Çiçek, Kurtuluş Savaşı'nın Kahramanlarından Baysel'in Torununa İstiklal Madalyası Verdi
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Kurtuluş Savaşı'nın kahramanlarından Nezahet Baysel'in 95 bin 262'nci İstiklal Madalyası sahibi olarak tarihte hak ettiği yere resmi olarak kaydedildiğini ifade ederek, "Bu rakama bakarsanız nasıl bir coğrafyada yaşadığımızın hepimizin farkında olması lazım. Bilelim ki bu rakam, bu coğrafyanın sıradan bır coğrafya ve vatan olmadığının en kesin ve net kanıtıdır" dedi.
Çiçek, törende yaptığı konuşmada, Nezahet Baysel'i "cesur bir Anadolu kadını" olarak niteleyerek, "Bir borcumuz vardı. Gecikerek de olsa onu yerine getirmemiz gerekti. Bunun için milletimizden özür diliyorum. Merhum Baysel kalbimizde, gönlümüzde büyük bir kahraman ama bunu resmileştirmekte biraz geciktik. Bu da bizim kusurumuz, ayıbımız" diye konuştu.
TBMM'nin 30 Ocak 1921 tarihli oturumunda İstiklal Madalyası verilmesi kararlaştırılan ilk kişinin Baysel olduğunu ifade eden Çiçek, ancak o hengameli günlerde bunun işleme konulamadığını ve Baysel'in madalyasını alamadan 1993 yılında Hakkın rahmetine kavuştuğunu, hayattayken de hiçbir zaman "madalyamı verin" talebinde bulunmadığını söyledi.
Bugün merhum Nezahet Baysel'in 95 bin 262'nci İstiklal Madalyası sahibi olarak tarihte hak ettiği yere resmi olarak kaydedilmiş olacağını belirten Çiçek, şöyle konuştu:
"Bu rakama bakarsanız nasıl bir coğrafyada yaşadığımızın hepimizin farkında olması lazım. Bugünkü nesiller olarak bazen hırs aklımızın önüne geçiyor. Kuru kavgalarla, çekişmelerle, tartışmalarla nasıl bir vatanda yaşadığımızın farkında olmuyoruz. Belki zaman zaman minnet ve şükran duygularımızı ifade etmekte geç kalıyoruz. Bilelim ki bu rakam, bu coğrafyanın sıradan bır coğrafya, sıradan bir vatan olmadığının en kesin ve net kanıtıdır."
Anadolu'nun kadın-erkek, yaşlı-genç fark etmeksizin büyük fedakarlıklarla yeniden vatan olduğunu ifade eden Çiçek, şunları söyledi:
"Hayatın her alanında değer yaratan ve hayata estetik katan kadınlarımız, taşıdıkları ulvi duygularla gereğinde en çok sevdiklerini bile feda ederek Türk milletinin mukadderatının tayinine hizmet etmişlerdir. Merhum Nezahet nine gibi çocuk yaşta cephede kurşun sıkanların yanında, çocuğunu saracağa kundağa, cepheye ulaştırmak için taşıdığı mermileri saran cefakar kadınlarımız sayesinde bu topraklar yeniden vatan olmuştur.
Bu topraklarda adını bildiklerimizin yanında tarihe adını 'isimsiz kahraman' olmarak yazdıran binlerce kadınımız vardır. İşte onlar bizim ninelerimiz, analarımız, bacılarımız, teyzelerimiz, halalarımızdır. Onlar Atatürk'ün dediği gibi Türk milletini zafere götüren yürekli Anadolu kadınlarıdır. Türk milleti, Anadolu'nun mahşer yerine döndüğü o imtihan günlerinde kadınlarımızın bu topraklara geçirdikleri tırnakları sayesinde kurtuluş yolunu açmıştır. Tarihimizin sayfalarına altın harflerle yazılan bu kahramanlarımız, kültürel genetiğimizin şifreleri olmuşlardır.
Binlerce sayılabilecek o bahtiyarlık timsali Tarsuslu Kara Fatmaların, Tayyar Rahmiye'nin, Onbaşı Halide'nin, Binbaşı Ayşe'nin, Nene Hatun'un, Süreyya Sülün Hanım'ın, Onbaşı Nezahet Baysel'in daha nicesinin hatırası, kalp huzuruyla yaşadığımız bu ülkede, bizlerle birliktedir."
Çiçek daha sonra Milli Savunma Bakanı İsmet Özel ve İçişleri Bakanı Muammer Güler ile birlikte Nezahet Baysel'in torunu Şebnem Üçok'un kızı Gizem Ünaldı'ya Baysel'in İstiklal Madalyası'nı taktı. Törene Üçok'un diğer kızı Didem Ünaldı da katıldı.
Gizem Ünaldı madalyayı aldıktan sonra yaptığı konuşmada, "92 yıl sonra birtakım bürokratik engellere takılmasına rağmen bu gururlu günü bize yaşatan ve İstiklal Madalyası'nı almamıza vesile olan herkese çok teşekkür ediyoruz. Cumhuriyetin 90| yılında bu gurur verici olaya şahit olabilmek ve torunları olarak bu madalyayı taşımak çok onur verici. Herkese, özellikle de devlet büyüklerimize teşekkür ediyorum" dedi.
Törenin ardından Cumhuriyet'in 90| yılı etkinlikleri kapsamında TBMM Türk Sanat Müziği Korosu konser verdi.