Boğaçayı'nda  Yosun Ve Rüsubat Temizliği

Boğaçayı'nda Yosun Ve Rüsubat Temizliği

Antalya’da 5 ay önce hizmete açılan Boğaçayı’nda yosunlaşma ve koku sorunları yaşandığı, kanal içinin kısa sürede rüsubatla dolduğu, taşkın ve kıyı erozyonu tehlikesi ortaya çıktığı bildirildi. Boğaçayı’nda ilgili oda başkanları ile teknik bir inceleme yapan Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı ve Sözcüsü Dr. Cem Oğuz, sorunların çözümüne yönelik çalışma başlattıklarını açıkladı.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in danışmanı ve sözcüsü Dr. Cem Oğuz, Antalya Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Vural Şahin, Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik ve Peyzaj Mimarları Odası Antalya Şube Başkanı Teoman Akçalı ile birlikte Boğaçayı’na teknik bir gezi düzenledi.

Yapılabilecekler ve alınması gereken önlemler konusunda görüş alışverişinde bulunuldu. İnceleme sonrası bir değerlendirmede bulunan Dr. Cem Oğuz, Antalya’nın Boğaçayı Projesi ile 2015 yılında tanıştığını hatırlatarak, “İlk proje mühendislik hatalarından dolayı gerçekleştirilemedi. 2016 yılında ikinci bir proje ortaya konuldu ve bir takım sıkıntılardan dolayı bundan da vazgeçildi. 2017’de ise üçüncü proje uygulanmaya geçildi. 2019 yılının Ocak ayında da bu proje tamamlandı” dedi.



Kanal rusubatla dolu

Boğaçayı’nın belirli dönemlerde ciddi taşkınların olduğu bir havza olduğunu, hatta 2003 yılında sahildeki köprünün yıkıldığını belirten Dr. Cem Oğuz, şunları söyledi: “Dolayısı ile çok dikkatli olmak gerekiyor. Proje son olarak denizin 750 metre içeri alınacağı, taşkını önlemek adına kesitin belli bir derinlikte kazılarak bir alan yaratılacağı, birinci, ikinci ve üçüncü sıralardan perdelerin yapılacağı bir proje ile ortaya çıktı. Tabi proje ortaya çıktıktan sonra özellikle 6,5 kilometrelik Konyaaltı sahilini yok etme adına kıyı erozyonu ile karşı karşıya kalınacağı için denizin içeriye alınmasından vazgeçildi. Bu aslında ilk bakışta olumluydu ancak yapılan bu kademeler denizin içeri alınmasıyla birlikte doğacak taşkın debisine göre planlanmıştı. Gelinen noktada, kazılan bu alan Ocak ayından bu yana yukarıdan gelen debinin getirdiği rüsubatla dolmaktadır.”

Taşkın ve erozyon riski

Bugün Boğaçayı içerisinde öbekleşmeler meydana geldiğini ve su derinliğinin yer yer 80 cm’ye kadar düştüğünü söyleyen Cem Oğuz, şöyle konuştu: “Burada görüldüğü üzere bir birikme var. Bu birikmenin belirli aralıklarla temizlenmesi lazım. Rüsubatın burada birikmesi sonucu, bu rüsubatın kıyı ile buluşması sağlanamadığından dolayı kıyılarda erozyon başlayacak. Buradaki rüsubatın miktarının belirli dönemlerle ölçülmesi gerekiyor. Bu rüsubat biriktiği zaman burada kesiti daraltacak. Debi bu kesitten geçemeyeceği için taşkın riski oluşacak. Taşkınla birlikte de her taraf zarar görecek.”

Boğaçayı’nı besleyen hatların yazın kuruduğuna dikkati çeken Oğuz, “Buradaki su seviyesi düşecek, yosunlaşma daha da artacak, çamur dipte birikecek. O rüsubat ile birlikte koku artacak, kokuyla birlikte sinekleşme de olacak. Bunların hepsinin önleminin alınması gerekiyor” dedi.



Çalışma başlatıldı

Büyükşehir Belediyesi olarak gerekli çalışmalara başladıklarını belirten Cem Oğuz, “Burada kışın kesitleri büyütmek adına sürekli dip temizliğinin yapılması, rüsubatın alınması gerekiyor. Bunun işletme maliyetleri de yüksek olacak. Rüsubat alındığı zaman kıyı da beslenemeyeceği için bir erozyon oluşacak. Bunun bir önlemini almak için çalışma başlattık. Şu anda turizm sezonu olduğu için, kanal içinde dip temizliği çalışması yapmıyoruz. Yaz sezonu sonunda dip çalışması da yapılacak” dedi.



Yüzey temizliği yapıldı

Boğaçayı’nda oluşan kirli görüntü ve yosunlaşmanın sebep olduğu sinek ve koku sorununun önüne geçebilmek amacıyla harekete geçen Antalya Büyükşehir Belediyesi Park Bahçeler Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekipler bölgede temizlik yaptı. 2 zodyak botla hem kıyıdan hem de botla yüzeyde yosun temizliği yapan ekiplerin çalışması 3 gün sürecek. Temizlik çalışmalarına yaz sezonu boyunca devam edilecek.

Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik “O dönemde görevde olan belediye yetkililerini uyarmıştık. Konuyla ilgili hocalarımızın katılımıyla Boğaçayı Paneli düzenledik. Daha önce öngördüğümüz sıkıntılardan bazıları oluşmaya başladı.

Bunlardan en hafifi taşkın olayıydı. Bugün de öngördüğümüz sıkıntılardan biri olarak Boğaçayı’nın getirdiği malzemenin denize ulaşmadan kanal içerisine boşalması sorunu ortaya çıkmıştır. Konyaaltı’nda sahilin oluşmasının sebebi çakıllar, bu çakılları getiren güç ise Boğaçayı’dır. Akarsu ile yağışlı havalarda çakıllar getiriyor malzemeyi denize bırakıyor ve daha sonra deniz dalgalar ile birlikte bunu sahile seriyor. Bugün bu malzeme denize ulaşamadığı için plajlarımıza ne yazık ki daralma gelecek aynı zaman da bu kanalın içerisine malzeme dolacağı için kesitte bir daralma olacak. Uzun vadede kesitte bir daralma olduğu için mikroorganizma üremesi meydana gelecek ve ne yazık ki bu da kokuya sebep olacak. Bunlar tabi kısa sürede çözülecek sorunlar değil. Kapsamlı bir çalışma yapılması gerekmektedir. En kısa sürede olması gereken dünyaca ünlü Konyaaltı Plajı’nın geleceğini teminat altına almak için buradaki malzemenin deniz ile buluşması gerekmektedir.”

Yosunlar temizlenmeli

Antalya Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Vural Şahin ise şunları söyledi: “Önceki belediye yönetimine ve ilgili kurumlara, Boğaçayı Projesi’ndeki handikapları, özellikle denizin içeri alınması halinde oluşacak tuzlanmayla arka taraftaki narenciye bahçelerinde oluşabilecek sıkıntıları dile getirmiştik. Bugün görüldüğü üzere yosunlaşma ve milleşmeden dolayı kötü koku oluşmuş. Burada teknik bir gezi yaptık. Burada beton kanala yapışmış vaziyetteki yoğun yosunun diğer iç alanlardaki birikmiş diğer yosunların temizlenmesi gerekiyor. Bu kokuyu da engellemiş olacak. Devamlı üreyecek bir yosun yapısı var. Belediyenin yaptığı çalışma çok yerinde.”

Doğaya uygun bitkiler kullanılmalı

Peyzaj Mimarları Odası Antalya Şube Başkanı Teoman Akçalı da şunları ifade etti: “Genellikle bu tür büyük kanallarda bitkinin ve suyun toprakla bir araya gelmesi önemli. Burada her tarafı geniş betonlarla kapanmış bir şekilde. Biz bunları önceki yönetime bilimsel olarak raporlarımızla bildirdik. Bilime saygı duyulması gerekiyor. Bilimsel olmayan projeler sadece ben yaptım ve oldu ya geliyor. Şu anda bulunduğumuz noktada görüyoruz burada bir tane doğal bitki yok. Burada doğasına uygun bitkiler kullanabilir ve daha uzun ömürlü olmalarını sağlayabiliriz.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile