CHP Lideri Kılıçdaroğlu'ndan AK Parti Seçmenine Çağrı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin belediye başkan adayları ve proje tanıtım toplantısına katılmak üzere Burdur’a geldi. Kılıçdaroğlu, burada AK Parti seçmenine seslenerek oy istedi.
Havayolu ile geldiği Isparta Süleyman Demirel (SD) Havalimanı’nda, Isparta, Burdur ve Denizli’den gelen milletvekili, il, ilçe ve partinin çeşitli organlarında görev yapanlar tarafından karşılanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra karayolu ile Burdur’a geçti. Burdur Belediyesi Konferans ve Sergi Salonu’nda düzenlenen aday ve proje tanıtım toplantısına katılan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 31 Mart Seçimleri’nde AK Parti seçmeninden oy istediklerini söyledi.
“Neyse ki ben varım da, yoksa konuşacak hiçbir şeyi kalmayacak”
CHP’nin diğer partilerden farklı olarak düzenlediği miting ve toplantılarda ilk olarak belediye başkan ve adaylarına söz verdiğini, neler yapıp yapmadıklarının açıklandığını kaydeden CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Öncelikle bizler ile iktidar partisi arasındaki farkı bilmenizi isterim. Bizim belediye başkanlarımız her yerde önce katıldıkları toplantılarda kendi yaptıklarını ve gelecekte neler yapacaklarını anlatırlar. Miting de olsa, toplantı da olsa biz ilk sözü onlara veririz. Çünkü, o kentle ilgili belediye olarak neler yapacaklarını, neler yaptılar neleri hedefliyorlar, vatandaşın bilmesi lazım. Onlar ne yapıyorlar? Bir kişi çıkıyor, o konuşuyor, sözünü bitiriyor. Bütün dilinde ne var, ben varım, bütün dilinde Cumhuriyet Halk Partisi var. Neyse ki ben varım da, yoksa konuşacak hiçbir şeyi kalmayacak” dedi.
CHP’nin kentleri yönetirken insanların mutlu olmasını istediğini dile getiren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Burdur’a gelirken, kente baktığında bir Avrupa kentini gördüğünü ifade ederek, belediye başkanı ve adayı Ali Orkun Ercengiz’e teşekkür ettiğini söyledi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Size geçmişte neler yaptıklarını ve bundan sonra da neler yapacaklarını anlattı. Takdir sizin, sizler karar vereceksiniz. Halkın takdiri her şeyin üstündedir. Hangi partiden olursa olsun, ayın 31’inden sandığa giden bütün Burdurlulardan bir şey istiyorum; ‘Bütün bu hizmetleri görüp, takdir edip, elinizi vicdanınıza koyun ve oyunuzu öyle verin.’ Tek isteğim budur. Bir belediye başkanı ne yapmalı? Harcadığı her kuruşun hesabını vatandaşa vermeli. Ne söyledi belediye başkanınız, ‘Ben Burdurlulara hesap vereceğim’ dedi.
Siz hiç iktidar partisinden bir belediye başkanının çıkıp da, ‘Ben millete, vatandaşlara hesap vereceğim’ dediğini duydunuz mu? Niye hesap vermiyorlar? Bütün çabaları meydanda. Siyaset kurumunda hesap vermek farklı bir şeydir. Siyaset kurumunda hesap vermek, vatandaş ile belediye başkanı arasındaki güven ilişkisini yükseltmektir. Vatandaş diyor ki; ‘Ben vergi veriyorum, harç ödüyorum. Sizler benim paramı harcıyorsunuz’. Belediye başkanı parayı vatandaş için harcıyor. Harcarken de nereye ne kadar harcadığının hesabını verecek. O zaman ne olur, belediye başkanı kul hakkı yememiş olur, belediye başkanı doğru hareket etmiş olur, belediye başkanı hesap vermenin onurunu yaşamış olur. Siyaset kurumunun özelliği budur. Siyaset, halka adanmışlıktır, cebini doldurmak değildir. Bizim siyaset anlayışımız da budur. Bizim siyaset anlayışımızda belediye başkanları millete hesap verir. Her kuruşun hesabını verirler.”
“Sorunları kavgadan uzak şekilde, beraber oturarak çözmemiz lazım”
Son dönemde Türkiye’de varlık kuyrukları oluşturulduğunu öne süren CHP’li Kılıçdaroğlu sorunların kavgadan uzak ve birlik olarak çözülmesi gerektiği ifade ederek, “Bizim belediye başkanımız diyor ki, ‘Öğrencilere etkinlik yapacağım, suyun fiyatını düşüreceğim.’ Saraydaki zat ne diyor, ‘Kimin parasını harcıyorsun?’. Meraklanma uçak benzinin parasını harcamıyor, milletin parasını millet için harcıyor. Yani vatandaşa bir şeyi ucuz vereceğiz, ona bile isyan ediyor. ‘Nasıl ucuz verirsiniz?’ diyor. Bakın, varlık kuyrukları oluştu şimdi. Soğan, domates, sivri biber kuyruğu. Varlık kuyrukları oluşturdular. Ama ben size ne söyleyeyim, en büyük varlık kuyruğunu Şanlıurfa yaşadı. On bin kişilik işe 40 bin kişi başvurdu. Görkemli bir kuyruk. Böyle bir akıl ve böyle bir mantık olabilir mi? Bu milletin aklıyla dalga geçmek senin haddine mi? ‘Nasıl söylüyorsun sen?’, söylüyorum. Türkiye bir yangın yeri, işsizlik var, yoksulluk var. Çiftçi memnun değil, ailelerde huzursuzluk var, bütün bu sorunları bir şekilde çözmemiz lazım. Halkın ferasetine güvenerek, halkın desteğiyle çözmemiz lazım. Kavgadan uzak şekilde, beraber oturarak çözmemiz lazım” diye konuştu.
Belediye başkan adaylarından 2 şey istedi
Kılıdaroğlu, partisinin belediye başkan ve adaylarından 2 şey istediğini aktararak, “Belediye başkanlarımdan şunu da istiyorum; bir mahalle ile ilgili bir karar alırken, o mahallenin muhtarını mutlaka dinleyeceksiniz. Mahallenin muhtarını davet edeceksin veya sen gideceksin. İşbirliği içerisinde, dolayısıyla birlikte yönetim. Muhtarı kim seçiyor, mahalleli seçiyor. Belediye başkanını daha geniş kitleler seçiyor. El ele verecekler, gönül birliği kuracaklar ve bulundukları bölgeye el birliğiyle daha iyi hizmeti verecekler, arzularımdan birisi de budur. Dolayısıyla belediye yönetiminde işbirliği son derece önemlidir. Belediye başkanlarımızdan bir şey daha istiyorum. Gerçi belediye başkanımız bunu yapıyor. Belediye başkanı seçildiğiniz andan itibaren, size oy versin veya vermesin, bütün vatandaşlara eşit hizmet götüreceksiniz. Bunu istiyorum. Ayrımcılık yok bizim partimizde, ayrımcılık yapmayacak” şeklinde konuştu.
AK Parti seçmenine çağrı
31 Mart seçimlerinde AK Partili seçmenlere de seslenen Kılıçdaroğlu, “AK Partili kardeşlerime de seslenmek istiyorum; ‘Sen yerel yönetimlerde iyi bir hizmet alıyorsan, bu şehrin caddeleri, sokakları temizse, belediye başkanı hem geçmiş boşları ödeyip hem de yeni ve güzel yatırımları yapıyorsa, vatandaşların gönlüne dokunan, onları huzurlu kılan bir kenti inşa etmeye başlamışsa, sen de sandığa giderken elini vicdanına koy ve Orkun Başkana gel oyunu ver’. Bunu istiyorum. İstediğimiz bu. Diğer siyasal partilere de oy veren kardeşlerim, bu bir yerel seçim. Bir belediye başkanı çalışıyorsa, üretiyorsa, vatandaşın gönlünü kazanıyorsa, yaptığı bütün harcamaların hesabını veriyorsa hiçbir sorunumuz yoktur. Ona destek olmak lazım, her türlü desteği vermek lazım. Dolayısıyla bu aynı zamanda demokrasinin güçlenmesi demektir. Biz bunları yapmak zorundayız, yaptığımız zaman başarılı oluruz” ifadelerini kullandı.
“Her yerde kriz var, sarayda kriz yok”
“Türkiye, gerçekten bir ekonomik krizin ortasındadır” diyerek sözlerini sürdüren Kılıçdaroğlu, “Her yerde kriz var, bir yerde kriz yok. Nerede? Sarayda kriz yok. Sarayda kriz olmadığı için ‘Türkiye’de kriz yok’ diyor. Yazlık sarayın var, kışlık sarayın var, uçan sarayın var. Yetmiyor mu Allah aşkına yetmiyor mu? Yetmiyor. Ve bizler, bu ülkede yaşayanlar, birlikte yaşama arzusunu, iradesini ortaya koyanlar, hiçbir ayrım yapmadan, kimseyi ötekileştirmeden, kimsenin inancını, kimliğini sorgulamadan, bütün farklılıklarımızı bir kenara koyarak birlikte yaşamayı zenginlik kabul edenler, yani bizler, kendi ülkemize sahip çıkmak zorundayız. Kendi demokrasimize sahip çıkmak zorundayız. Kırsalda yaşayan çiftçinin derdini biliyorum, acısını da biliyorum. Sarayda oturanlar halkın derdini bilemezler. Hele hele 3 bin kişilik koruma ordusuyla gezenler, halkla yan yana gelemezler. Bunları bilmemiz lazım” ifadelerine yer verdi.
“Oylarımızı ya saraydan ya da halktan yana kullanacağız, benim gönlüm halktan yanadır”
Türkiye’nin son 16 yılda yanlış dış politikalar nedeniyle büyük faizler ödediğini savunan Kılıçdaroğlu şu açıklamalarda bulundu: “Her yerde perişanlık var, büyük paralar ödeniyor. Hanımlar, evde musluğu açarken 5 çeşit vergi ödüyorsunuz. Elektrik düğmesine bastığınız andan itibaren 4 çeşit vergi ödüyorsunuz. Nereye gidiyor bu paralar? 16 yılda, Londra’daki bir avuç tefeciye ödenen faiz 149 milyar dolar. Yanlış dış politika nedeniyle Türkiye’deki Suriyelilere ödenen para, 35 milyar dolar. Peki, çiftçiye niye ödenmiyor. Kim ödüyor 35 milyar doları, sizler ödüyorsunuz. Bu seçimler bu açıdan önemlidir. Sandığa gideceğiz ve oylarımızı kullanacağız. Neden yana kullanacağız? Ya saraydan yana ya da halktan yana kullanacağız. Benim gönlüm halktan yanadır.”
“Kürkte vergi sıfırlandı, saray sosyetesinin kürke ihtiyacı var”
Kılıçdaroğlu Türkiye’deki vergi yükünden bahsederek, kürkte kaldırılan vergiyi eleştirerek, “Vergi yükü artıyor, vatandaş vergi yükü altında eziliyor, biliyorum. Ama AKP bir müjde verdi, ‘Kürkte vergi sıfırlandı’. Erkeklere bir müjdem var, bu salondan çıktıktan sonra hanımlara kürk alın. Kürkte vergi niye sıfırlanır Allah aşkına, bana bir Allah’ın kulu çıkıp, söylesin. Suda vergi var, kefende vergi var, portakalda vergi var, domateste vergi var, her şeyde vergi var, kürkte vergi sıfırlandı. Niçin? Saray sosyetesinin kürke ihtiyacı var. Başka ne olabilir Allah aşkına?” diye konuştu.
Başkan Ercengiz’den övgüyle bahsetti
Kılıçdaroğlu daha sonra partisinin Burdur belediye başkanı ve adayı Ali Orkun Ercengiz’i kürsünün yanına çağırarak, “Genç ve yakışıklı bir belediye başkanınız var. Burdur’a hizmet etmenin yüreğini taşıyan bir başkan. Ben onu sizlere, sizleri de Allah’a emanet ediyorum” diyerek sözlerini noktaladı.
CHP’nin Burdur aday ve proje tanıtım toplantısı, adaylarla sahnede birlikte poz verilmesiyle son buldu.
Kılıçdaroğlu daha sonra İYİ Parti ile CHP’nin ortak mitingine katılmak üzere Denizli’ye hareket etti.