Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Erzurum mitinginde sarf ettiği, "CHP'nin genel başkanı freni patlamış kamyon gibi" sözünü hatırlatan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, vatandaşlardan yetki istedi. Halktan 'hayır' sözü isteyen Kılıçdaroğlu, "Sandık geliyor. AK Parti darbesine 'hayır' diyeceğiz. Mücadelemizi önce 12 Eylülde yapacağız. Sonra sıra başbakanlığa geliyor. İsterseniz cebini değil, halkı düşünen bir başbakan olarak Zonguldak'a tekrar geleceğiz. Zonguldak, emeğin başkentidir. Kara elmasın
başkentidir. Zonguldak'ta ekmek kazanmak, alın teri dökmek o kadar kolay değil. Denizin yüzlerce metre altında çalışacaksın. Yüzündeki kara, alnındaki akla birleşecek. Siyasete girerken halka hep doğruları söylemeye söz verdim. Hep doğruları söyleyeceğiz. Kimseye iftara atmayacağıma da söz verdim" dedi.
Başbakan'ın iftira attığını öne süren CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a sorular yönelterek şöyle dedi:
"Konuşuyor ve 'İftira atıyor' diyor. Ben sayacağım. Notumu aldım. Recep Bey, dedi mi çıkıp, 'Ben işçi emeklisiyim, sen memur emeklisiyim.' Ben onun emekli sandığı emeklisi olduğunu söyledim. Yaptığı konuşmada, 'Senin baban vefat etmiş. Baban yaşasaydı sana sen bir Başbakan'a nasıl kalpazan dersin' dermiş. Ben sana kalpazan demiyorum. Kalpazan demenin de suç olduğunu biliyorum. Ama sana 'kalpazan' diyen ben değilim Türkiye Cumhuriyeti'nin savcılığı diyor sana 'kalpazan' diye. Artık babalara gidiyorlar.
Daha yetmedi, şimdi söylüyorum. Başbakan duysun. Senin başbakan iken Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gönderdiğin yazıda, 'Kalpazan Recep Tayyip Erdoğan' diye bir imzan yok mu? Yok diyorsan o yazıyı yakana yapıştıracağım. Senin imzaladığın yazıda yok mu? Sen de Başbakan olarak altına imza atmışsın. Niye bana dönüp diyorsun? Ben bunu söylüyorum. Sen bana, 'İftira atıyor' diyorsun. Her yerde doğruları söyleyeceğiz. İstediği kadar rahatsız olsun. Uzun süredir söylüyorum. Sen yırtık ayakkabı ile siyasete girdin.
Yoksulluk edebiyatı yapıyordun. Üsküdar'da etrafı iki duvarlı örtülü havuzlu villada oturuyorsun. Ama bir ayrıntı varmış. Başbakan orada kirada oturuyormuş. Kimin evinde kirada oturuyorsun? Ayda kaç lira kira veriyorsun? Çıksın cevabını versin."
Anayasa değişikliği ile 12 Eylülcülerden hesap sorulacağını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "'Biz bu Anayasa'yı getiriyoruz 12 Eylülcülerden hesap sormak için. 12 Eylül Anayasası çıkarıyorlarmış da Kenan Paşa'dan hesap soracaklarmış. Ama senin Adalet Bakan'ın çıkıp, 'Zaman aşımına uğradı, ondan kimse hesap soramaz' diyor. Söyle bakalım Recep Bey, millete kim yalan söylüyor. AK Parti halka hesap verecek" ifadelerini kullandı.
"DARBELERE KARŞI ÇIKTIK"
Demokrasilerin darbelerden yara aldığını anlatan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Darbelere her zaman karşı çıktık. Demokrasiler darbelerden yara almıştır. Sana 27 Nisan'da muhtıra verdiler. Sana muhtıra verenlere niye hesap sormuyorsun? Bütün yasada engelleri aşacağız. Hesap sormak istiyorsan sana destek vereceğiz. Ne dedi Recep Bey, yan çizdiler. 'Aman efendim hesap sorulur mu?' dediler. Hesap sorulması gereken adama ne yapmışlar? Kurşun geçirmez araba almışlar. Bunu söyleyemez. Kendileri, Üstün
Hizmet Madalyası'nı Bakanlar Kurulu kararı ile verdi. Şimdi sorun şudur: Dün hükümete muhtıra veren bir Genelkurmay Başkanı'na o hükümet hangi gerekçe ile Üstün Hizmet Madalyası verir. Soru açık mı, Recep Bey anlar mı? Darbe mağduru edebiyatının ne kadar yanlış olduğu ortaya çıkıyor. CHP'nin iktidarında o muhtırayı verenlerden hesap sormak bizim görevimiz oyacaktır" dedi.
DUBAİ ANLAŞMASI
Hükümetin Dubai'de hangi koşullarda anlaşma imzaladığını soran CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Siz hangi koşullarda, hangi ahlaki anlayışla Dubai'de anlaşma imzaladınız? Ne karşılığında? 1 milyar dolar para verirseniz Türk ordusu Irak'a girmeyecek diye. 'Anlaşma imzalayamadık' diyemiyorlar. Bu anlaşmayı bir vekil olarak istedim. Bana gelen yazıda gizlilik nedeniyle örneğini gönderemediklerine dair yazı geldi. Böyle bir anlaşma hangi iktidarın yetkisinde ve görevindedir. Ben bunu ülkeye ihanetle suçladım. Aynı suçlamam devam ediyor. Bu anlaşmadan haberin olduğu zaman Bilkent Otel'de iki Dışişleri
bürokratı ve yanında Ali Babacan ile görüştün mü, görüşmedin mi? Buna cevap veremezler. Bizim söylediklerimize 'iftira' diyorlar. Bildiğimiz doğruları söyleriz. Elimizde delil olmadan konuşmayız. Farkımız ondadır. Bizde palavra yok. AK Parti'nin maskesini indirmek bizim görevimizdir. Başbakan, televizyon kanallarında, meydanlarda dokunulmazlıkları kaldıracağını söyledi. Kaldırdı mı? Eğer bir Başbakan dürüst ise, arkasında leke yoksa, dosyaları yoksa, yolsuzluğa bulaşmamışsa, adam gibi adamsa verdiği sözü
tutar, dokunulmazlıkları kaldırır. Kaldırabiliyor mu? Kaldıramıyor. Kim sözünde durmuyor? Size Recep Bey'i tanıtıyorum. 'Bir şeyi düzelteceğim' diyorsa bilin ki onu bozacaktır. 'Özgürlükleri getiriyorum' diyorsa bilin ki özgürlükleri kısıtlayacaktır. Söylemi ile eylemi taban tabana zıt olan bir siyasetçidir."
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Anayasa değişikliğinden sonra dava açan memurun kendi cebinden avukat parası ödemeye mahkum olacağını öne süren Genel Başkan Kılıçdaroğlu, "Anayasa değişikliği getiriyorlar. 'Memurun ve emeklinin aylığına zam gelecek' diyorlar. İnanıyor musunuz? Sen Anayasa'yı bırak, sen memurun ve emeklinin maaşına zam yapmak istiyorsan, buna Anayasa değişikliğine gerek yok ki. Alırsın Bakanlar Kurulu kararını, zam yaparsın. Anayasa değişikliği ile kendi düşüncelerini hayata geçirmek istiyorlar. Nereye başvuruyoruz,
mahkemeye. Kanun getirdiler memurlara. Memura ne kadar aylık veriyorsun? Bunu bize 'demokrasi' diye yutturuyorlar. Sendikanız aracılığı ile yargıya başvurmanızı anayasaya hüküm koyarak kaldırıyorlar. Recep Bey, beni hor görecek ya 'Memur Kemal' diyor. Ben memurluktan şeref duydum. Yüzümün akıyla görev yaptım. Hiç kimse arkamdan bir şey söylemedi. Recep Bey, 'Aynaya baksın' demiş. Sabahleyin kalktım, 'Bir aynaya bakayım' dedim. Aynada memur Kemal'i, esnaf Kemal'i, emekli Kemal'i, çiftçi Kemal'i ve vatandaş
Kemal'i gördüm. Ama ben de izah ediyorum. Recep Bey'de bir aynaya baksın kimleri görecek? Aynaya baktığında kalpazanları görecek, hayali ihracatçıları, ihaleye fesat sokanları görecek. İstiyorsa, merak ediyorsa ben onların ismini tek tek veririm. Dosyaya baksın, Anayasa Komisyonu'nda dosyalar var. Oradan bakar öğrenir. Şimdi, diyorlar ki, 'Anayasayı getiriyoruz, memurların toplu sözleşme hakkını getiriyoruz.' Burası emeğin başkentidir. Bir yerde toplu sözleşme varsa grev hakkı da vardır. Memur kardeşlerime
soruyorum. Toplu sözleşmeye oturacaksınız. Yeni Anayasa'yı anlatıyorum. Anlaşamadınız. Hakem Kurulu'na gidecek. Hakem Kurulu'nda Recep Beyler var. Hepsi memur gariban adamlar. Recep Bey ne derse onu uygulayacaklar. Uzlaşma olmayınca yargıya başvurma hakkı yok. Anayasa hükmü haline getiriyorlar. Bunun sonucu yarın, 'Protez parası, ilaç parası, bunları makaslıyoruz' diyecekler. Bizim hedefimiz bu diyecekler. Yargıya başvurma hakkınız yok. 'Bu Anayasa'ya özgürlükçü ve demokratik bir anayasa' diyorlar. Kenan
Evren'in anayasasından daha kötü bir anayasadır. Adaleti istiyoruz. Mahkeme salonunda, 'Adalet mülktün temelidir' yazar. Oradaki mülk Recep Bey'in mülkü değildir" ifadelerini kullandı.
"RECEP BEY, YANLIŞ YAPIYORSUN"
Hiç kimsenin haksızlığa uğramasını istemediklerini anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, "Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını asan mahkeme, siyasi mahkeme değil miydi? Türkiye bu konuda çok ağır bedeller ödedi. Recep Bey yanlış yapıyorsun. Yargıyla oynama, bu kimseye yarar getirmez. Sen o zaman mağdur edebiyatı yapamazsın. Bu kardeşin gelecek, o dönemde yine sahip çıkacak. Çünkü biz kimsenin haksızlığa uğramasını istemeyiz. Hele hele Recep Bey gibi mağdur edebiyatının arkasına saklanmak istemeyiz. Bu Anayasa değişikliği
yolsuzlukları engelliyor mu? Çiftçinin derdine derman oluyor mu? Emekli, memur, sanayici, kimsenin derdini çözmüyor. Bu Anayasa değişikliği Recep Bey'in derdini çözüyor. Bir kişi devleti, bir kişi yargıyı ele geçirmek istiyor. Madem bu ülkede özgürlük ve demokrasi varsa, bu üniversitelerden niye ses çıkmıyor? YÖK var değil mi? Üniversitelerin başında yumruk gibi bekliyor. Yarın yargının başını ele geçirecek bir kişi başlayacak. Bir kişi konuşacak. O zaman ki mahkemeler adalet dağıtamaz. Onun için
Zonguldak'tayım. Hak aramanın ne olduğunu en iyi Zonguldaklılar bilir. Maden işçisinin verdiği emek mücadelesini en iyi Zonguldaklılar bilir. Büyük yürüyüş hala Türk toplumunun hafızasındadır" şeklinde konuştu.
"HAYIRSIZLAR, MEMLEKETİN YAKASINDAN KURTULSUN"
Anayasa değişikliği'ne 'hayır' diyeceklerini belirten CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Hakka ve adalete saygılıysak bu Anayasa'nın yeri 'hayır'dır. Hayır diyeceğiz ki hayırsızlar bu memleketin yakasından kurtulsun. 'Hayır' diyeceğiz ki gelecek kaygısı olmayan bir Türkiye'yi ayağa kaldıralım. 'Hayır' diyeceğiz ki ülke gerçek gündemine dönsün. Burası aynı zamanda emeklilerin de başkentidir. Emekliler için bir şey söylüyorum. Geçen yasama döneminde 5510 sayılı yasa çıktı. O yasanın bir maddesinde, 'Emekliye
milli gelir artışından pay verilemez' diye madde var. Emekli ikinci sınıf vatandaş mı?" diye konuştu.
MADEN OCAKLARI
CHP grup başkan vekili olduğu dönemde maden ocaklarında taşeronlaşma olmaması için kanun teklifi verdiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Başbakan'ın aldığı maaşı kendine az gelebilir. Başbakan taksi, dolmuş, uçak parası verir mi? Çocukları ABD'de okudu, masraf oldu mu? Zonguldak Meydanı'ndan bütün emekliler adına, sen taksi, dolmuş, metro, otobüs, uçak, helikopter parası vermezsin. Sen 10 bin lirayla geçinemiyorsun da emekli nasıl geçinsin? Beklediğiniz İntibak Yasası'nı da çıkaracağız. Çünkü biz rantın
değil, halkın iktidarıyız. Başbakan benim buraya genel başkan olarak ikinci gelişim. Daha önce maden şehitleri nedeniyle buraya gelmiştik. Otobüsümüzün müziği de çalmamıştı. Başbakan madenciliği kader olarak söylemişti. Bugün madenlerde şehit olan en çok işçi Türkiye'de var. Diğer yerlerde kader olmayan bir olay neden Türkiye'de kaderdi. Rapor açıklandı. Raporda yaşamını yitiren hiçbir işçinin kusuru yok. Kusur başkalarındadır. Bu bir cinayettir. Sorumluları hesap vermelidir. Bakın burası kara elmas
yatağıdır. Madem burası emeğin başkentidir, taşeronlaşmaya son vereceğiz. Her şey İş Kanunu'na bağlı olarak işleyecek. CHP'de grup başkan vekili iken kanun teklifi vermiştim. 'Taşeronda çalışan işçiler kadroya alınacak, hiç kimse taşeron çalışmayacak' diye. İnşallah bunu yaşama geçireceğiz" dedi.
Genel seçimlerde iktidar olacaklarını ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ben size söylüyorum. Anayasa'da bir düzenleme getiriyorlar. Memur sürgün olduğu zaman sendikası dava açardı. Memur cebinden para harcamazdı. Artık memur dava açınca parasını kendi verecek. Bütün memur kardeşlerime söylüyorum, bu Anayasa özgürlükleri engelleyen bir değişikliktir. Tek amacı Recep Bey'i yolsuzluklardan kurtarmaktır. 'Hayır' deyip Recep Bey'i hesap vereceği yere göndereceğiz. Beraber yaşayacağımız bir Türkiye'yi, işsizliğin ve yoksulluğun olmadığı bir Türkiye'yi, sosyal adaletin geliştiği
bir Türkiye'yi, üniversite öğrencilerinde yurt sorununu çözen bir Türkiye'yi hep beraber yapacağız. Seçimlerde haramilerin iktidarını al aşağı edeceğiz. Sarı sendikalara bir şey demiyorum. Onlar zaten kendilerini biliyorlar. Ama işçinin, memurun hakkını koruyacak sendikalara sesleniyorum. Kul hakkı yiyenleri asla affetmeyeceğiz. Onlardan hesap soracağım. Zonguldak'a yetki istemeye geldim. Herkesin kardeşçe yaşayabileceği bir Türkiye'yi hep birlikte kuralım."
CHP Lideri, konuşmasının ardından mitinge katılan vatandaşlara karanfil dağıttı. Kılıçdaroğlu, Zonguldak mitinginin ardından Çaycuma ilçesine hareket etti.
Chp Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Zonguldak'ta
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Zonguldak'a gelerek mitinge katıldı.