TBMM Genel Kurulu'nda, sözlü soruların yanıtlanmasının ardından içinde varlık barışının da olduğu Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile bazı kanun ve KHK'lerde değişiklik yapan yasa tasarısının görüşmelerine geçildi. ''Temel kanun'' olarak görüşülen ve daha önce birinci bölümü kabul edilen tasarıya ikinci bölüm üzerinden devam edildi.
Tasarının ikinci bölümü üzerinde konuşan CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı, iktidar tarafından ekonominin iyi olduğunun anlatıldığını, ancak getirilen varlık barışının durumun iyi olmadığının itirafı olduğunu söyledi.
Sarı, ''Varlık barışı gibi düzenlemeler bir defa, olağanüstü zamanlarda ve finansal kaynaklara çok ihtiyaç duyulduğunda yapılır. 2008 yılında yaptınız, şimdi ikinci kez yapıyorsunuz. Aslolan kazancın vergilendirilmesidir. Vergisini zamanında ve eksiksiz veren mükellefin ne suçu var-'' dedi.
Türkiye'nin büyüme ve vergi hedefine ulaşamayacağını ileri süren Sarı, yılın ikinci çeyreğinde vergi hedefinin tutturulması için çok ciddi zamlar yapılacağını ileri sürdü.
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, varlık barışıyla suç ve suçluların affedildiğini, kayıt dışının meşrulaştırıldığını savundu. Terör örgütü PKK'nın paralarıyla kentlerde yeni ve meşru bir güç elde edeceğini ileri süren Akçay, ''AKP, terör örgütünü aklama çabasındadır. Bir süre önce yasalaşan terörün finansmanının bir anlamı kalmayacak'' dedi.
BDP Mardin Milletvekili Erol Dora, 1997 öncesi yatırımların ÇED kapsamı dışında tutulmasının skandal olduğunu savunarak, bu yaklaşımı ekolojik denge açısından sakıncalı bulduklarını kaydetti.
Dora, varlık barışının, ekonomide istenen çıkışı yakalayamayan AK Parti'nin kendisi için bir şans görerek gündeme getirdiğini söyledi.
CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt, tasarının en önemli düzenlemesinin bazı yatırımların ÇED dışında tutulması olduğunu belirterek, hangi yatırımcıların bundan yararlanacağının açıklanmadığını savundu.
MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'e, ''Varlık barışını daha önce yapacağınızı siz de bilmiyordunuz, yoksa bütçede olurdu. Bu ülkeye para gelmesinden kim rahatsız olur. PKK'lıların dağda geçen sürelerinin emekliliğe sayılıp sayılmayacağını, Oslo'da buna söz verip vermediğinizi sordum. Siz de alçaklık olarak değerlendirdiğinizi söylediniz. Bundan memnuniyet duydum. Oslo kayıtlarını verip 'bu aynısıdır, Bakanlar Kurulu'nda görüştük' diyebiliyor musunuz- 'Oslo görüşmeleri, İmralı'da söylenenler doğru değil' deyin Türk milleti rahatlasın'' diye konuştu.
-''Ekonomide iyi hava zaten var''-
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, tasarıdaki düzenlemeler hakkında bilgi verdi. Çelik, Ceylanpınar'da 1937 yılından beri göçerlerin yaşadığı sorunun çözülmesi için adım atıldığını anlatan Çelik, daha önce yapılan düzenlemenin, Ceylanpınar tarım işletmesi dışında çözüm arayışını içerdiği için sonuç vermediğini, ancak tasarıyla arazi içinde çözüleceğini ve bir sosyal yaranın ortadan kalkacağını kaydetti.
1997 yılında yatırım programına alınan ve ihale süreci başlamış olan yatırımların ÇED kapsamı dışında tutulduğunu anlatan Çelik, ''Bu bizim dönemimizde oluşan bir sorun değil. Geçmiş dönemde oluşan, yargıya intikal eden ve birçok iptallerle işlemez noktaya gelen uygulamaların, yasal düzenlemelerle çelişmesini sonlandırılmasına dönük düzenlemedir. 1997 sonrası projeler için ÇED istenmeyeceği doğru değil'' dedi.
Çelik, varlık barışına işaret ederek, yapılan eleştirilere karşı şunları söyledi:
''Ekonomide olumlu hava yaratılıyor dendi. Ekonomide olumlu hava niye yaratalım, ekonomide iyi hava var zaten. Bunu bütün dünya kabul ediyor da biz mi kabul etmeyeceğiz- Varlık barışı ekonominin iyi gitmediği anlamını taşıyor deniyor. Enteresan, varlık barışının ekonomik kriz dönemlerinde yapılabileceği, sağlıklı bir yaklaşım değil. Akıl ve yönetim onu gerektirir ki kriz süreçleri doğmadan, o ihtimaller hiç yokken, o ihtimalleri gündeme getirmeyecek önlemler alınsın. 11 yıldır dünyada küresel krizler yaşanmasına rağmen Türkiye'de eğer bu sorunlar diğer ülkelerde yaşandığı boyutuyla yaşanmıyorsa, çok akılcı, çok doğru kurallara uygun ekonomik anlayışın işbaşında olduğunu gösteriyor. Varlık barışının zamanlaması bizce de manidar. Kaynak, finansman, para dışarıda. Reel faizler dışarıda eksi, OECD vergi cenneti ülkelere savaş açmış, bankacılık sektörü yurtdışında sıkıntılı, Türkiye'de güvenilir bir ortamda. Bu durumda dışarıdaki kaynağı çekmek için çok uygun ortam yok mu- Var. Zamanlamanın manidar olduğuna ben de aynen katılıyorum. Tam zamanıdır varlık barışının gündeme getirilmesi. Amaç dışarıdaki kaynağın içeriye girmesidir. Kayıt dışındaki bir şey kayıt altına girecek, yatırım, istihdam olacak. Bunun neresi yanlış, anlamakta zorlanıyorum. Varlık barışı yaptık, buradan geçti.Yurtdışı beyan edilen beyan tutarı 27,8 milyar, yurtiçi beyan edilen değer 20,3 milyar lira. Tahakkuk edilen toplam vergi, 1,5 milyar. Bu gerçekleşen bir şey. Ne olacağını bugün nasıl isteyebilirsiniz- Umarız ki bunun üzerinde bir rakam gerçekleşir. Varlık barışı kesinlikle suç aklamaya dönük yasa değil. Sadece yurtdışı para ve kaynakların milli ekonomiye kazandırılmasından ibarettir. ''
-''Sıkıntı yaşanmamaktadır''-
Milletvekillerinin sorularını da yanıtlayan Çelik, sosyal güvenlik destek priminin Türkiye'de emeklilik yaşı belli düzeye gelinceye kadar devam etmek zorunda olduğunu belirterek, uygun bir yaş ortamında değerlendirilmesinin doğru olacağını kaydetti.
Çelik, ''Kanser hastalarının ilaç bulamaması söz konusu değil. Hasta sayısı az diye gelmeyen ilaçtan vatandaşı mahrum etme durum yok. Bu konuda sıkıntı yaşanmamaktadır. Münferit bazı olaylar gündeme geliyor, bunlar da kısa sürede çözüme kavuşuyor'' dedi.
.
Taşeron ile ilgili çalışmayı bakanlık olarak tamamladıklarını anlatan Çelik, ''Tarafları çok keskin ve yargı kararları da var. Nihai görüşmeyi yapıp, bir an önce Parlamento'ya gelmesinde biz de çok sabırsızız. Ama çok farklı uç noktalarda değerlendirmeler söz konusu'' diye konuştu.
Sağlıkta dönüşüm programının son derece önemli olduğunu ve sürdürülebilirliği konusunda sıkıntı olmadığını ifade eden Çelik, ''2008 yılı öncesinde sınırsız katkı payı vardı, 10 katını da 20 katını da alabilirdiniz. Şimdi özel hastanelerde iki katına kadar uygulanmasında Bakanlar Kurulu yetkili kılınıyor. Birinci, ikinci, üçüncü sağlık basamakları kuruluşları vatandaşın hizmetindedir. Üniversite, devlet, eğitim hastanelerinde ve aile hekimiliğinde sıkıntı varmış gibi takdim ediyorsunuz, bu doğru değil. Kamunun hizmetlerinde hiçbir aksama yok. Türkiye son derece başarılı şekilde sağlık hizmetleri sürdürülüyor. Vatandaşın memnuniyeti de üst seviyede'' değerlendirmesinde bulundu.
Çelik, göçerlere tapularının verileceğini, arazi sahibi olacaklarını ve kendi yerlerinde yerleşik olarak yaşamlarını sürdüreceklerini söyledi.
Tasarının ikinci bölümü üzerindeki görüşmeler tamamlanarak maddelerine geçildi.
Muhabir: Melda Çetiner
Yayıncı: Sefa Salantur
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik'ten Açıklama
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, ''varlık barışı''nın gündeme getirilmesinin tam zamanı olduğunu belirterek, suç aklamaya dönük olmadığını söyledi.