CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ve milletvekili arkadaşlarının imzasıyla TBMM Başkanlığı'na sunulan araştırma önergesinde, 28 Mayıs'ta gece saatlerinde İstanbul Taksim'deki Gezi Parkı'nın yıkılmasına ve ağaçların sökülmesine karşı İstanbul'da başlayan demokratik direnişin yedi gündür Türkiye'ye yayılarak devam ettiği anımsatıldı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın olayları değerlendirirken, sorumluluktan uzak bir anlayışla toplumu bölen bir söylem kullandığı iddia edilen gerekçede, "Başbakan ilk tepkisinde 'kendisinin de 1 milyon kişiyi toplayabileceğini' ifade etmiş, ertesin gün de bu tutumunu sürdürerek 'toplumun en az 50'sini zor tuttuğunu' ifade ederek, tehdit ve tahriklerine devam etmiştir. Başbakan'ın bu tutumu güvenlik güçlerinin halka daha sert müdahale etmesine yol açmış, bunun sonucunda 1800'ün üzerinde yurttaşımızın gözaltına alındığı, bir o kadar insanımızın da ağır yaralandığı olaylar yaşanmıştır. Bizzat Başbakan'ın himayesi ve kanunsuz emirleri ile yönlendirilen güvenlik güçleri, savaş zamanlarında bile dokunulmayan revir haline dönüştürülen mekanlara hedef gözeterek gaz bombaları atmışlardır" denildi.
Türkiye'nin, anayasal güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanılamadığı, yaşam hakkına kadar uzanan ihlallerin yaşandığı, hak arama özgürlüğünün zor ve şiddetle bastırıldığı bir ülke konumuna düşürüldüğü savunulan gerekçede, salt orantısız güç kullanma olayının ötesinde, hiçbir demokratik ülkede yaşanmayacak insan hakkı ihlallerinin sözkonusu olduğu ileri sürüldü.
Gerekçede, şöyle denildi:
"Yaşananlar, basındaki örtülü sansürün açık sansüre dönüştüğünü net bir şekilde gözler önüne sermiştir. Basın, Başbakan'ın baskı ve yönlendirmesi sonucunda yaşananları yok saymış, basit olaylar şeklinde yansıtmıştır. Bu süreçte, merkez medya olarak nitelendiren basın yayın organlarının neredeyse hiç yer vermediği Gezi Parkı olaylarının, dünyada birçok basın yayın kuruluşu tarafından ilk haber olarak verilmesi bu tespiti doğrulamaktadır. Bu bakımdan Türkiye'de basının 4. kuvvet olma niteliğini yitirdiği, demokrasilerin vazgeçilmez unsuru olan halkın doğru bilgilenme hakkının yok edildiği, özgür basının susturulduğu, Reyhanlı'dan sonra bu olaylarla bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Gezi Parkı olaylarında Anayasal güvenceye alınmış temel hak ve özgürlükleri ihlal edenlerin tespiti ile halka yönelik orantısız güç kullanımına ilişkin olarak kanunsuz emir verenler ile bu emirleri yerine getirenlerin belirlenmesi ve siyasi iktidarın basın üzerindeki baskılarının ortaya çıkarılması amacıyla Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz."
CHP, sözkonusu araştırma önergesinin yarın TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesini isteyecek.
Chp'den Taksim Gezi Parkı Olayları İçin Araştırma İstemi
TBMM - CHP, Taksim Gezi Parkı olayları ve sonrasında yaşananların araştırılmasını istedi.