Cumhurbaskanligi Sözcüsü Kalin 'Haci Bektas Veli'nin Vefatinin 750. Yil Dönümü Anma Etkinlikleri'nde Konustu Açiklamasi

Cumhurbaskanligi Sözcüsü Ibrahim Kalin, "Haci Bektas Veli'nin ait oldugu, büyüttügü ve derinlestirdigi gelenek, bizim Anadolu irfan gelenegimiz olarak yüzyillardir sadece bu topraklara degil, bu topraklarin çok ötesinde bütün insanliga isik tutmaya devam ediyor." dedi.

Kalin, Cumhurbaskanligi ve UNESCO tarafindan 2021'in "Haci Bektas Veli Yili" ilan edilmesi dolayisiyla Kültür ve Turizm Bakanligi tarafindan Haci Bektas Veli Külliyesi önünde düzenlenen anma programinda yaptigi konusmada, orman yanginlarinda hayatini kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi.

Kalin, yürekleri yakan bu yanginlarin sona ermesi için hep birlikte çalisacaklarini söyledi.

Tarihte iz birakan bütün büyük fikirlerin, ya büyük bir gelenege dayandigini ya da o gelenegi devam ettirdigini belirten Kalin, "Haci Bektas Veli'nin ait oldugu, büyüttügü ve derinlestirdigi gelenek, bizim Anadolu irfan gelenegimiz olarak yüzyillardir sadece bu topraklara degil, bu topraklarin çok ötesinde bütün insanliga isik tutmaya devam ediyor. Zira gelenek Türkçede kelime itibariyla 'gelene ek' demektir. Eklendigi oranda hayatiyetini koruyan dinamik, organik bir süreci ifade eder." diye konustu.

Kalin, gelenegin sadece tarihteki yasanmis hadiselerin envanterinden ibaret olmadigini vurgulayarak sunlari kaydetti:

"Gelenek, biz ona bir sey kattigimizda, onun ruhunu kendi ruhumuzda teneffüs etmeye basladigimizda hayatiyet kazanan ve süreklilik kazanan bir seydir. Yüzlerce yil sonra bugün 750. yilinda vefatini andigimiz Haci Bektasi Veli, onun yolundan gittigi diger erenler ve onun yolundan giden diger Anadolu erenleri, bu gelenegi yasatmis ve bize büyük bir miras olarak birakmistir. Arifler, mutasavviflar, dedeler, canlar ve mürsitler olarak bugün de bizim yolumuzu aydinlatmaya devam ediyorlar. Bugün aslinda onlarin mesajina insanligin her zamankinden fazla ihtiyaci var. Çünkü maddenin dar dünyasinda bir mana krizi yasayan insanin, bir çikisa, bir kurtulusa ihtiyaci var. Madde dünyasi elbette önemli, göz ardi edemeyiz. Islam gelenegi maddi dünyayi, içinde yasadigimiz alemi hiçbir zaman hafife almamistir. 'Gidin ve o alemi imar edin' demistir, 'o dünyada adalet tesis edin' demistir. Böylelikle Islam medeniyeti çok güçlü bir medeniyet olarak ortaya çikmistir."

Islam medeniyetinin sehirleri, mimarisi, ekonomisi, sanati, müzigi ve siiriyle maddi dünyayi da en güzel sekilde insa eden bir gelenege sahip oldugunu anlatan Kalin, bunu ayakta tutanin ise ruh ve mana oldugunu belirtti.

Kalin, 13. yüzyilin ilk yarisinin sonlari ve ikinci yarisinin baslarinda Mogol istilasiyla yerle bir edilen Anadolu topraklarini çok kisa bir sürede tekrar ayaga kaldiran, imar eden, medeniyet ruhunu kuranlarin yine bu erenler ve onlarin manevi ögretileri oldugunu vurguladi.

Tarih kitaplarina bakildiginda, 13. yüzyilin ikinci yarisi ve 14. yüzyildan itibaren Mogol istilasi hiç yasanmamis gibi bir büyük medeniyet hamlesinin, maneviyat yürüyüsünün yeniden basladigini ifade eden Kalin, "Bu da Ahmet Yesevi'den Haci Bektas Veli'ye, Tapduk Emre'den Yunus Emre'ye, Mevlana'dan Sari Saltuk'a ve günümüze kadar devam eden ilim irfan geleneginin büyük bayraktarlari, kilavuzlari sayesinde insa edilmis bu medeniyet yolunun en güzel örnekleridir. Bugün buna her zamankinden daha fazla ihtiyacimiz var. "Haci Bektas Veli, 'Gelin canlar bir olalim.' dediginde, 'can' dedigi insanin kendisiyle, hemcinsleriyle, diger insanlarla, esya ile varlik, hayvan ve bitkilerle, hepsinin üzerinde de Rabbi ile ünsiyeti ve muhabbeti kurabilmis ve ona göre yasamis bir insandi. Bugün bunu tekrar hatirlamaya ihtiyacimiz var." diye konustu.