gaz giderici bitkilerle kombine edilerek kullanılmaktadır. Yatmadan önce tercih edilen bitkilerden biri olan Melisa, genel rahatlatıcı özelliği ile stres kaynaklı uykusuzluk durumlarında ve bu nedenle karşılaşılan mide-bağırsak sistemi şikayetlerinde kullanılmaktadır.
Mercanköşk
Origanum majorana L.(Syn: Majorana hortensis Moench) (Labiatae) türünün kurutulmuş çiçekli dallarıdır. Bu tür 20-80 cm yükseklikte, çalı görünüşünde, yaprakları tüylü, çiçekleri beyaz veya pembe renkli bir bitkidir. Kuru sırtlar, kayalık yerler ve orman açıklıklarında yetişir. Anadolu’da nadir bulunan bir bitkidir. Yalnız Güney Anadolu (Alanya, Anamur, Mersin) da bulunmaktadır. Mercanköşk’ün yaprakları karşılıklı, saplı veya sapsız, 1,5-2 cm uzunlukta, küt uçlu, beyazımtırak tüylü ve kuvvetli kokuludur. Gözde tüylü ve dört köşeli… Çiçekler çok küçük, genellikle beyaz renkli. Anadolu’da 20 kadar Origanum türü bulunmaktadır. Bunlardan bazıları tedavi amacıyla veya baharat olarak kullanılmaktadır.
Nane yaprağı
Mentha piperita L. türünün gölgede kurutulmuş yapraklarıdır. Bu tür bir kültür bitkisi olup M. aquatica L. (su nanesi) ile M. spicata L. (spearmint) türlerinin bir melezidir. Bu tür 30-90 cm yükseklikte, kuvvetli kokulu, hemen hemen tüysüz, gövde ve dalları genellikle kırmızımtırak, çok yıllık otsu bir bitkidir. Yapraklar dişli kenarlı, üzeri buruşuk, saplı ve koyu yeşil renklidir. Yabani olarak Avrupa ve Kuzey Amerika’da kültürünün dışında dere kenarları boyunca ve nemli boş alanlarda yetişmektedir. Pluto’nun karısı Persephone, Orman perisi Mythicalnymph’i kocasının kollarında yakalayınca Mythicalnymph’i zalimce ayaklarının altında ezer. Pluto da Mythicalnymph’e acıyarak onu tatlı kokulu bir bitkiye dönüştürür. Böylelikle, cins ismi olan Mentha Yunanca Mintha, mythicalnymph isminden gelmektedir. Tür ismi olan piperita Latice piper (biber) kelimesinden gelmektedir. Bunun nedeni aromatik ve acı keskin tadından dolayıdır. Nane yaprakları, Eski Yunan, Roma ve Mısırlılar döneminden beri, ilaç olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde Kuzeybatı ve Batı Anadolu’da bulunur. Tohum vermediği için kökleri ile üretilir.
Papatya Çiçeği
Matricaria chamomilla L. türünün gölgede kurutulmuş çiçek durumlarıdır. Papatya kısa boylu 20-50 cm, çok dallı, yaprakları parçalı, tüysüz, çiçekleri küçük başlar şeklinde, bir yıllık otsu bitkidir. Doğal olarak Güney ve Doğu Avrupa ile Kuzey ve Batı Asya’da yetişmektedir. Ekim yapılmamış bakımsız alanlarda ve kültürünün yapıldığı yerlerde özellikle Avrupa’da yetiştirilmektedir. Buradan Kuzey Asya ve Hindistan’a kadar uzanmaktadır. Macaristan, Yugoslavya, Kuzey ve Doğu Afrika’da özellikle bol miktarda yetişmektedir. Avustralya ve Amerika’nın iklimine alıştırılmaktadır. Türkiye’de yol kenarları ve boş tarlalarda bol miktarda yetişir. Almanya’da kültüründen elde edilen en önemli tıbbi bitki papatyadır. Tıbbi yazıtlarda geçmişten beri papatyaya rastlanmaktadır. Eski Mısır, Yunan ve Roma ilaçlarında kullanılan önemli bir drogtur. İngilizce ismi Yunanca “chamos” (yer) ve “melos” (elma) kelimelerinden gelmektedir. Bunun nedeni kısa boylu bir bitki olması ve taze çiçeklerinin elma kokusu vermesinden dolayıdır. Bu bitki Hipokrat, Dioskorides, Galen’in yazılı kaynaklarında bulunmaktadır. Geçen 30 yıldaki geniş bilimsel araştırmalar geleneksel kullanılışını onaylamaktadır. 19. yüzyıl boyunca Amerika’nın seçilmiş doktorlarının reçetelerinde özellikle küçük çocukların hastalıklarında papatya önemli bir drog olmuştur. Rahatlatıcı etkisinin bulunduğu belirtilmektedir.
Rezene meyvesi
Foeniculum vulgare Miller türünün olgun meyvesidir. Bu tür 1-1.5 m yükseklikte, sarı çiçekli, yaprakları iplik biçiminde parçalı, çok senelik otsu bir bitkidir. Rezene doğal olarak Akdeniz bölgesinde yetişen günümüzde Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Yunanistan, Türkiye, İtalya, Fransa, Almanya, Mısır, Hindistan ve Çin’de kültürü yapılan bir bitkidir. Ülkemizde Kuzey Anadolu bölgesinde yabani olarak yetişmektedir. Rezene Almanya’nın en önemli tıbbi bitkilerinden biridir. Ticarette kullanılan Rezene Bulgaristan, Macaristan, Romanya, Mısır ve Çin’den gelmektedir. Almanya’da ve Amerika’da Rezenenin modern terapotik kullanılışı geleneksel Yunan ilaçlarından özellikle Hipokrat ve Dioscorides tarafından hazırlananlardan temel almaktadır. Hala günümüzde geleneksel Arap ilaçlarında diüretik, baharat ve hazımsızlığı azaltıcı olarak kullanılmaktadır. Orijinal Yunanca cins ismi Marathron, maraino’dan gelmektedir, bunun anlamı ince yetişendir. Şu an geçerli olan cins ismi Foeniculum, Romalılardan gelmektedir. Latince foenum (kuru ot) kelimesinden türemiştir.
Meyveleri hafif hazımsızlık problemlerinde, mide-bağırsak sistemine bağlı huzursuzluk durumlarında, kullanılmaktadır. Rezene meyvesi infüzyonu, özellikle bebek ve çocuklarda gaza bağlı olarak mide- bağırsak sistemindeki krampların hafifletilmesine yardımcı olur.
Yaban mersini
Karadeniz bölgesi dağlarında doğal olarak yetişen 30 cm kadar boyu olan çalımsı bir bitkidir. Yaprakları küçüktür ve kışın dökülür. Koyu kırmızı siyah renkli lezzetli meyveleri vardır. Meyve asitleri içerir. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda antioksidan maddeler taşıdığı görülmüştür.
Yasemin
Güzel kokulu, beyaz çiçekli, tırmanıcı, çok yıllık bir bitkidir. Vatanı Himalaya dağları ve Hindistandır. Akdeniz ve çevresindeki ülkelerde kültürü yapılır. Ülkemizde Alanya civarında yetiştirilir. Hoş kokusundan dolayı yaygın kullanımı vardır. Çay olarak kullanımı sindirime yardımcı olmasındandır.
Yeşil çay
Yeşil çay siyah çayla aynı bitkiden - Camellia sinensis’den - elde edilmektedir. Farklılık işleme tekniğinden kaynaklanmaktadır. Yeşil çay yaprakları siyah çaya göre çok daha az işlem görmüştür. Yeşil çay bitkisinin yaprakları, taze yeşil rengini kaybetmeden korur. Siyah çay bir parçalanmaya ve oksidasyona maruz kalırken, yeşil çay buharla ısıtılarak enzimlerinin denatüre edilmesi ile bu parçalanmaya ve etkili polifenolik (antioksidan) maddelerinin azalmasına karşın korunmuş olur. Yeşil çay yumuşak içimli ve siyah çaya göre daha az buruktur. Yeşil çayın tadı daha taze, hafif ve aromatiktir. Doğal bir antioksidan kaynağıdır. Yeşil çayın Dünya’ da ve Türkiye’de popülaritesi her geçen gün artmaktadır. Yeşil çay’ın vücut üzerinde olumlu etkilerinin bulunması son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalarla kanıtlanmaktadır. Bu olumlu etkinin Yeşil çay içerisinde bulunan ve ANTİOKSİDAN genel ismi verilen maddelerden ileri geldiği düşünülmektedir.
Zencefil kökü
Zingiber officinale Roscoe türünün kurutulmuş yumrularıdır. Bu tür 100 cm kadar yükseklikte, kamış görünüşünde, çok yıllık, otsu bir bitkidir. Zencefilin anavatanı Güney Asya’dır. Günümüzde özellikle Çin, Hindistan, Nijerya, Avustralya, Jamaika ve Haiti olmak üzere neredeyse tüm tropikal ve yarı tropikal ülkelerde yaygın olarak yetiştirilmektedir. Eski Sanskrit ve Çin yazıtları ile Yunan, Roma Arap tıp literatürlerinde, Zencefilin antik çağlardan beri ilaç olarak kullanıldığına dair kayıtlar bulunmaktadır. Asyalıların mide ağrısı, ve mide bulantısı tedavisi için binlerce yıldır kurutulmuş zencefili ilaç olarak kullandıkları bilinmektedir. Afrika’da da bu kullanım yaygındır. Almanya’da zencefil ekonomik açıdan önemlidir çünkü büyük ölçüde ithal edilmektedir. Ayurvedik ve geleneksel Çin ilaçlarında bitkisel çay olarak kullanılmakla beraber, lisanslı akupunktur uzmanları ve doğal metotlarla tedavi eden doktorlar tarafından da geniş bir kullanımı vardır.
Bitki çaylarının faydaları
Bitki çayları nerelerde yetişiyor ve nelere iyi geliyor...