CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Açıklaması

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) planladığı bağımsızlık referandumun yapılması halinde bunu gayrimeşru göreceklerini, çıkan sonucu tanımayacaklarını bildirdi.

Yılmaz, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, referandumu tek taraflı bir adım olarak gördüklerini, bunun Irak'ın toprak bütünlüğünü ihlal edecek bir gelişme olduğunu söyledi.

IKBY Başkanı Mesut Barzani'nin, kendilerinden ve diğer çevrelerden gelen uyarıları dikkate almadığını belirten Yılmaz, bununla ilgili uluslararası toplumdan da sesler yükseldiğine işaret etti.

Yılmaz, referandumun sadece IKBY yönetiminin mevcut sınırlarını içermediğine dikkati çekerek, 'Referandum yapılırsa gayrimeşru olarak göreceğiz, çıkan sonucu tanımayacağız. Hükümetin de gerekli duyarlılığı göstermesi gerekir. Bölgede IŞİD belası temizlenmemişken, bu yönde tek taraflı oldubitti anlayışla adım atılması, bölgede tansiyonu iyice yükseltecek. Suriye benzeri iç savaşı tetikleyebilir.' ifadesini kullandı.

-'Erdoğan üzerinden Türkiye'ye zarar verilmesi yanlış'

Türkiye-Almanya ilişkilerini de değerlendiren Yılmaz, Almanya'da Türkiye konusunun iç politika malzemesi yapılmaya devam ettiğini vurguladı. Yılmaz, Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Martin Schulz ve Angela Merkel'in tartışmalarına bakıldığında, ikisinin de başından beri Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğu, rol yaptığının görüldüğünü dile getirdi.

Türkiye'nin AB üyeliğinin iç politika malzemesi yapılmasının yanlış olduğuna değinen Yılmaz, Merkel'in, Türkiye'nin üyelik müzakerelerinin askıya alınması, tamamen sonlandırılması konusunda AB liderleriyle görüşme yapacağını belirttiğini anımsattı. Yılmaz, teknik açıdan üyeliğin askıya alınmasının AB'de nitelikli çoğunluğu; üyeliğin tamamen durdurulmasının ise oybirliğini gerektirdiğine işaret etti. Yılmaz, Merkel'in, Avrupa'daki Erdoğan karşıtı çevrelerden destek alması halinde ekim ayında müzakere sürecinin durdurulabileceğini, bunu yanlış bulduklarını belirtti.

Yılmaz, Almanya'nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üzerinden Türkiye'ye zarar vermesini yanlış bulduklarını ifade ederek, buna son verilmesini istedi. Yılmaz, Türkiye'nin Almanya ve daha geniş bağlamda AB ile ilişkilerinde 'kazan-kazan' politikası oynaması gerektiğini söyledi.

Erdoğan'ın, 'AB ülkeleri, Türkiye'ye dönük yükümlülüklerini yerine getirmedi.' dediğini anlatan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Bu doğru. Türkiye'nin müzakere sürecine ikircikli yaklaştılar, yüzlerinde maske oldu. Bazı fasılların açılmasına hiçbir gerekçe yokken karşı durdurlar. Sayın Cumhurbaşkanı da AB üyeliğinin gerektirdiği demokratik olgunluğu gösterip o yönde adımlar atmadı. 16 Nisan referandumunda sunduğu paket, Türkiye'yi AB'den, hukukun üstünlüğünden, demokrasinden uzaklaştıran paket. OHAL rejimi uygulanıyor, hukukun üstünlüğü bitmiş, demokrasinin kurumsal olarak beli kırılmış, böyle ortamda AB üyeliğinden bahsetmek, sanki AB üyeliğinin gereğini yapmış da başkaları karşı geliyormuş gibi tablo sergilemek aldatmacadır. Bu karşılıklı yükümlülükler içeren bir süreç. AB ülkeleri ikiyüzlülük yaptı, 16 Nisan'dan sonra da AKP ikiyüzlülük yapıyor, demokrasinin gereğini yapmıyor.'

-'Arakan'da şiddet son bulmalı'

Yılmaz'a, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Irak'ın kuzeyinde yapılacacağı açıklanan referandumla ilgili, 'Referanduma Destek Komitesi'nin kendisini ziyaretinde 'Referandum haktır.' dediği iddiaları soruldu.

Bilgisi dahilinde Referandum Komitesi şeklinde bir komitenin ziyaretinin olmadığını belirten Yılmaz, Kılıçdaroğlu'nun böyle bir ifadesinin bulunmadığını bildirdi.

Yılmaz, 'Barzani'nin sürekli şekilde gönlünü hoş tutanlar, ona kırmızı halı serenler, onun bayrağını Irak merkezi hükümetinin itirazlarına rağmen göndere çekenler, Diyarbakır'da elinden tutup alkışlatanlar, eziklik içinde tepki de gösteremiyorlar. Başka tarafı suçlamaları gerekiyor.' dedi.

Arakan'da şiddetin son bulmasını istediklerini aktaran Yılmaz, uluslararası toplumun yeterince aktif davranmadığını üzülerek gördüklerini belirtti. Yılmaz, bir an önce uluslararası toplumun el atmasını, Myanmar yönetiminin gerekli adımları atmasını, huzurun, uzlaşmanın sağlanmasını beklediklerini sözlerine ekledi.