Asıl adı Mehmet Niyazi olan, Niyazi ve Mısri mahlaslarını kullanan değerli mutasavvıfın hayatı, düşünce dünyası masaya yatırılıyor. Malatya Belediyesi tarafından Anemon Otel’de, bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Uluslararası Niyazi-i Mısri Sempozyumu’nda, büyük sufi her yönüyle ele alınarak tanıtılıyor. Yaşadığı dönemi aşan, farklı kültürlerden herkesin bir şeyler bulabileceği, fikirlerinden ötürü sürekli çile çeken bir din âlimi için düzenlenen sempozyuma; Malatya Valisi Vasip Şahin, Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Yunanistan'ın Limni Adası Belediye Başkan Vekili Dimitris Bilotis, Türk Kadınları Kültür Derneği (TÜRKKAD) İstanbul Şube Başkanı tasavvuf araştırmacısı Cemalnur Sargut ve bilim insanları katıldı.
"KÖKLERE HAKİMİYET İSTİKBALE DE HAKİMİYETİ BERABERİNDE GETİRİR" Vali Şahin, bilgi şöleninin açılışında yaptığı konuşmada, şehirlerin kimliklerini; sokaklarından, caddelerinden almadığını, şehirlerin kimliklerini toprağın altından aldığını belirtti.
İstikbal’in sadece göklerde değil, köklerde de olduğunu vurgulayan Şahin, dolayısıyla köklerin araştırılmasının, köklere hakimiyetin istikbale de hakimiyeti beraberinde getirdiğine dikkat çekti. Şehirlerin, kimliklerini, ancak manevi mimarlar sayesinde oluşturabileceklerini dile getiren Şahin, manevi mimarların, bu toprakların tapu sahipleri olduğunu ifade etti.
Belediye Başkanı Çakır da Malatya'nın zengin bir mirasa sahip, büyük bir kültür ve medeniyet havzası içinde bulunduğunu anlattı. Battal Gazi'den Niyazi-i Mısri'ye, Derviş Muhammet'ten Turgut Özal'a kadar, bu toprakların bağrından onlarca bilim, kültür ve devlet adamının çıktığını anlatan Çakır, ilin, medeniyetin ve kültürel dokunun oluşmasında önemli role sahip olduğunu dile getirdi. Mısri’nin, kendisinden sonra gelen birçok mütefekkiri etkilemesine rağmen yeterince tanınmadığını vurgulayan Çakır, etkinliklerle onu tanıtmaya devam edeceklerini belirtti.
Sempozyumun, sekülerleşmenin etkisiyle manen bunalan günümüz insanlarına nefes aldıracağının altını çizen Çakır, iç huzurunu yakalamaya kapı aralayacağını kaydetti.
Büyük mutasavvıfın şair ve mutasavvıf kavramlarına sığmayacak kadar çok yönlü olduğunu kaydeden Çakır, ''O, şiirlerinde Yunus'la birlikte Türkçe'yi en iyi kullanan şair olması yönüyle milliyetçileri, ehlibeyte olan engin muhabbetiyle Alevi-Bektaşi kardeşlerimizi, taassuptan uzak tasavvuf derinliğiyle tasavvuf ehlini kucaklayan engin bir sineye sahiptir.'' dedi.
MISRİ'NİN, MALATYA'DAN LİMNİ'YE YOLCULUĞU Mısri’nin, 15 yıl sürgünde kaldıktan sonra hayatını kaybettiği Limni Adası’nın Belediye Başkan Vekili Bilotis de Mısri'nin Malatya'dan Limni'ye kendisini tanımak için bir yolculuk gerçekleştirdiğini, ada için de Mısri'nin önemli bir değer olduğunu kaydetti.
Bilotis, Niyazi-i Mısri'nin anıtlarını, eserlerini geleceğe taşımaya devam edeceklerini kaydetti.
Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sait Çelik ise tarihe yön veren pek çok önemli şahsiyet bulunduğunu belirterek, Niyazi Mısri'nin de tarihe ve insanlığa çok olumlu katkıları olmuş, insanlığa yön vermiş, onların hem akıl, hem ruh, hem de kalp dünyasını doyuma ulaştırmayı hedefleyen değerli bir tarihi şahsiyet olduğunu söyledi.
Açılış konuşmalarının ardından düzenlenen 'Niyazi-i Mısri ve Tasavvuf Anlayışı' konulu konferansta konuşan Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Uludağ da Niyazi Mısri’nin, Allah’ın sevgili kullarından olduğunu, tasavvufta bu kişilere evliya ve veli tanımlarının kullanıldığını ifade etti.
Çağları Aşan Mutasavvıf Mısri, Memleketinde Yad Ediliyor
Edebiyatı ustası, 17. yüzyıl mutasavvıflarından Niyazi-i Mısri, doğup büyüdüğü Malatya'da anılıyor.