Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan cuma hutbesinde, cemaat kelimesinin kadın, erkek, yaşlı, genç, zengin, fakir, engelli, engelsiz toplumun her kesiminden, her yaştan ve her sınıftan Müslüman'ı içinde barındırdığı, dini değerleri istismar eden örgütün, cemaat kavramını da çarpıttığı belirtildi.
"Cami ve Cemaat adabı" konulu cuma hutbesi, Türkiye genelindeki camilerde okundu.
Hutbede, Hazreti Muhammed'in vefat edeceği gün hastalığından dolayı sabah mescide gidemediği, evinin mescide bakan penceresinden ashabının Hazreti Ebubekir'in imametinde cemaatle huşu içerisinde namaz kıldığını görünce çok sevindiği, tebessüm ettiği ve Allah'a şükrettiği belirtildi.
Caminin, İslam'ın sembolü, birliğin ve dirliğin nişanesi olduğuna işaret edilen hutbede, Hazreti Muhammed'in camilerin, "Allah katında en makbul mekanlar" olduğunu buyurduğu anımsatıldı.
Hutbede, cemaatin ise ibadet amacıyla Allah'ın huzurunda bir araya gelip namaz kılan müminlerin ortak adı ve İslam medeniyetinde yer edinen dini bir kavram olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Üzülerek ifade etmek gerekir ki tüm dini değerlerimizi ve kavramlarımızı istismar eden bir örgüt, cemaat kavramını da çarpıtarak ve ayrışmaya yol açacak şekilde kendine mal etmeye çalışmış, tevhit ve vahdetin sembolü olan bu kavramı, fitne ve fesatla, ayrılık ve ihanetle beraber anılır hale getirmiştir. Halbuki geleneğimizde cemaat olmak, tevhit bilinciyle kaynaşmak, vahdete ermek demektir. Birlikte dirliği elde etmektir. Bu yönüyle cemaat kelimesi kadın, erkek, yaşlı, genç, zengin, fakir, engelli, engelsiz toplumun her kesiminden, her yaştan ve her sınıftan Müslüman'ı içinde barındırır."
- Hutbe dinlerken cep telefonuyla ilgilenmeyin uyarısı
Camide bulunmanın ve cami cemaati olmanın bazı kuralları ve adabının bulunduğuna dikkat çekilen hutbede, Araf Suresi'nin 31. ayetine atıf yapılarak, müminlerin camiye giderken beden, kıyafet temizliğine dikkat etmeleri ve güzel bir şekilde abdest almaları gerektiği dile getirildi.
Müminlerin kötü kokan yiyecekler yiyerek camiye gelmelerinin, sünnete aykırı olduğuna işaret edilen hutbede, şu ifadelere yer verildi:
"Vaaz ve hutbeler, birer eğitim yuvası olan camilerin insanlığı imana, irfana, ahlaka davet eden sesleridir. Caminin ve cemaat olmanın adabı olduğu gibi hutbe dinlemenin de bir adabı vardır. Hutbe okunurken huşu içinde hatibi dinlemek dini bir gerekliliktir. Yanındakiyle konuşmak, başka şeylerle ilgilenmek, cep telefonuyla meşgul olmak hutbenin özünden uzaklaşmaya, mesajını kaçırmaya ve sevabından mahrum kalmaya sebep olur. Sevgili Peygamberimiz, bir müminin hutbe esnasında göstermesi gereken duyarlılığı şöyle ifade etmiştir, 'Cuma günü imam hutbe okurken konuşan arkadaşına: Sus, desen bile hatalı bir iş yapmış olursun'."
'Dini Değerlerimizi İstismar Eden Örgüt, Cemaat Kavramını Da Çarpıttı'
Türkiye genelindeki camilerde Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 'Cami ve Cemaat adabı' konulu cuma hutbesi okundu Hutbeden: 'Cemaat kelimesi kadın, erkek, yaşlı, genç, zengin, fakir, engelli, engelsiz toplumun her kesiminden, her yaştan ve her sınıftan Müslüman'ı içinde barındırır' 'Tüm dini değerlerimizi ve kavramlarımızı istismar eden bir örgüt, cemaat kavramını da çarpıtarak ve ayrışmaya yol açacak şekilde kendine mal etmeye çalışmış, tevhit ve vahdetin sembolü olan bu kavramı, fitne ve fesatla, ayrılık ve ihanetle beraber anılır hale getirmiştir'.