Diyarbakır Barosu`ndan Kck Operasyonları İçin Tepki
Diyarbakır Barosu, dün 16 ilde düzenlenen KCK operasyonunu basın açıklaması ile kınadı.
Diyarbakır Adliye Sarayı önünde bir araya gelen Diyarbakır Barosu`na mensup avukatlar adına açıklamada bulunan Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, dün yapılan KCK operasyonunda, aralarında kendi barolarına mensup 7 kişinin ve Türkiye`nin çeşitli barolarında kayıtlı 50`ye yakın meslektaşlarının gözaltına alındığını söyledi. Meslektaşlarına yönelik suçlamalar konusunda henüz bir bilgiye sahip olmadıklarını belirten Aktar, baskıcı dönemleri aratmayan bir yargı ve idari pratik ile karşı karşıya kaldıklarınıifade etti. İleri demokrasi hedefi ile yola çıkan hükümetin sıkıyönetim ve olağanüstü hal uygulamalarına nispet yaparcasına toplumun tüm muhalif kesimlerine karşı adeta bir cadı avı başlattığını kaydeden Aktar, "Maalesef yargı kurumları da buna alet olmaktadır. Toplum olarak büyük gözaltı kampanyası ile tetikçi totaliter bir rejime doğru büyük adımlarla ilerlemekteyiz Başbakan ve hükümet yetkililerinin cadı avının yargının işinin olduğunu belirtmişlerse de Başbakanın hemen her gün devam eden davasoruşturmaları hakkında yargıç edasıyla verdiği demeçler göstermektedir ki artık mızrak çuvala sığmamaktadır" dedi. Başbakanın yakın geçmişte başka bir davanın avukatı olmakla suçladığı siyasi rakiplerini arattığını ve KCK davasının hem savcısının hem de yargıcı olduğunu savunan Aktar şöyle konuştu: "Bu davalar hakkında hemen her gün demeç vermenin en basit anlamda adil yargılamayı etkileme suçunu oluşturduğunu çalışkan savcılarımıza hatırlatıyoruz. İleri demokrasi olarak bizlere yutturulan şey hep bana demokrasi anlayışından başka bir şey değildir. Topluma giydirilen yine deli gömleğidir. Değişen sadece rengidir. Geçmişte büyük acılar yaşayan bir politik gelenekten gelen bu hükümet elitinin bugünkü pratiğini özetlemek gerekirse mazlumun zulmü tabiri son derece uygun düşmektedir. Yargının sonuygulamaları dikkate alındığında bu ülkede hukukun üstünlüğü ilkesinin bir anlamının kalmadığı ve toplumun bütün kesimlerinin kendilerini açık bir tehdit altında hissettiği bir döneme tanıklık etmekteyiz. Bu koşullar altında yapılacak yeni anayasa hükümetin kendi anayasası olacaktır. Kürt sorunun demokratik ve barışçıl çözümü için silahlar susturulmalı, basın düşünce ve örgütlenme önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Başta gözaltına alınan meslektaşlarımız olmak üzere tüm politik tutuklular serbestbırakılmalıdır. Kürtlerin de bu ülkenin yurttaşları olduğunu yargı mercilerine bir kez daha hatırlatıyoruz." Basın açıklamasının ardından toplanan baro mensupları adliye önünde 5 dakikalık oturma eylemi düzenledi.