Cameron'dan Türkiye'nin Ab Üyeliğine 'Güçlü' Destek

Cameron'dan Türkiye'nin Ab Üyeliğine 'Güçlü' Destek

İngiltere Başbakanı David Cameron, Türkiye'nin AB üyeliğinin en güçlü savunucularından biri olacağını vurgulayarak, "AB Türkiye'siz daha güçlü olmayacak, daha güçsüz olacak, daha güvenli olmayacak, daha güvensiz olacak, daha zengin olmayacak, daha yoksul olacaktır" dedi

İngiltere Başbakanı David Cameron, Türkiye'nin AB üyeliğinin en güçlü savunucularından biri olacağını vurgulayarak, "AB Türkiye'siz daha güçlü olmayacak, daha güçsüz olacak, daha güvenli olmayacak, daha güvensiz olacak, daha zengin olmayacak, daha yoksul olacaktır" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın davetlisi olarak Türkiye'ye resmi ziyaret gerçekleştiren İngiltere Başbakanı Cameron, bugün TOBB'u ziyaret etti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ve İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague'nin de katıldığı ziyarette İngiltere Başbakanı Cameron ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu birer konuşma yaptı. Cameron, iş dünyasının temsilcilerine hitaben yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AB üyeliğine yönelik önemli mesajlar verdi.

"EN HIZLI HANGİ AVRUPA ÜLKESİ BÜYÜDÜ, TABİİ Kİ TÜRKİYE"
Cameron, ziyareti öncesinde kendisine 'Neden Türkiye?' ve 'Neden bu kadar çabuk' sorularının yöneltildiğini hatırlatarak, Türkiye'nin, İngiltere'nin ekonomisi, güvenliği, siyaseti ve diplomasisi için büyük önem taşıdığını vurguladı. Hangi Avrupa ülkesinin bu yılın başında yüzde 11 büyüdüğünü, hangi ülkenin Avrupa'nın en genç nüfusuna sahip olduğunu, hangi Avrupa ülkesinin 2050 yılında en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer alacağını soran Cameron, yönelttiği sorulara Türkçe olarak 'Tabii ki Türkiye'
karşılığını verdi.
Cameron, dün Türkiye'nin teröre karşı ödediği bedellerin bir başka örneğinin yaşandığına işaret ederek, terörle mücadelesinde Türkiye'nin yanında olduklarını ve ellerinden gelen yardımı yapacaklarını ifade etti. Türkiye'nin doğu ve batının birleştiği noktada eşsiz bir pozisyona sahip olduğunu kaydeden Cameron, nüfusunun çoğu Müslüman olan hangi ülkenin hem İsrail'le iyi ilişkilere sahip, hem de Filistin'le iyi ilişkiler içinde olduğu sorusuna da 'Tabii ki Türkiye' cevabını verdi. Cameron, Türkiye'nin
batının sahip olmayı umamayacağı bir inanılırlığa ve güvenilirliğe sahip olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin AB üyeliğine destek vermek için Ankara'da olduğunu dile getiren Cameron, Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkanların söylemlerine işaret ederek, Fransa Cumhurbaşkanı De Gaulle'nin İngiltere'nin AB üyesi olmadan önce söylediği, 'Karşımızda Avrupalı olmayan bir ülke var' sözüne Türkiye'nin bugün yabancı olmadığını söyledi. Türkiye'nin AB üyeliğinin en güçlü savunucularından biri olacağını belirten Cameron, Ankara'ya Brüksel'in yolunu açmak için birlikte çalışacaklarını dile getirdi. Türkiye'nin AB
üyeliğine karşı olanların üç gruba ayrıldığını anlatan Cameron, bunların 'korumacılar', 'kutuplaşmış olanlar' ve 'önyargılılar' olduğuna işaret etti. Korumacıların Türkiye'nin ekonomik olarak büyümesinden korkanlar olduğunu belirten Cameron, bu grubun ticareti sonuçsuz bir oyun olarak gördüğünü, bir ülkenin başarısının kendi ülkelerinin başarısızlığı olacağını düşündüklerini anlattı. Ticaretin temelinin herkesin bundan faydalanması olduğunu vurgulayan Cameron, ticaretin önündeki engelleri ve global
bürokrasiyi ortadan kaldırmak için ellerinden geleni yapacaklarını ifade etti. Türkiye ile İngiltere arasındaki ticaret hacminin 9 milyar dolar olduğuna işaret eden Cameron, önümüzdeki 5 yıl içinde bunu iki katına çıkarmayı hedeflediklerini dile getirdi. Cameron, "Korumacıların kazanmasına izin veremeyiz" diye konuştu.
Kutuplaşmış olanların Türkiye'nin doğu ile batı arasında tercih yapması gerektiğini söylediklerine işaret eden Cameron, Türkiye'nin her ikisini de seçtiğini, böylece bölge ülkelerinin güvenliği için önemli bir seçim yaptığını söyledi.

"GAZZE AÇIK HAVA HAPİSHANESİ OLARAK KALAMAZ"
Önyargılı olanların ise İslamiyet'i doğru anlayamadıklarını kaydeden Cameron, Türkiye'nin İsrail ve Arap dünyası ile paha biçilmez ilişkilere sahip olduğunu kaydetti. Türkiye'nin İsrail'in dostu olduğuna dikkat çeken Cameron, bu dostluktan vazgeçmemesini istediklerini söyledi. Cameron, "İsrail'in Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine yönelik saldırısı kabul edilemez. İsrail Başbakanı Netenyahu'dan İsrail'de sürdürülen soruşturmanın hızla sonuçlandırılmasını istedim. Gazze'deki durum değiştirilmek
zorunda. Gazze bir açık hava hapishanesi olarak kalamaz. Buna izin veremeyiz. Umarım Türkiye iki tarafın biraraya gelmesi ve sorunun çözümü için elinden geleni yapar" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin Ortadoğu'daki rolünün İran'ın nükleer programı açısından da son derece önemli olduğunu ifade eden Cameron, bu konuda Türkiye'ye ihtiyaçları olduğunu, Türkiye'nin İran'a uluslararası toplumun bu sürece dahil edilmesi yönündeki kararlılığı anlatması gerektiğini belirtti.

"İSLAM'IN DEĞERLERİYLE AB DEĞERLERİ UYUMSUZ DEĞİL"
Bazı insanların İslam'ın değerleriyle Hristiyanlık ve Museviliğin değerlerinin aynı olduğunu anlayamadıklarını belirten Cameron, gerçek İslam'ın değerlerinin AB'nin değerleriyle uyumsuz olmadığını her zaman söylediğini hatırlattı. Cameron, "AB, bir dinle değil birtakım değerlerle tanımlanır. Türkiye laik bir ülke. Önemli reformlar gerçekleştirdi. Biz sizden farklı bir ülke olmanızı, değerlerinizi bir kenara bırakmanızı istemiyoruz. Ama AB'ye yönelik reformlarınızı desteklemek istiyoruz. Türkiye'nin insan
hakları ve demokrasi konusundaki ilerlemesinden AB de güç kazanacaktır. Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olanları, korumacıları, kutuplaşmış olanları ve önyargılı olanları ikna etmemiz gerekiyor. İslam değil İslam konusundaki önyargılar asıl sorundur. AB Türkiye'siz daha güçlü olmayacak, daha güçsüz olacak, daha güvenli olmayacak, daha güvensiz olacak, daha zengin olmayacak, daha yoksul olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ise güçlü ekonomisi, köklü kültürel ve siyasi geçmişiyle hem Avrupa hem de tüm dünya tarihine ve ekonomisine yön vermiş olan İngiltere'nin Türkiye için de her zaman öncelikli ortak olduğunu söyledi. İngiltere'nin, Türkiye'nin hem siyasi alanda dünyanın birçok bölgesinde işbirliği içinde olduğu güçlü bir müttefik, hem de çok boyutlu ekonomik bağları olan bir ülke olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, "İş dünyası dostu bir başbakan olarak, liderliğinizle hem Birleşik Krallığa, hem
Avrupa Birliği'ne yeni bir enerji ve vizyon kazandıracağınıza inanıyoruz. Yeni hükümetinizi kutluyor, başarılar diliyorum" dedi.
Dünyanın önünde engelli bir yokuş bulunduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, 2009 yılında dünya ekonomilerinin ortalama yüzde 5 küçüldüğüne işaret etti. Dünyada üretilen mal ve hizmetlerin toplam değerinin 3.3 trilyon dolar azaldığını, küresel ticaret hacminin yüzde 25 gerilediğini, 27 milyon kişinin işini kaybettiğini, kısacası küresel krizin arkasında büyük bir ekonomik ve sosyal sorun bıraktığını anlatan Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu:
"Avrupa Birliği'nin 6. büyük ekonomisi ve ortağı olarak tabii ki biz de etkilendik. Ancak bu sıkıntılı dönemin izlerini korumacı politikalar izleyerek silemeyiz. Aksine, ticaretimizi daha da arttırmalı, daha yakın işbirliği yapmalıyız. Biz, Avrupa Birliği'nin refahını geleceğimiz olarak görüyoruz. Şimdi yeni bir dünya düzeni kuruyoruz. Bu yeni düzende biz, hem dünyada hem bölgemizde istikrar ve güven ortamı istiyoruz. Daha fazla ticaret yapmak ve birlikte zengin olmak istiyoruz. Bu anlayışla genç ve
kadın girişimcilerimizin önünü açmak ve onlara barış ve refah içinde bir dünya bırakmak istiyoruz. Bu bizim yeni nesillere borcumuzdur."

HİSARCIKLIOĞLU: "AB'DEN AYRICALIK İSTEMİYORUZ AMA AYRIMCI MUAMELEYİ DE KABUL ETMİYORUZ"
Türkiye'nin dış ticaretinin yaklaşık yarısının AB üyesi ülkelere gerçekleştiğine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, konuk Başbakan'a 'vize' siteminde bulundu. Hisarcıklıoğlu şunları kaydetti:
"Mal satıyoruz, sattığımızdan fazlasını da alıyoruz. Mallarımız AB ülkelerinde serbestçe dolaşıyor. Ancak malın sahibine vize uygulanıyor. Avrupa Adalet Divanı vizenin kaldırılması gerektiğine karar verdi. Sattığımız veya satın aldığımız malların nakliyesinde kısıtlamalara katlanmak zorunda kalıyoruz. Taşıma kotalarını aşamıyoruz. Diğer taraftan Avrupa Birliği'nin imzaladığı serbest ticaret anlaşmaları, asimetrik uygulamalara ve haksız rekabete yol açıyor. Bu sürece katılmak istiyoruz. Halbuki ortaklık
ilişkimiz aslında Türkiye'yi AB üyeliğine götürecek bir süreç olarak tasarlanmıştı. Biz Avrupa Birliği'nden bir ayrıcalık istemiyoruz, ama herhangi ayrımcı bir muameleyi de kabul etmiyoruz. Türkiye'nin ve Türk vatandaşlarının kazanılmış haklarının gözetilmesini istiyoruz. Biz bu anlayışla ilerlemek istiyoruz."
Konuşmaların ardından Cameron, TOBB binasından ayrıldlı. Cameron, geniş güvenlik önlemlerinin alındığı TOBB binasından TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ve TOBB üyesi işadamları tarafından uğurlandı.
(ZÇ-CC-Y)

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile