Günde onlarca köpek “ötanazi” adı altında yok ediliyor
İddialara göre bir işçi ve bir veteriner hekim eliyle yürütülen bu uygulama, sokaklardan polis zoruyla toplanan hayvanların sistematik biçimde yaşamdan koparılmasına kadar uzanıyor.

'Öldüren Yönetim İstemiyoruz'
Hayvan hakları savunucuları, yaşananları “akıl almaz bir seri cinayet düzeni” olarak nitelendirirken, Ankara'daki tüm barınakların fiilen olay mahalline dönüştüğünü vurguluyor. Sokaklardan zorla alınıp kapatılan hayvanların bir daha geri dönememesi, kamuoyunda “toplu imha” tartışmasını beraberinde getirdi.
Gözler CHP'li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'a çevrilmiş durumda. Aktivistler, Yavaş'ın hayvanların öldürülmesinin önünü açan yasal düzenlemelere sessiz kalarak bu sürece fiilen göz yumduğunu savunuyor. “Sorumluluktan kaçmak uğruna hayvanların yaşam hakkı feda ediliyor” tepkisi giderek büyüyor.
Hayvan hakları savunucuları, belediyenin yalnızca insan yaşamını merkeze alan, hayvanları ise yok sayan politikalarını aylardır teşhir ettiklerini belirtiyor. “Ankara'da hayvanları koruyamayan, aksine öldüren bir yönetim istemiyoruz” çağrısı yapılırken, kent genelindeki tüm barınakların kapılarının açılması talep ediliyor.
'Ankara'nın Utancı'
Uzman görüşlerine ve bilimsel uyarılara rağmen çok sayıda hayvanın dar alanlarda zorla tutulduğu, bunun da hem hastalık hem ölümle sonuçlandığı ifade ediliyor. Buna karşın belediyenin sokaklardan hayvan toplamaya devam etmesi “Ankara'nın utancı” olarak nitelendiriliyor.
Yetkililerden gelebilecek açıklamalara güven kalmadığını söyleyen hayvan hakları savunucuları, bu ölçekte bir uygulamanın ancak üst düzey talimatla mümkün olabileceğini vurguluyor. “Birkaç personelin görevden alınmasıyla bu suç örtbas edilemez” deniliyor.
Daha önce Mamak Barınağı'nda olduğu gibi, barınaklara tadilat gerekçesiyle erişimin engellenebileceği endişesi de dile getiriliyor. Aktivistler, gönüllülerin ve bağımsız gözlemcilerin barınaklardan uzak tutulmasının gerçeklerin gizlenmesine hizmet ettiğini savunuyor.
'Hesap Verecekler'
“Bu hikâyeyi ölü köpeklerin bedenlerinden, barınaklardan yükselen çığlıklardan ve kamuoyuna anlatılan çelişkili açıklamalardan biliyoruz” diyen hayvan hakları savunucuları, yaşananların unutulmayacağını ve sorumluların er ya da geç hesap vereceğini belirtiyor.



















