Çankırı Karatekin Üniversitesi (ÇAKÜ) tarafından, Anayasa Mahkemesinin (AYM) "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" metnine imza atan 10 akademisyenle ilgili "hak ihlali" kararına tepki gösterildi.
Üniversiteden yapılan açıklamada, kararın gerçekçi bir temele dayandırılmadığı belirtildi.
Kararın gerekçesinde, "bildirinin sonuca etkili olmayan bazı eleştirisinin yapıldığını, kararın kendileri tarafından verilmese Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verileceği arka planına dayanılarak bir sonuca varıldığı" ifade edilen açıklamada, "Oysa, söz konusu bildiri terörle mücadele eden devlet kurumunu 'halka katliam yapmakla, kıyıma uğratmakla, işkence yapmakla' itham etmektedir. Bu yaklaşımın doğrudan veya dolaylı olarak terörü övmek anlamına gelebileceği hususu gerçek anlamda tartışılmamıştır." değerlendirmesinde bulunuldu.
Söz konusu kararın ifade özgürlüğüne dayandırılarak idari yaptırımları temelsiz bırakma eğilimi gösterdiği kaydedilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
"Kararda caydırıcı etki yoluyla farklı seslerin susturulması, olay temelinde söz konusu edilen cezaların zorunlu bir toplumsal ihtiyaca karşılık gelmediği, verilen cezaların kamu düzeninin korunması amacıyla orantılı olmaması gibi gerekçeler ileri sürülmesi kararı hukuki hüviyetten uzaklaştırmakta, belirli bir ideolojik hale gelmiş liberal yorum tarzına bağlı yaklaşım mahkemenin kanaatine etki etmekte ve onu başka bir sonuca yöneltmektedir.
Tüm bu hususlar, Türkiye'de her bir yargı yolunun temel adalet fikrinden uzaklaşarak kendi alanlarında, olay bazında kendine özgü değerler yaratma eğilimde olduğunu göstermektedir. Bu nedenle tüm yüksek mahkemeleri tek bir çatı altında toplayan yargı birliği uygulamasının yeniden değerlendirilmesi gerektiği kanaati yaygınlaşmıştır. Diğer yandan, tüm ilk derece ve yüksek mahkemelerin kararını geçersiz kılacak bir Anayasa Mahkemesinin sağlıklı içtihatlar oluşturmak yerine hatalı ve tereddüt yaratıcı karar vermiş olması talihsizlik olarak görülmüştür."
ÇAKÜ'den AYM'nin 'Hak İhlali' Kararına Tepki
ÇAKÜ:'Söz konusu bildiri, terörle mücadele eden devlet kurumunu 'halka katliam yapmakla, kıyıma uğratmakla, işkence yapmakla' itham etmektedir. Bu yaklaşımın doğrudan veya dolaylı olarak terörü övmek anlamına gelebileceği hususu gerçek anlamda tartışılmamıştır'